SON DAKİKA
Hava Durumu

Fatö'nün Mübarek Hendekleri

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2016 05:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2016 05:13
Bugün ekonomi üzerine yazacağım. Ekonomiden anlamadığımı biliyorum. Ama anlamadığım ekonomiyi yaşıyorum. Karşılaştırma yapabiliyorum. Yaşadığım ülkenin ekonomi politiğini az çok gözlemleyebiliyorum.

Almanya’da yaşayan arkadaşlarımdan öğrendiğime göre 100 bin Euro konut kredisi çeken bir Alman’ın 120 ayda (10 yılda) ödeyeceği toplam rakam 107 bin  Euro imiş. Yıllık faiz oranı yüzde 1 (bir) imiş.

Almanya böyle de diğer ülkeler farklı mı? AB bölgesi de Almanya ile aynı durumdadır. Geçenlerde NTV radyoda dinlediğim bir habere göre Japonya’da faizler negatife düşmüş. Yani aldığınız 100 bin dolar krediyi emin değilim ama 97 bin dolar olarak ödüyorsunuz. Devlet aradaki farkı sübvanse ediyormuş.

 

Türkiye’de ise 100 bin tl konut kredisi çeken bir vatandaşın ödeyeceği toplam rakam 190 bin tl’dir. Bunun içinde her yıl ödeyeceği sigorta vs masrafları ve kesintiler yoktur. Onlar da eklendiğinde rakam 200 bin tl’yi bulur diye tahmin ediyorum.

 

Türkiye’de kredi faizleri Gezi eylemlerinden önce yüzde aylık 0.75’lere kadar düşmüştü. Gezi eylemlerinden sonra diğer hiçbir şey eskisi gibi olmadığı gibi kredi faizleri de eskisi gibi olmadı maalesef. Gezi eylemlerinin koordinasyonunu kendilerini saklama gereği bile duymayan küresel aktörlerin yaptığını düşünürsek işin arkasında ‘Faiz Lobisi’ denilen küresel terör yapılanmasının olduğunu söylemek abartılı olmaz.

 

Geçen haftadan beri adını Fatö koyduğum bu ‘Faizci Terör Yapılanması’nı yazmaya niyet etmişken, yayın hayatına 4 gün önce başlayan ‘Karar’ gazetesinin ikinci gününde ekonomi sayfasında okuduğum bir haber/ yorum/ analiz yazımın rengini ve yönünü değiştirmeme sebep oldu. Küresel Faiz terörist yapılanmanın ülkeyi sömürmek için ne gibi hendekler kazmış olabileceği üzerine düşüncelerimi yazacaktım güya… Ama karar gazetesindeki yazı bunu yapmayı ertelememe neden oldu. Karardaki haber AB ülkelerinde düşük faizin insanları borç batağına sürüklediğini, söylüyordu: (http://www.karar.com/ekonomi-haberleri/abde-negatif-faizler-borc-batagi-yaratiyor-79128)

Okuyalım:

 

“Bireyler konut ve otomobil ihtiyaçlarını karşılamak için faizlerin düşük olmasını bir fırsat olarak algılanıp uzun dönemli borçlanma eğilimi gösteriyorlar. Bunun sonucunda kredi kullanımları artarken, ev ve otomobil satışları da yükselişe geçiyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin Avrupa Pazarı raporuna göre, geçtiğimiz Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artış ile 1 milyon 258 bin 489 adet otomobil satıldı. Avrupa otomobil pazarı 2015 yılında da yüzde 9,6 büyüme göstermişti. 2014 yılında 14 milyon 927 bin araç satılırken 2015 yılında 16 milyon 358 bin araç satıldı.

Negatif faizin şişirdiği bir diğer sektör de konut piyasası oldu. AB ülkelerinde en büyük sorun enflasyon olurken konut fiyatlarındaki artış yüzde 5-10 aralığında seyrediyor. Örneğin İngiltere’de yıllık enflasyon 0,30 seviyesinde seyrediyor. Hatta perakende fiyatlar Şubat ayında yüzde 2,0 gerilerken konut fiyat endeksi yüzde 9,7 artış yaşadı.  Almanya’da da durum farklı değil. Şubat ayında araç kayıtları yüzde 12,1 oranında artış gösterdi. Konut sektöründe ise fiyatlar 10 yılın rekorunu kırarak yüzde 10’a yaklaştı…”

Yazıyı okuyunca düşük faizin ne kadar zararlı olduğunu ve yüksek faizin büyük bir nimet olduğunu düşünmeden edemedim. Yanlış anlaşılmasın, Karar gazetesinin ekonomi sayfasını yönetenlerin ‘Faiz Lobisi’nin güdümünde olduklarını ima edecek değilim.

Ancak bundan sonra Karar gazetesinin ekonomi sayfasını daha dikkatli bir şekilde takip edeceğimi söylemek isterim. Ola ki başka bir haber/ yorum/ analizde de yüksek faizin nimetlerini avantajlarını ve dinamiklerini ele alırlar.

Ele alsınlar ki, ultra yüksek faizin nasıl bir sömürü çarkı olduğu ile ilgili ‘Ezber’lerimizi bozalım. Ve içinde bulunduğumuz deryayı bilmeyen ‘Mahiler’ olmaktan kurtulalım. Mutlu olalım.

 

Düşük faizin ne menem bir bela olduğunu dillendiren bu tür haberlerden sonra, paralel yapı ve hendekçi devrimci halk savaşçılardan mahrum olmanın da AB ve ABD halklarını nasıl bir monoton hayata ve rehavete sevk ettiğine dair haber/ yorum/ analizler bekliyoruz.

 

Mutlu olmak hakkımızdır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.