SON DAKİKA
Hava Durumu

Evine Dön

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2020 20:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2020 20:20

Geçtiğimiz haftanın en konuşulan cümlesiydi “Evine Dön”. Durup dururken söylenecek bir söz değil, hele siyasetin ve hitabın ustası Dr. Devlet Bahçeli’nin ağzından çıkan bir cümle olduğunda, üzerine derin derin düşünmeden edemiyor insan ve nitekim ulusal basınımızın birçok köşe yazarı bu söz üzerine birçok yazı kaleme aldı.

Hem ulusal hem de yerel basınımızda bu sözün bıraktığı intiba “Meral Akşener’in MHP’ye hatta Cumhur İttifakına davet edilmesi” şeklinde algılandı. Ben çoğunluğun aksine farklı düşünüyorum. Sayın Bahçeli’nin dikkatle seçerek sarf ettiği bu cümlenin; yolunu şaşırmış, gittiği yoldan başarılı olamayan, yeni yollar arayan Akşener’e hitaben, şaşırdığı bu yoldan vazgeçerek artık evine, eşinin ve evladının yanına dönmesinin kendisi için daha iyi olacağı şeklinde bir nasihat, İP tabanı içinse “son çağrı” olarak görüyorum.

İP’in hikayesi Haziran 2015 seçimlerinin sonucunda başladı.

Ak parti, Davutoğlu ’’liderliğinde” girdiği seçimde (Davutoğlu’nun ayak oyunları sayesinde) tek başına iktidar olma şansını yitirmiş, seçim sonucunu, yıllardır Ak parti ve/veya Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak isteyen yerli yabancı bir çok gücü sevinçle karşılamıştı (normal koşullarda tek başına iktidar sonucunda istikrar kazanacağı düşünülen finans piyasalarında bile koalisyon ihtimali ağır basmış olacak ki  TL’nin değer kazanmasıyla iktidara ve muhalefete koalisyon mesajı piyasalar üzerinden verilmişti). Erdoğan karşıtı küresel cephe koalisyon hesaplarını masaya sürmüş, MHP+CHP+HDP ittifakıyla, Ak partiden kurtulma hesapları yapmaktaydı. O süreci hatırlayanlar ayrıntıları da unutmamıştır. AK Pati- CHP ittifakı, CHP-MHP ittifakı dışarıdan HDP desteği, CHP-HDP ittifakı dışarıdan MHP desteği gibi çeşitli seçenekler dillendirilmişti. MHP’nin misyonuna uygun tavrı ve Erdoğan’ın aklı galip gelerek ülke Kasım seçimi seçeneğini uygulamaya sokmuştu.

İşte bu Haziran2015 seçimlerinde, iktidarı alabileceğini gören küresel güçler, PKK’nın siyasi kanadı olan HDP ile koalisyona direnen MHP’yi, Meral Akşener sayesinde bölüp, CHP+İP+HDP seçeneğini kullanıma soktular. Bu ittifakın daha sonraki serüvenini artık hepimiz biliyoruz.

İP’in kuruluş programında, PKK’ya yardım ve yataklık yapan “NATO’ya bağlılık” maddesinin vurgulanması, Meral Akşener’in MHP’yi bölmek için çıktığı yolda, FETÖ’nün  medyasını bol bol kullanan ve bu kanallarda “yakında her şey değişecek, ben başbakan olacağım”, ortada ne seçim nede kurultay olmadığı halde “yoo bu böyle gitmeyecek Temmuz 15’den sonra işler değişecek”  söylemleri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Demirtaş’a özgürlük” söylemleri … Meral hanımın kaybolduğu, başaramadığı ve artık “evine” dönmesi gereken yolun hikayesi olarak kalacak.

İnce Siyaset

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet ittifakının adayı olarak katılarak başarı sağlayan Muharrem İnce, işte o seçimde Abdullah Gül’ün adaylığını engellediği ve seçim gecesi sonuçlar açıklandıktan sonra parti merkezinin “sokağı karıştıralım” çağrısına uymadığı için cezalı duruma düşmüştü. Son kurultayda bu cezasını salonun en arkasında WC yanında oturtularak çekti. CHP’deki Abdullah Gül sevdasının tekrar alevlendiğini gören, CHP’nin son kurultayda belirlediği yeni Altı Ok’un liberalizm ile dönüştürüldüğünü gözlemleyen ve kendi ifadesiyle “CHP’de Atatürk düşmanları var” çığlığını atan İnce’nin artık CHP ile yol yürümesi çok zor.

Muharrem İnce’nin yeni bir parti veya 1.000.000 imza ile Cumhurbaşkanı adayı olacak bir hareketin başı olması arasında bir kara aşamasında olduğu görülüyor. Küresel ve yerel muhalifler tarafından hoş karşılanmayacak ve hatta engellerle karşılaşması muhtemel bu siyasi hareketin parti olarak yaşam şansı bulması maddi açıdan çok zor gözükse de siyasi bir hareket olarak yoluna devam edip, Cumhurbaşkanı adayı olması sanki daha olabilir bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

CHP’nin son ve tarihi kurultayına atıfta bulunarak açıklama yaptığı iddia edilen Muharrem İnce’nin son açıklaması tamda yeni CHP’yi tarif ediyor.

Ne diyor Muharrem İnce:

“Partinin bir ayağı Kandil, bir ayağı Brüksel’de olmayacak. İki ayağı da Ankara’da olacak”

Sözünde durursan; ayağına taş değmesin Muharrem İnce.    

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.