SON DAKİKA
Hava Durumu

Göç İdaresi'ne bir çeki düzen şart!

Yazının Giriş Tarihi: 06.12.2018 21:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.12.2018 21:15
06.12.2018

Bir süredir İl Göç İdaresi ile ilgili şikâyetler ulaşıyor. Eski İl Özel İdaresi’nin giriş katında hizmet veren kurumda, başvuran göçmenlere uygulanan davranışlarla ilgili. Buraya başvuran göçmenlere kötü davranıldığı, işlerinin yapılmadığı iddiaları ayyuka çıkmış durumda. Şikâyetlerden bazıları gerçekten çok vahim.

Öncelikle 4 güvenlik personeli olan kurum bu görevlileri asli işleri yerine evrak alma, gelenleri karşılama gibi işlerde kullanılıyormuş. Asıl yapmaları gereken güvenlik işini yapmıyorlarmış.

Çanakkale, Eskişehir, Bilecik kentlerinde bir günde biten işlemler için Bursa Göç İdaresi’ne başvuran kişiler bazen 7-8 defa gidip gelmek zorunda kalıyormuş.

Örneğin buraya başvuran bir Azeri vatandaşa önce 5 ay ardından 2 ay oturma izni verilmiş. Çalışma Bakanlığı’na çalışma izni için başvuran bu kişiye bakanlık sürenin kısa olması nedeniyle bu izni vermemiş. Bursa’da işini çözemeyen bu kişi Eskişehir’de bir günde 1 yıllık oturma izni almış. Bu örnekler de ortaya koyuyor ki bir keyfiyet almış başını gidiyor Göç İdaresi’nde.

Şikâyetlerden biri isi kurumdan randevu alan göçmenlerin randevu saati gelmeden içeriye alınmıyor, bu soğuk havalarda yağmurda binanın önünde bekletiliyor olmaları. Bir çoluk çocuk devletin bir kurumuna başvuran bu insanlara bu muamelenin yapılıyor olması çok üzücü.

Kamu kurumları insana hizmet etmek için var. Bir kamu kurumuna başvuran insanlara hakaret edilmesi, horlanması, işlerinin savsaklanması kabul edilebilir bir durum değil.  İl Göç İdaresi Müdürü İsmail Fatih Tüzen’in bir an önce bu başıboşluğa ve savrukluğa el koyması gerekiyor.

Ülkemize sığınan mazlumları bu ülkenin kurumlarında kimsenin horlamaya, hakir görmeye, işlerini zorlaştırmaya hakkı yoktur. Hele o işi yapmak için devletten maaş alanların asla olamaz.

Her gün kavga dövüşün eksik olmadığı, kapıların kilitlendiği, öğlen tatilinde salonların bile boşaltıldığı bir kurumda doğru bir iş yapılmasının mümkün olmadığı da ortada. Ha bir de tehdit dilinden bahsediyorlar ki umarım en azından bu doğru değildir.

Umarız bir an önce Göç İdaresi kendine bir çeki düzen verir…

Bir restte Sarıbal’dan…



CHP Bursa’da kaos ortamı sürüyor. Bursa’daki parti içi siyasi çekişme o noktaya geldi ki restleşmeler üst üste geliyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması hemen hemen kesinleşen Bozbey, ilçeleri dizayn için çalışmalarını sürdürürken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal’ın Bursa’ya hakim olma çabası da sürüyor. Son olarak Nilüfer Belediye Başkanlığı ya da il başkanlığı için Gürhan Akdoğan’ın isminin geçmesi Sarıbal’ı çıldırtmış. Sarıbal’ın Akdoğan’ın partide görev alması ya da aday olmasına şiddetle karşı çıkarken, bunun olması durumunda partideki görevlerinden istifa edeceğini söylemiş. Bu arada Gürhan Akdoğan’a parti örgütlerinden de tepki olduğu duyumları geliyor. Akdoğan’ın birkaç ay önce Mahfel’de düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalar hatırlatılarak, böyle bir adımın atılmasının parti içinde büyük bir buhrana yol açabileceği ifade ediliyor.

İsmet ve asa

CHP Osmangazi eski İlçe Başkanı İsmet Karaca’nın ‘küçük olsun benim olsun’ diyerek Osmangazi’de hâkimiyetini koruma çabaları sürüyor. Yerel seçimlerle büyük bir yenilgi alması çok ortada olan Cevat Asa’yı belediye başkan adayı yapmak için varını yoğunu ortaya koyan ve büyük bir mücadele veren Karaca’nın, her zaman olduğu gibi yine bilindik oyunlarıyla yoluna devam ediyor. Bakalım Karaca Asa’yı aday yapıp CHP’ye tarihi bir hezimet yaşatmayı başarabilecek mi?

Usta-Türkyılmaz



Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz oldukça başarısız bir belediye başkanlığı dönemi yaşamasına rağmen, özellikle umudu yaşatma noktasında gerçekten çok başarılı bir isim. Aylardır ‘Mudanya’da ha bugün ha yarın adaylığım açıklanacak’ diye çevresindekileri motive eden Türkyılmaz, verdiği her tarihte yanılarak bu alanda önemli bir rekora imza atarken, kendisine inanların her defasında hayal kırıklığı yaşadığı da ortada.



Sene 2009… Yerel seçimler öncesi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal İlahiyat Fakültesi Salonu’nda Bursa adaylarını açıklayacak. Ön koltuklarda ilçeler ve adayların isimleri yazıyor. Adaylar o koltuklara oturuyor. CHP’nin Mudanya adayı Emir Ali Usta’da adının yazdığı koltuğa oturuyor. Tam o sırada grand tuvalet jilet gibi giyinmiş Hayri Türkyılmaz hemen arkasındaki koltuğa oturuyor. Usta’ya ‘kalk oradan az sonra benim ismimi açıklayacaklar’ diyor. Usta, ‘senin ismini açıklarlarsa kalkarım sen sıkıntı yapma’ diyor. Hayri Türkyılmaz ısrarlı ‘kalk kalk göreceksin az sonra benim ismimi açıklayacaklar. Mudanya adayı benim’ diyor. Deniz Baykal sahneye çıkıyor ve Mudanya adayının Emir Ali Usta olduğunu açıklıyor. Usta, sahneye çıkmadan arkasındaki Türkyılmaz’a dönüyor ama 10 saniye önce arkasında olan Türkyılmaz salonda yok. İşte sonsuz umut buna deniyor sanırım…

Danıştay ne yapmak istiyor

Bir süredir Danıştay’ın aldığı kararlar kamuoyunda gündem oluyor. Kısa bir süre önce andımız kararı ile kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan Danıştay bu kez TSK'da başörtüsünün yasaklanması yönünde bir adım attı. Hiçbir gereği yokken ve toplum başörtüsü konusunda normalleşmişken bir kez daha bu anlamsız tartışmayı kamuoyunun ve ülkenin gündemine getirmenin anlamı ne olabilir ki?
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.