SON DAKİKA
Hava Durumu

Fitne mi yürüyor?

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2019 21:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2019 21:20
İlkini geçen ay Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın ev sahipliğinde belediyeye bağlı Sümbüllü Bahçe Konağı’nda yapmıştılar.

Bu kareler ikinci toplantıdan. İznik Çakırca Muhtarlığına ait balık lokantası ve çay bahçesi olarak işletilen sahil kenarındaki tesiste yapıldı buluşma.

Toplantıya katılanlar AK Parti’den belediye başkanlığı yapmış ancak son seçimde ya da daha önce aday gösterilmemiş isimler. Görevde olan tek başkan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar…



Birlik beraberlik vesaire diyorlar adına.

Ancak, katılan eski başkanlara bakılınca aday olmak isteyip olamamış isimlerden oluşuyor. Üstelik eski başkanların hepsi de katılmıyor toplantılara.

İki dönem önce tekrar aday gösterilmeyen Özgen Keskin toplantıda var ama Yıldırım eski Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali yok. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Bugüne kadar yapılmayan bu toplantılar bayram değil seyran değil neden yapılıyor.

Hem de fitnenin kol gezdiği bir dönemde. Siyasette yeni oluşumların dillendirildiği iki yeni partinin kurulacağı haberlerinin tartışıldığını bir dönemde.

Toplantıların ilkine görevden alınan Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Altepe’de katılmıştı. Bu defa mazeret bildirmiş.

Bu görüntünün farklı tartışmalara yol açacağı ve fitneyi körükleyeceği ortadayken, neden yapılıyor bu toplantılar ve neden fotoğraf veriliyor?

İzah edebilecek kimse var mı?

Madem birlik beraberlik için yapılıyor bu toplantılar mevcut görevdeki başkanlar neden çağrılmıyor? Çağrılıyorsa neden iştirak etmiyorlar?

Her ne kadar birlik beraberliğin sürdürülmesi diye lanse edilse de toplantılara katılan isimler oldukça dikkat çekici!

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın büyükşehir belediye başkanlığı için yanıp tutuştuğunu sokaktaki simitçi bile biliyor.

Hem Dündar, mümkün olan en kısa zamanda oraya ulaşmak için Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a yönelik algı operasyonları yapmaktan da geri kalmıyor.

Her ortamda önde olabilmek için adeta kendisini paralıyor. Solcularla ve diğer muhalefetle sık sık poz vererek herkesle barışık başkan imajı çizmeye gayret ediyor.

Aktaş aleyhine onlarca dedikodu Dündar’a yakın olan solcular tarafından kulaktan kulağa fısıldanıyor.

Örneğin son mecliste hiç gündemde yokken ve muhalefeti de şaşırtacak şekilde tarihinde logosunda ve tabelasında hiç olmamasına rağmen TC ibaresinin belediye logosuna, tabelasına ve bağlı kuruluşların önüne eklenmesine meclis oy birliği ile karar alıyor.

TC kelimesinden kimsenin rahatsız olacak hali yok ancak durduk yere üstelik partisi o saçma tartışma üzerinden yıpratılmaya çalışılırken Dündar’ın bu yönde bir adım atmasının tek açıklaması olabilir, muhalefete ve sol görüşlü kesimlere şirin görünme çabası.

Çok değil bir süre önce de yine yabancı dillerde yazılan tabelaları değiştiriyoruz diyerek Çarşamba semtindeki Suriyeli mültecilerin açtığı birkaç dükkânın tabelasını indirmişti Dündar ve ekibi. Oysa bugün bile ilçenin dört yanında onlarca dilde tabelalar abide gibi duruyor. Dündar, tabelalar üzerinden eleştiri yapan üç beş solcuyu memnun etmek için yapmasa, o günden bugüne hangi dilde olursa olsun yabancı tabelaları indirtmiş olurdu.

Sonuç olarak Dündar’ın öncülüğünde başlayan ve ikincisi yapılan bu toplantıların mutlaka bir amacı var.

Amaç bir başka oluşuma yöneliş de olabilir parti içinde güç gösterisi de. Belki kamuoyunda algı oluşturmak. Bilemiyoruz. Sadece aklımızdaki sorulara yanıt arıyoruz.

Yine bir Sarıbal skandalı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal… Mezhepçi siyasetin bayrak taşıyanı…

HDP’li belediye başkanlarını tebrik etmek için Güneydoğu’ya koşan, ardından PKK destekçisi o isimler görevden alınıp yerlerine kayyum atanınca HDP’yi ziyaret ederek üzüntülerini sunan Orhan Sarıbal…



Bunca yıldır süren PKK terörünü kınayamayan, HDP’nin terörü desteklediğini bile bile o parti ile sıkı fıkı olan Sarıbal…

Yine kendi devletine kendi milletine göre davranmak yerine bildiğiniz HDP ağzıyla konuşmuş. Türk ordusu seferdeyken sözüm ona savaşa hayır diyor. Kütahya’da düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hala Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı olduğunu ileri sürüyor ve daha da ileri gidiyor.

Buyurun Sarıbal’ın ağzından dökülen o skandal sözler:

“Savaş demek ağır bedeller, ölüm, sürgün demek. Savaş kimsenin başına gelmemeli. Savaş kötüdür. Savaş şiddettir, yoksulluktur, açlıktır, kandır. Savaş nerede oluyorsa hepsine karşıyız. Savaşla hiçbir toplum kalkınamaz. İkinci Dünya Savaşı bu dersi vermiştir. Eğer savaşa devam etseydi Japonya, bugünkü Japonya olamazdı. 10 yıl önce ailece Türkiye'nin en güzel sahillerinde tatil yaptığınız insanlarla bir anda akşamdan sabaha düşman oluyorsanız, bunu sormak lazım. Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanlığı'na hala devam etmektedirler."

Birileri Türk ordusunun vatan savunması için bu operasyonu yaptığını Sarıbal’a anlatsın. Anlamıyorsa bir kez daha anlatsın. Bir kez daha ya da bin kez anlatsın. Kendi ordusu seferdeyken dünyanın hiçbir yerinde bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı ve o ülkede milletvekilliği yapan bir kişi bu cüreti gösteremez.

Sarıbal’dan öncelikle PKK-YPG-PYD terör örgütlerinin öldürdüğü binlerce insanın hesabını sormasını bekleriz. Kendisinden şehit vermiş aileleri ziyaret etmesini bekleriz. Bu vatanın evlatlarına sahip çıkmasını bekleriz. Solculuk kendi devletine kendi milletine düşmanlık yapmak değildir.

Bir kez olsun gözü dönmüş o katillere iki kelam et Sarıbal!
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.