Meşhur ve doğruluğu müphem bir hikâye vardır. Bir gün yabancı bir heyet ziyarete gelmiş, garson servis yaparken yabancı konuklardan birinin üzerine çay dökmüş. Herkes kızacak diye beklerken Atatürk çıkıp; “Ben bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklığı öğretemedim.” demiş. Atatürk ilkelerinin tam zıddını yapmayı şiar edinmiş olanlar Batıya uşaklık etmeye de gönüllü. Batılıların postallarını yalamak onlara bal kaymak yalamak gibi geliyor. Bir ABD’li veya Avrupalıya yaranmak için sahibinin önünde takla atan köpekler gibi çırpınıyorlar. 

Bu onların DNA’larına işlemiş artık. Bunu yapmak için çeşitli sebepleri var tabii ama esas sebep “Tayyip düşmanlığı”. Neden düşman bunlar “Tayyip”’e? Çünkü o bunların tekerine çomak soktu. Ranttan ibaret olan geçim kaynaklarını aldı ellerinden. Batı kuklası olarak görev yaparlarken kendilerine atılan kemiği yalıyor ve böylece geçinip gidiyorlardı. Halk ne durumda olursa olsun bunların tuzu kuruydu. Bu tipler asla iflah olmazlar. 

Hep söylediklerimi yazdım yine. Ama ne kadar söylesem kâfi gelmiyor. Bu kadar lafı etmemin sebebi hâlâ buna anlam veremiyor oluşum. İnsan nasıl olur da böyle bir aymazlık içinde olabilir? Nasıl memleketine ihanet eder gönüllü olarak?

Neyse biz esas konumuza gelelim. Kemal çıkmış bürokratları tehdit etmiş. Onu konuşalım. Önce şöyle bir hâllenip tweet atmış; “Bugün 15.30’da Merkez Bankası’na gideceğim.” Peki, ne olmuş? Gidip Merkez Bankasını basıp ayaklarına mı sıkmış? Yok canım, nerdee? Maksat rüzgâr vermek! Bunu aday yapacaklar zannediyor ya hakkını vermeye çalışıyor garibim. İmamın oğlu kenarda bekliyor oysa. İlk işarette fırlayacak sahaya. O zaman bunu da kullanılmış kâğıt mendil gibi atıverirler bir kenara o da ayrı konu.

Sonra da çıkıp, “Bu ülkenin bürokratlarına sesleniyorum; halkımızı da şahit olmaya davet ediyorum.” twiti altına koyduğu videoda verip veriştirmiş. Hükümetin dediklerini yaparlarsa, iktidara geldiklerinde asıp kesecekmiş bürokratları. 

Bunun ağababası da Başbakan astırdıydı bu memlekette…

Asıp keseceğini söyleyen Kemal’in dili tam da İsmet’in icraatıdır. (O söylemez sadece yapardı) Bu garibim iktidarda olmadığı için (sittin sene de olamayacak) sadece üfürmekle yetiniyor. Dikta tabanlı İnönü siyasetini uygulayacağını vurguluyor.

İlk amacı aday olabilmek (birileri izin verirse tabii) sonra da gözdağı vermek, sanki haddiymiş gibi, sanki seçilebilecekmiş gibi.
Her haliyle antidemokratik, diktaya yönelik söylemler.

Es kaza seçilse ertesi gün paralardan Atatürk resmini kaldırıp kendi resmini de koyar bu. Hiç şüpheniz olmasın.