Barış Anadolu Lisesi, ‘Barış İyilik Kulübü’ gönüllülerinin organize ettiği ‘Doğa Evimizdir, Çöplüğümüz Değildir” adlı çöp toplama etkinliğinde okunan ve hazırlanmasında emeğimin geçtiği basın açıklaması metni burada dursun:

“Dünya sizin annenizdir. Dünyaya ne olursa dünyanın oğullarına/ Çocuklarına da aynısı olur.
Eğer insanlar yere tükürürse kendi yüzüne tükürürler ”

Sayın Öğretmenlerim ve Sevgili arkadaşlarım.

Sargun A. Tont’un yukarıda dile getirdiğim sözlerinde dile getirdiği gibi, dünyanın, diğer bir ifadeyle tabiatın çocuklarıyız.
‘Teknolojik gelişme’ ya da ‘ilerleme’ dediğimiz süreç, bizi, annemiz olan doğanın, yüzyıllarca absorbe edemeyeceği/ yok edmeyeceği inorganik çöpleri boca etmek durumunda bırakıyor.

Elia Wise,
 ‘Dünyaya Mektup’ adlı kitabında, bu durumun sonuçlarını şöyle ifade eder:

“Atık maddelerin çevrenize atılmasına göz yumduğumuz her defasında kendinizden ayrılmaktasınız. Pek çoğu zehirli olan bu kimyasal atıkları ve gazları solurken sağlıklı yaşayamazsınız. Bu çevre sizi kuşatacak ve içinize nüfuz edecektir. İçinizde olacaktır ama sizden olmayacaktır.
Bu, muhalif bir ilişkidir.
Kim ıstırap çekecektir?
Çevrenizi kirletmek bedenlerinizi kirletmekle eş anlamlıdır. Bu ikisi tamamıyla birbirini bütünlemektedir.”

Biz bugün burada kirletme sürecinin dışında olan kişilermiş gibi ahkam kesmek niyetinde değiliz. Biz de bu sürecin tam ortasındayız. Ve hatta diyebiliriz ki, önceki nesillere göre çevreyi daha fazla kirletiyoruz.
Çünkü ‘Büyüyoruz. Ve ‘Biz büyüdükçe dünya kirleniyor’

Mustafa Kutlu, ‘Çevre kirlenmesinin kaynağı ruhsal kirlenmedir.” der.
Bu, vahim bir tespittir. Ve bu tespit bizi harekete geçirmektedir.

Bizler bir grup Barış Anadolu Lisesi Öğrencisi olarak, oturup ruhlarımızın kirlenmesini seyretmeye hiç niyetimiz yok.
Bir yerden başlayarak, en azından kendi nefsimiz için süreci tersine döndürmek niyetindeyiz.
Daha dün 19 Mayıs’ta, Yurdumuza sahip çıkan Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşlarını anmış bulunmaktayız.
Onlar Samsun’dan, Amasya’ya, Sivas’a, Erzurum’a, Ankara’ya giderek bu güzelim vatanı bize emanet etmişlerdir.
Allah’a şükür ki bizim böyle bir savaşım vermemiz gerekmiyor.
Ancak bizim de ayak basacağımız, kurtaracağımız ve temizleyeceğimiz vatan toprağı vardır.
Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıktıysa, biz de Gökdere’ye çıktık. Zira bizim de bu vatan için yapabileceğimiz hayati şeyler vardır.

Arkadaşlarımızın organize ettiği bu sembolik eylemle, Hem tabiat anamızın suratına, sigara izmariti, içecek ambalajı, içtiğimiz suyun pet şişesini, maske atığımızı, çocuğumuzun bezini… gibi atıklarımızı atmamak konusunda motivasyonumuzu tazelemek, Ve başkalarında da böyle bir hassasiyetin, farkındalığın oluşmasında az da olsa bir katkı yapmak istiyoruz.

Öte yandan yerel yönetimlere de, çöplerimiz ve atıklarımız ile ilgili yasa ve yönetmeliklere uymayanlarımıza karşı gerekli yaptırımların uygulanması çağrısında bulunmak istiyoruz.

Gökdere’yi neden seçtik?
Gökdere, Bursa’nın orta yerinde, yüzyıllardır akmakta olan,  bu sene yağan kar ve yağmurların etkisi ile daha bir coşkun akan, biraz yukarısında bir şelale olan bir nimettir. Allah’ın lütfu, Atalarımızın emaneti olan Gökdere’yi, güzelliğini bozan yapay atıklarımızın bir kısmından, kısa bir süre için bile olsa kurtarmak istiyoruz.
Ona bir nefes aldırmak istiyoruz.

Bu eylemimize destek olan yönetici ve öğretmenlerimize ve katılan arkadaşlarımıza ve medyamıza teşekkür ediyoruz.