Öncelikle bir partinin genel başkan yardımcısı hem de kendi seçim bölgesinde tüm partisini şaibe altında bırakacak açıklamalar yapmaz.

Ancak Bursa’da CHP’nin içindeki kavga o kadar büyük ki ve özellikle mezhep siyaseti yapanların birbirlerine düşmesiyle birlikte artık kimin ne yaptığını kestirebilmek mümkün değil…

Orhan Sarıbal… CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili. En önemli özelliği mezhep siyasetinin dibini sıyırması. Önümüzdeki süreçte rakipleri bir hayli arttı. İl kongresi öncesi büyük mücadelesine rağmen İsmet Karaca’nın seçimi kazanmasını engelleyemedi.

Kongreyi kaybetti ama o günden beri İsmet Karaca ve ekibini gölge gibi izliyor. Her adımlarını takip edip not alıyor.

Şimdi önceki gün Orhan Sarıbal, Osmangazi’deki bir otopark ihalesinden yola çıkarak isim vermeden partisinin Osmangazi ve Büyükşehir Meclis Üyesi Ercan Korkmaz’ı hedef aldı.

Önce biraz Ercan Korkmaz’a bakalım. Korkmaz CHP Osmangazi ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi. Mesleği avukatlık. Sarıbal’ın ağzında geveleyip söyleyemediği Sıcaksu bölgesindeki otoparkın işletme hakkını ihaleyle alan spor kulübünün da avukatı aynı zamanda.

CHP’de ismi sürekli öne çıkan isimlerden gelecek dönemde milletvekilliği için ismi sıklıkla dillendiriliyor. Ercan Korkmaz Alevi ancak Orhan Sarıbal’ın sevmediklerinden. Kontenjanı doldurma riskine karşı hem il hem de Sarıbal’ın hedefinde.

Gelelim Orhan Sarıbal’a…

Önceki gün bir açıklama yaptı. Yine il başkanının olmadığı bir sırada İl Başkanlığı’nda yaptığı açıklama isim vermedi ama oldukça sert konuştu.  "CHP, asla hukuk dışı yöntemlere başvurmayan ve bu yöntemlerle ilişkilendirilemeyecek tek partidir" sözleriyle başlayan açıklama da bakın Sarıbal neler söyledi:

- CHP’de hiçbir üyenin, hukuk dışı hiçbir oluşumla birlikte hareket etmesi, yan yana görünmesi asla kabul edilemez. CHP kolektif iradeyi kendi menfaatleri için kullananların partisi değildir. Meclis üyesi olarak ihalelere girmek, ihale takip etmek ve bu tür girişimler etik ve ahlaki olmadığı için asla müsaade edilmez. Hoş görülmez ve üstü örtülmez.

- Böyle bir davranışın CHP’nin ve üyelerinin siyaset anlayışında da yeri olamaz. Bir siyasi partinin ya da kurumun temsilcilerini rüşvet almakla suçlamak belge ve bilgileri ile ispata muhtaçtır.

- İddia edilen ve itham edilen bir partinin il yöneticisi ve meclis üyesi varsa mutlaka kim olduğu açıklanmalıdır. Aksi takdirde yöneticilerimizin zan altında kalmaması için yasal haklarımızı kullanacağız.

CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak duruşumuzu, düşüncemizi, tavrımızı tüm kamuoyuna bildirirken; maksatlı olarak partimiz CHP’yi itibarsızlaştırmak amaçlı bu tür karalamalara izin vermeyeceğimizi tüm kamuoyunun bilmesini isterim. Unutulmasın ki; hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.”

Şimdi kısa bir geçmişe gitmenin zamanı. Yukarıda etikten bahseden Orhan Sarıbal’ın işine geldiği zaman etik işine gelmediği zaman ne dediğini daha iyi anlamak için.

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in müstakbel kayınçosunun üzerine Hasanağa Göleti kenarında milyonlarca lira değerinde bir kaçak villa ortaya çıkmış ve Bursa Şehir Gazetesi olarak belgeleriyle bunu ortaya koymuştuk. İşte resmi belgelerle kaçak ve kanunsuz olduğu ortada olan o kaçak villa yıkılmasın diye Nilüfer Belediyesi’nde basın toplantısı düzenlendi.

Dönemin il başkanı, Turgay Erdem ve Sarıbal, büyükşehir meclis üyelerini de yanlarına alarak açıklama yaptı: Bakın kendi belediyelerinin sitesinde yer alan haberde ne diyor etik değerlere çok bağlı olan (!) Sarıbal;

“31 Mart ve 23 Haziran sonrasında siyasal iktidarın, CHP belediyeleri üzerinde özel çalışmalar yapmak üzere çeşitli yapılar oluşturduğunu belirterek  “CHP belediyelerini ısrarla itibarsızlaştırmaya, ötekileştirmeye, zora sokmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

 Eğer bir sorun çözülecekse hep birlikte muhalefet, iktidar ve meslek odaları oturalım, birlikte ülkenin kanayan yarası olan izinsiz binalarla ilgili bir çözüm üretelim. Ne yazık ki böyle bir sorunu birlikte çözme iradesi yerine para kazanmak için imar barışı deyip defalarca üst üste olanaklar, maddeler ilave ederek yenilediler.

 Elbette hukuka uygun olmayan hiçbir şey bize de uygun değildir. Ama siyasi iktidar köşeye sıkıştıkça saldırıya geçmekte. CHP’li belediyeler üzerinde çalışmalar yapmakta. Yerelde ve genelde ülke sorunlarını çözemeyen iktidar, bir kara kampanya yürütüyor. Bilinsin ki biz bu siyasi linçin karşısında olacağız”.

Belgeleriyle tespit edilen ve kaçak olduğu ispatlanan o şato yıkıldı. Sarıbal çıkıp kamuoyundan özür dilemedi. Nerede etik?

Biraz daha geri gidelim. Sarıbal bir süre önce araları bozulmasına rağmen daha önce ayrılmaz kanka olduğu Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile CHP Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun belediye üzerinden ticari ilişki nedeniyle soruşturma izni verilmesine ses çıkarmadı. Eeee etik nerede Sarıbal demekler mi?

Bu örnekleri uzatmamız mümkün ancak Sarıbal’ın bugün söylediği ile yarın söylediği arasında fark oluyor maalesef. İşine nasıl geliyorsa öyle demokrat!

Yukarıda önceki gün yaptığı açıklamayı vermiştim. Aradan 24 saat geçmeden yayınladığı çevir kazı yanmasın mesajını da koyalım şuraya:

“17 Mayıs 2020 tarihinde sosyal medya hesaplarımızda “CHP’NİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ” başlığı ile yayınladığımız açıklama CHP’nin kurumsal kimliğini her şeyin üstünde tuttuğumuzu ifade eden, CHP’yi itibarsızlaştırmak amaçlı karalamalara karşı duruşumuzu belirten bir açıklamadır. Bunun dışındaki yazılar, yorumlar, görüşler bize ait değildir. Saygılarımla… Orhan SARIBAL-CHP Bursa Milletvekili”

E ne diyelim…

Rezil olmayı hobi haline getiren bir zihniyetten daha ne bekleyebiliriz ki?

**********************

Gökçenlerden yardım istediniz mi?

Malum Sıcaksu bölgesinde Osmangazi Belediyesi’ne ait arazinin kiralanması ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Karamanspor Kulübü’nün araziyi kiralayışı Gökçen gurubunun keyfini kaçırdı.

Konumuz bu değil tabi. Konuyu zaten sosyal medyadan görmüşsünüzdür.

Şimdi o tartışmalar içinde CHP’li il yönetici ile bir meclis üyesinin Gökçenler’e giderek para istediği iddiası gündeme bomba gibi düştü.

Hatta bu iddianın ardından Bodrum’da olan İl Başkanı İsmet Karaca’nın apar topar Bursa’ya döndüğü de ileri sürülüyor.

Önce iddiayı verelim. CHP İl Başkanı İsmet Karaca ve Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Hasan Keleşoğlu, Ramazan öncesi Gökçenler’e giderek partiye destek olmalarını isterler.

Gökçenler de zaten bu tür destekleri verdiklerini ancak partilerinden avukat bir meclis üyesinin Sıcaksu bölgesinde kendilerini zor duruma düşürdüğünü söyler.

 Karaca ve Keleşoğlu ise gerekirse avukatın partiden bile atılabileceğini aktarırlar. Bu ziyaretler iki defa gerçekleşir.

Bunlar CHP içinden gelen iddialar.

Şimdi ben soruyorum:

İsmet karaca ve Hasan Keleşoğlu, Gökçenlere para istemeye gittiniz mi?

Meclis üyesiyle ilgili konu gündeme geldi mi?

Meclis üyesini partiden atmak için disiplin sürecini başlattınız mı?

Partiye Gökçenler para verdi mi? Verdi ise o paralar ne oldu?

Devam edeceğiz…