Kongre sürecinde olan CHP Bursa’da il başkanlığına ilk resmi açıklamayı Erol Gülmez yaptı. CHP İl Başkanlığı’ndaki oldukça kalabalık bir katılımla adaylığını açıklayan Gülmez’in toplantısına mevcut il başkanı Hüseyin Akkuş’da katıldı. 
CHP’de il başkanlığına Hüseyin Akkuş’un tekrar aday olması da büyük ihtimal. Akkuş, Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım sonuçlarını bekliyor adaylık açıklaması için. Mevcut ilçe başkanlarını Osmangazi ve Yıldırım’da destekleyen Akkuş, Nilüfer’de de Fırat Yılmaz’dan yana mücadele veriyor. 
 Bu kısa bilginin ardından dönelim Gülmez’in toplantısına… Gülmez’in adaylığı il delegelerinin henüz belli olmadan açıklanmış olması oldukça ilginç bir durum. Geçen hafta yapılması planlanan toplartı aynı gün yaşanan üzücü olayın ardından ertelenmişti. 
Gülmez bu duruma açıklık getirdi. Genelde ilçe kongrelerinin tamamlanmasının ardından delegelerin belli olmasıyla hesap kitap yapılarak pazarlıklara geçildiğinin altını çizen Gülmez, siyasette yaşanan o pis o rezil hesapları şu sözlerle ortaya koydu:  
 “Neyin pazarlığı yapılır? Paylaşım pazarlığı yapılır, kim milletvekili olacak, kim Parti Meclis üyesi olacak, kim belediye başkanı olacak, kim meclis üyesi olacak. Yani tüm makamlar için pazarlıklar yapılır. Bu pazarlıklar kiminle yapılır arkadaşlar, kendini kanaat önderi olarak nitelendiren güç odakları ve delege ağaları ile yapılır.
 Biz yola böyle çıkmadık, hiçbir pazarlık içinde olmadık ve olmayacağız. Biz örgütümüzün sağduyusuna ve bu doğrultuda örgütümüzün sessiz haykırışına güveniyoruz. Örgüt ve tüm üyelerin iradesine ipotek koymadan, pazarlıklar yapılmadan yola çıktık. İşte bu yüzden ilçe kongreleri dahi başlamadan CHP Bursa İl Başkanlığına adaylığımı açıkladım.”
Gülmez’in açıklamaları herkesin bildiği herkesin gördüğü ve yaşadığı çirkinlikleri yürekli bir şekilde aday olan bir siyasetçinin ortaya koyması açısından önemli ve dikkate değer sözler. Ve Gülmez bir anlamda rakiplerini de köşeye sıkıştırarak, bir an önce adaylıklarını açıklamaya zorluyor. Aksi durumda bu pazarlıkları onların yaptığı algısı oluşacak. 
Örgütün istediği değişimi gerçekleştireceğini, temiz bir kadro ile yola çıktığını, ortak alkıl sağduyu gibi vaatlerini sıralayan Gülmez, ilçe başkanlığı seçimlerinde de taraf olmadığının altını çizdi. Bu da muhtemel rakibi Hüseyin Akkuş’un özellikle 3 merkez ilçede desteklediği adaylar için verdiği mücadeleye atı olarak değerlendirilebilir. 
Mevlana’nın o önemli ve çok bilinen sözleri ile de adaylığını ilan eden Gülmez, “Dün dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım... Bu açıklama için bu imkanı veren ve hazırlıkları yapan il başkanıma, yönetim kuruluma çalışan personelimize siz katılımcılar ve basın emekçilerine ve tüm örgütümüze teşekkür ederim."
Gülmez toplantıda ayrıca hem Mustafa Bozbey hem de Hüseyin Akkuş’u eleştirdi. Bozbey’i paralel örgütmüş gibi hareket etmekle suçlarken, Akkuş’un ise İstanbul İl Başkanı gibi çalışmadığını öne sürdü. 
Toplantının son bölümünde ise İl Başkanı Akkuş ve Gülmez’in birbirlerine yaptıkları jestler yer aldı. Akkuş, başarı dileğinde bulunduğu Gülmez'in CHP'yi doğru temsil edeceğini düşündüğünü söyledi. Gülmez de Akkuş'a teşekkür ederek, "Bu bir hizmet yarışı" ifadelerini kullandı.

İktidar için değil intikam için!

Görevden alınan eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Kurucu kadronun büyük bölümü AK Parti’de dönem dönem etkili olmuş isimlerden ve bürokratlardan oluşuyor. Düne kadar AK Parti’de Recep Tayyip Erdoğan güzellemeleri yapan isimler.
Partinin açıklanan ilkeleri vs herkes dinledi. MHP’yi yok etmeye yönelik ve sadece Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine kurulan ve sahne alan İYİ Parti’nin AK Parti versiyonundan öteyle gidemiyor. Yani GP’nin hedefi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almak ve onu iktidardan düşürmek.
Partinin iktidar iddiası yok. Ortaya koyduğu çok acayip bir politik sistem yok. İdeoloji yok. Birza CHP biraz AK Parti biraz MHP biraz suyundan biraz tanesinden bir durum. 
Haktan hukuktan yana olan nutuklarını çok dinlediğimiz Davutoğlu hocanın geriye dönük söylemlerinin sadece ikbal kaygısından kaynaklandığını da gördük. Davutoğlu ve ekibi maalesef ki büyük milletimizin geleceği için değil kendi hırsları ve ikbal kaygılarının sonucu bu harekete girişmiş görünüyor. 

Şöyle mantıklı düşünen hiç kimse GP’nin iktidar olmak için kurulmadığını anlayacaktır. Erdoğan düşsün de ne olursa olsun cephesinde yer almaktan başka bir amaçları hedefleri yok. Yazık çok yazık. 
Bu millet Recep Tayyip Erdoğan’dan ve büyük Türkiye iddiasından bu tür adımlarla kopartılamaz.  Tıpkı ülkücüler üzerine oynanan tüm oyunlara rağmen MHP’nin dimdik ayakta durması ve büyük Türkiye’yi Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte inşaa ediyor olması gibi. 
Sosyal medyada GP ile ilgili çok yerini bulan bir yorum görmüştüm. İktidar için değil intikam için parti kurdular diye. Bugünden sonra GP, intikam için kurulmadığını nasıl anlatacak halka göreceğiz. 
Düne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan güzellemeleri yapan isimler nasıl milletin yüzüne bakacak o da başka bir konu. Ha bu arada kitap yazanları da vardı, vekillik yapıp akmaz kokmaz olanları da. Hele darbe gecesi polis noktasına sığınanlar… 
Darbecilerin, küresel teröristlerin, ekonomik tetikçilerin ve  dünyanın yıkamadığı milletin ve liderinin bu siyasi kalkışmalarla yıkılacağını düşünmek gerçekten dramatik bir durumdur.