SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan: Kimse heveslenmesin prim vermeyeceğiz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştuğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 21.07.2020 16:33
Haber Güncellenme Tarihi: 21.07.2020 16:33
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Erdoğan: Kimse heveslenmesin prim vermeyeceğiz!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.

Milletlerin ve devletlerin asırlara sari sonuçları olan dönemleri bulunduğunu belirten Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin son 7 yılda tarihi bir dönemden geçtiğini söyledi.

Bu dönemin içinde her türlü tuzak, saldırı, oyun, ihanet, acı ve sıkıntı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yine bu dönemin içinde her türlü mücadele, her türlü kahramanlık, her türlü cesaret, her türlü zafer vardır. Hamdolsun, saldırı ve ihanet safı başarısız olmuş, mücadele ve kahramanlık safı, yani milletin safı her türlü imtihandan alnının akıyla çıkmıştır." diye konuştu. 

Başarıyla taçlandırılan her mücadelenin, geleceğe daha güvenle bakmayı sağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte en küçük sarsıntıda demokrasisiyle, ekonomisiyle, siyasi ve sosyal yapısıyla adeta yerle yeksan olan bir Türkiye'den, bölgesel ve küresel her türlü sınamayı başarıyla veren bir Türkiye'ye geldik. Ülkemizin bu büyük atılım döneminin en kritik değişimlerinden biri de hiç şüphesiz, yeni yönetim sistemimize geçişimizdir." ifadelerini kullandı.

"Sayın Bahçeli ile tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum"

İlk aşaması 10 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi olan bu süreci, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle nihai noktasına ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hiç şüphesiz 15 Temmuz darbe girişimi sırasında milletimiz tarafından meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı, bu sürecin hızlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı'nın kurulmasında ve bugünlere gelmesinde çok büyük emeği olan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi milletimiz, milli iradenin üstünlüğü ilkesinin bedelini kanlarıyla ödeyerek, dünya demokrasi tarihine de geçmiştir. 

Yaşadığımız toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan haline getiren tüm şehitlerimizle birlikte 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında yürüttüğümüz terörle mücadele ve beka harekatlarımızda son nefeslerini veren şehitlerimizin de kalbimizde ayrı bir yeri vardır. Türk milleti, vatandaşı ve güvenlik güçleriyle, yürüttüğü istiklal ve istikbal mücadelesini adım adım zafere taşımaktadır. Kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin geleceği için bu mücadeleyi ilanihaye sürdürmekte kararlıyız."

Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın" mısrasıyla başlayan kıtasını okuyarak, "Biz işte o yarınlar için gece-gündüz terimizi ve gerektiğinde kanımızı akıtan bir millet olarak Hakk'ın müjdesine mazhar olacağımıza yürekten inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun"

Dünyanın siyasi ve ekonomik gerilimlerden iç çatışmalara, koronavirüs salgınının yıkıcı etkilerine kadar pek çok alanda yalpaladığı bir dönemde, Türkiye'nin dimdik ayakta kalarak, farkını ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak, bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı en üst seviyede koordine ederek, bu süreçte Türkiye'yi dünyada örnek gösterilen bir ülke haline getirdik. En büyük gücümüzün birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğunun bilinciyle hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Bu kutlu yürüyüşte kalbi ve fiili desteğiyle ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 200 yılı bulan demokrasi arayışlarımızda, doğrudan milletimizin iradesiyle hayata geçirilen tek yönetim reformudur. Diğer tüm değişimler, ya savaş şartlarında ya da olağanüstü dönemlerde gerçekleşmiştir. Demokrasinin ve cumhuriyetin özüne uygun bu reformun sahibi, bizatihi milletimizin kendisidir." dedi.

Bu süreçte sadece milletin gösterdiği istikamette üzerlerine düşenleri yaptıklarını vurgulan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"24 Haziran seçimlerinde, şahsımı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanlığına layık gören 26 milyon 331 bin vatandaşımız ile 83 milyon milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Yeni sistemde, demokrasinin sacayağı olan yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki ilişkileri çok daha netleştirdik. Böylece her erkin kendi alanında ülkeye ve millete en iyi hizmeti vermesini temin ettik. 

Nitekim Türkiye, yeni sistemle birlikte bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştu. Doğu Akdeniz'deki gelişmelerden koronavirüs salgınına kadar pek çok alanda, bunun somut neticelerini gördük, görüyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Aksaklıklar yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor. Yine yeni sistemin verdiği imkanlar sayesinde, eksikleri hızla tamamlıyor, aksaklıkları süratle düzeltebiliyoruz. Her değişim gibi bunun da oturması vakit alacaktır."

"Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz"

Yönetim sistemini değiştirirken, iç ve dış siyasetten, tarihi ve sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz. En başta kendimiz bu zorluğu yaşıyoruz. Ama adım adım hedeflerimize doğru ilerlerken, bunların da üstesinden geliyoruz." diye konuştu. 

Erdoğan, hayatın hiçbir döneminde millete rağmen iş yapmayı, millete karşı durmayı akıllarından bile geçirmediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini, sadece lafzıyla değil özüyle her çalışmamızın merkezine yerleştirdik. Sultanü'l Berreyn ve Sultanü'l Bahreyn, yani iki kıtanın ve iki denizin hakanı Fatih Sultan Mehmet Han'ın vasiyetine uygun şekilde, 'hünerin ülkeyi imar ederek milletin kalbini kazanmak' olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Ayasofya'yı yeniden Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesine uygun olarak müzeden camiye dönüştürme kararımız da bu anlayışın ürünüdür.

Türkiye, sınır güvenliği için yürüttüğü harekatlarda, uluslararası anlaşmalara uygun olarak attığı tüm adımlarda ve ülke içinde aldığı kararlarda, milli egemenlik haklarını kullanmaktadır. Geçmişinde sömürge ve katliam lekesi olmayan nadir devletlerden biriyiz. Bu gururla kimsenin hakkına göz dikmeyen ancak kendi hakkını da söke söke alan bir ülke olarak hareket etmeye devam edeceğiz.

Gerek ülkemizin içinde gerekse ülkemizin dışında, ister Irak'ın kuzeyinde ister Suriye'nin kuzeyinde ister Barış Pınarı Harekatı'nda ister İdlib'de ister Libya'da ister Azeri kardeşlerimize karşı Ermenistan'ın şu anda yapmış olduğu saldırılarda hiçbir zaman mazlumları yalnız bırakmadık, bırakmayacağız." 

Erdoğan, Türkiye'nin etki alanındaki her yerde adalet, hak, hukuk, güvenlik, huzur ve refah gibi insani tüm hasletleri hayata geçirip farkını ortaya koyduğunu vurguladı.

Kimsenin toprağında, egemenliğinde, hele hele doğal kaynaklarında Türkiye'nin gözünün olmadığını bugüne kadar yapılanlarla ispatladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Karşımızdakiler hangi ahlaksızlığı yaparsa yapsın, biz inancımızın ve tarihimizin bize gösterdiği istikametten şaşmayacağız. Böyle bir duruşta, asla çıkar hesaplarına, kirli pazarlıklara, menfaat için Hakka ve halka sırt dönmeye yer olmayacağı açıktır. Bugüne kadar böyle davrandık, bundan sonra da aynı ilkeli, onurlu, insani ve vicdani duruşumuzu koruyarak mücadelemizi sürdüreceğiz."

"Reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ülkenin yönetim yapısında köklü değişikliklere gidildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Tabii bu yönetim sistemi, gerek ve ihtiyaç duyulduğunda her türlü değişikliğin süratle yapılabilmesine imkan sağlayan dinamik bir sistemdir. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı gibi şimdi de 'Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur.' gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır. Nitekim bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile pek çok yapısal değişikliği hayata geçirdik. Kabinede ve üst düzey bürokraside, ihtiyaç hasıl olduğunda yeni isimlere görev vermekten asla çekinmedik. Bundan sonra da reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemi kurarken 35 olan bakanlık sayısını 16'ya indirdiklerini, ayrıca bir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı atadıklarını anımsatarak, eskiden Başbakanlığa bağlı olan kurumların önemli bir bölümünü de ilgili bakanlıklarla irtibatlandırdıklarını anımsattı.

Bazı bakanlıkları isimleriyle aynen muhafaza edip, işlevlerini ve bağlı kurumlarını değiştirirken bazı bakanlıkları da birleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Yeni yönetim mimarimizin tepesinde Cumhurbaşkanı vardır. Doğrudan Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olan bakanlıklar, başkanlıklar, kurumlar, politika kurulları, ofisler ve diğer birimler bulunuyor. Bunların hepsi de aynı hedefe yönelik olarak birbirleriyle ahenk içinde çalışan yapılar şeklinde sistemde yer alıyor. Kabinemizi kurduktan sonra, ilk 100 günlük eylem planımızı 3 Ağustos 2018'de, ikinci 100 günlük eylem planımızı ise 13 Aralık 2018'de milletimizle paylaştık. Cumhurbaşkanı olarak, devleti temsil etmenin yanında, milletin doğrudan yetki verdiği ve dolayısıyla hesap sorma hakkına sahip olduğu yürütmenin sorumlusuyuz. Yasama ve yargı organlarıyla da uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz bu görevimizde, ikinci yılımızı tamamladık." 

"Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline geldi"

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin düzenleme yapma fonksiyonunda en ufak bir aksamanın yaşanmadığını, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve bağlı kurumların 2018'de 154 bin 507 olan toplam kayıtlı birim sayısının, birleştirmeler ve ilgalarla 2020'de 152 bin 217’ye gerilediğini söyledi.

Mahalli idareler seçimleri ve salgın gibi Türkiye açısından iki önemli hadiseye rağmen, yürütmenin çalışmalarında herhangi bir aksamaya meydan vermediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son iki yılda Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname ve 2 bin 755 karar ile milletimize kesintisiz hizmet sunduk. 9 Temmuz 2018'den bugüne kadar, Ankara ve İstanbul'daki çalışmalarımız dışında, yurt içinde 78 ilimize 114 seyahat gerçekleştirerek, milletimizle kucaklaştık. Aynı şekilde 2018'de 16 ülkeye, 2019'da 14 ülkeye, 2020'de ise 10 ülkeye toplam 47 farklı ziyaret yaparak, uluslararası alanda ülkemizin hak ve menfaatlerinin takipçisi olduk. Ülkemize gelen 98 devlet ve hükümet başkanını misafir ettiğimiz bu dönemde, mevkidaşlarımızla 366 telefon görüşmesi yaparak gündemimizdeki konuları ele aldık. Bölgesel ve küresel hemen tüm sorunların çözümünde Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline gelmiştir." 

"Dijital Türkiye'deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664'e ulaştırdık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde dijitalleşmenin öneminin bir kez daha öne çıktığını, dijital Türkiye çalışmalarında alınan başarılı mesafe sayesinde kamu hizmetlerinin derli toplu ve hızlı şekilde verilebilmesini sağladıklarını vurguladı.

Dijital Türkiye çalışmaları kapsamında 27 bin olan kamu hizmeti sayısını sadeleştirerek 8 bin 97'ye, vatandaştan istenen belge sayısını ise 42 binden 833'e düşürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçişin ardından vatandaştan talep edilen belge sayısını yüzde 95 azalttık. Resmi yazışma işlem süreleri, gelende ortalama yüzde 71, gidende yüzde 32 azalma gösterdi. Dijital Türkiye'deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664'e, e-devlet şifresi olan vatandaş sayısını yüzde 27 artışla 48 milyon 584 bin kişiye ulaştırdık. Bu platforma toplam giriş sayısında, geçtiğimiz yılın toplamı olan 1,2 milyar seviyesine, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar neticesinde Birleşmiş Milletler e-Devlet Çevrimiçi Hizmet Endeksi'nde ülkemiz, 193 ülke arasında 22'nci sıraya yükseldi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 ve 2019'da yatırımlarda toplam 2,3 trilyon lira tutarına ulaştıklarını bildirerek, bunun 309,5 milyar lirasının kamu, 2 trilyon lirasının özel sektör yatırımı olduğunu dile getirdi.

Salgın dönemi dahil 180 günlük icraat programlarında planladıkları 2 bin 384 ana eylemin yüzde 93'ünü tamamladıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yıl temmuz ayında 2019-2023 dönemini kapsayan, ülkemizin kalkınma hedeflerini daha da ileriye taşıyacak temel politika belgemiz olan 11'inci Kalkınma Planımızı açıkladık. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde ülkemiz, geçtiğimiz iki yılda 60'ıncı sıradan 33'ncü sıraya yükseldi. Yüksek teknoloji üreten milli firmalarımıza finansman desteği sağlamak amacıyla 'Risk Sermayesi Fonu' oluşturduk. Yatırımı desteklemek için kurduğumuz Lojistik Merkezleri ve bağlantı hatları yanında, kombine yük taşımacılığı mevzuatının oluşturulmasında büyük ilerleme sağladık. 'Yatırım Ortamı Performans Kriterleri'ni oluştururken, Küresel Yenilik Endeksi'nde ülkemizi daha üst sıralara hızlıca taşıyacak yol haritasını da hazırladık. Doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlı kurumlarımız tarafından tamamlanan eserleri de milletimizin hizmetine sunduk."

İstanbul'un Cumhuriyet dönemi sembollerinden olacağına inandıkları Büyük Çamlıca Camisi'nin 7 Mart 2019'da ibadete açıldığını belirten Erdoğan, "Bünyesindeki 4 milyon yazılı eser, 120 milyon makale ve 550 bin e-kitap ile ülkemizin en büyük kültür kurumu olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 20 Şubat 2020 tarihinde milletimizin istifadesine sunduk. Yerli yabancı, gelen tüm misafirlerimizin gerçekten hayran kaldığı bu millet kütüphanemizle bizler de iftihar ediyoruz." diye konuştu. 

Hizmet binalarının yanında cami, kültür ve kongre merkezi, sergi salonu ve kütüphaneyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin medeniyete layık bir eser haline gelmesinin sağlandığına inandıklarını dile getiren Erdoğan, İstanbul'daki Rami Kışlası'nı millet kütüphanesine dönüştürme çalışmalarının devam ettiğini, Türkiye'nin dört bir yanında 38 millet kıraathanesini faaliyete geçirdiklerini bildirdi. 

Erdoğan, Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu vasıtasıyla milli coğrafi bilgi altyapısını ferdi kullanıma açarak günlük hayatı kolaylaştırdıklarını belirtti. Vatandaşların Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden edinecekleri mülkü ve çevresini inceleyebileceklerini, heyelan, sel ve deprem gibi afetlerde gerçek zamanlı bilgiye ulaşabileceklerini aktaran Erdoğan, bu sistemin ayak basılan toprağın hangi tarım ürünü için elverişli olduğundan tarihi özelliklerine, yeşil alan ve donatı ihtiyaçlarına kadar tüm bilgileri kolaylıkla takip etme imkanı vereceğine dikkati çekti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıkları günden bugüne eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, enerjiden tarıma her alanda Türkiye'yi kalkındırarak gücüne güç kattıklarını vurgulayarak, son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi verdi. 

Eğitimde, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'ni açıklayarak bu alanda varmak istedikleri yeri, yol haritasını ve güzergahları kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, yapay zeka ve makine öğrenmesi temelli dijital altyapıyı kurarak pilot uygulamasını gerçekleştirdiklerini, yaygınlaştırma aşamasını başlattıklarını söyledi. 

"Son iki yılda ilk ve ortaöğretimde 2 bin 805 yeni okul, 15 bin yeni derslik inşa ettik, 87 bin 681 öğretmen ataması yaptık." diyen Erdoğan, daha öncekilere ilave olarak 17 bilim ve sanat merkezi, 1913 laboratuvar, 1034 kütüphane, 634 z-kütüphane adını verilen dijital kütüphane açtıklarını bildirdi. 

Erdoğan, "2018 yılında ek ders ücreti ile birlikte bir öğretmenin eline aylık, burası çok önemli çünkü bunların çok spekülasyonu yapılıyor, 4 bin 153 lira geçerken bir öğretmenin eline, bu rakam yüzde 25'lik artışla 5 bin 177 liraya ulaştı. Daha önce 4+2 olmak üzere 6 yıl zorunlu hizmet süresiyle çalışan sözleşmeli statüdeki öğretmenlerimizin hizmet yılını, 3+1 olmak üzere 4 yıla indirdik." diye konuştu. 

Özel eğitimde erken çocukluk döneminde ihtiyaç olan anaokulu sayısını sadece son bir yılda yüzde 94 oranında artırdıklarını dile getiren Erdoğan, orta-ağır düzey engelli öğrencilerin temel yaşam becerileri kazandıkları 175 uygulama evini tamamlayarak hizmete sunduklarını kaydetti. 

"Mesleki eğitim kurumlarımızın koronavirüsle mücadeleye iki aşamalı katkısı oldu" 

Rehberlik ve araştırma merkezlerinin fiziki kapasitesini Türkiye genelinde standart hale getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizin rekabet gücü yüksek savunma sanayi sektörüne ara eleman yetiştirmeye yönelik ilk adım olarak ASELSAN üretim tesislerinde Savunma Sanayi Lisesi açtık. 'Patenti Türkiye'dedir.' diyebilmek için okullarımızda patent, faydalı model ve tasarım odaklı eğitimin kapılarını araladık. Turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere turizm ve otelcilik alanında eğitim veren 11 yeni meslek lisesini hizmete sunduk. İlkokuldan başlayarak eğitimin tüm kademelerinde 6 bin 507 tasarım beceri atölyesini 11 farklı model ile kurduk."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde hem evlatların hem de aile büyüklerinin sağlığını korumak için EBA adını verdikleri Eğitim Bilişim Ağı sistemini hızla hayata geçirdiklerine işaret ederek, uzaktan eğitimde aktif kullanılan EBA sisteminin 3,1 milyar tıklanma sayısıyla Türkiye'de en çok ziyaret edilen 10'uncu internet sitesi, dünyada ise 3'üncü eğitim sitesi olduğuna dikkati çekti. 

TRT EBA'da yapılan 2 bin 516 saat yayın üzerinden de 7,4 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin sistemi aktif olarak kullandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Mesleki eğitim kurumlarımızın, koronavirüs ile mücadele günlerinde ülkemize iki aşamalı ilave katkısı oldu. Birinci aşama, ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan, yüz koruyucu siper, tek kullanımlık önlük ve tulum gibi malzemelerin üretiminde bu kurumlarımız da görev aldı. İkinci aşama ise salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan solunum cihazı gibi cihazların tasarlanması ve üretimi konusunda da yine mesleki eğitim kurumlarımız sorumluluk üstlendi. Altyapısı güçlü illerimizde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerimiz bünyesindeki Ar-Ge merkezlerimizin kapasitelerini bu amaçla güçlendirdik."

"Salgın döneminde eğitim ordumuz da görev aldı" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, VEFA projesinde 77 il ve 361 ilçede 1836 milli eğitim personelinin görev alarak özverili çalışma sergilediğini diye getirerek, "Salgın tedbirleri nedeniyle evinden çıkamayan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının ve bakımlarının karşılanmasında, eğitim ordumuz da görev aldı." dedi. 

Türkiye Maarif Vakfının, ülkenin yurt dışındaki en önemli temsilcilerinden biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Vakfımız 43 ülkede 1'i yükseköğretim kurumu, 9'u eğitim merkezi olmak üzere 332 eğitim kurumu, 42 yurt, 38 bin 846 öğrenci ile eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın yurt dışı birimlerinde, 405'i kendi vatandaşımız olmak üzere toplam 7 bin 337 personel istihdam ediliyor. Mevcut eğitim faaliyetleri haricinde, vakfımızın 42 ülkede devir alma ve yeni okul açma çalışmaları devam ediyor. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının artırılması amacıyla 2018-2020 yılları arasında 1746 öğrenci devlet bursu ile lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilmeye hak kazandı. Özellikle stratejik alanlarda öğrenim gören devlet burslusu öğrenci oranı yüzde 25'lerden yüzde 40'lara ulaştı."

Son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi veren Erdoğan, eğitimde gençlere kaliteli eğitim-öğretim sunmanın yanında, hayatın her alanında onları geliştirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Erdoğan, geleceğin teminatı gençleri her alanda destekleyen politikaları ve yatırımları hayata geçirdiklerini, bu çerçevede son iki yılda yaklaşık 4,5 milyar liralık rakamla 979 yatırımı tamamladıklarını söyledi.

Türkiye'de 18 yıl önce sadece 9 olan gençlik merkezi sayısını 338'e çıkardıklarını anlatan Erdoğan, üye olarak bu merkezlerden faydalanan gençlerin sayısının 2,5 milyona ulaştığını ifade etti.

Son 2 yılda bu merkezlere 5,5 milyonu aşkın gencin iştirak ettiğini ve 400 bini aşkın faaliyetin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, "Ülke çapında sayıları 39'u bulan gençlik kamplarımızdan son iki yılda 261 bin 500 gencimiz faydalandı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190'dan 795'e, kapasitesini 182 binden 707 bine çıkardık. Eskiden koğuş sistemiyle hizmet veren yurtlarımızı otel konforuyla donattık. Son iki yılda toplamda 84 bin 427 yatak kapasiteli 117 adet yükseköğrenim yurdunu hizmete aldık." bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim harçlarını kaldırırken, 18 yıl önce sadece 45 lira olan aylık burs-kredi miktarını 2018 yılında 470 liraya, 2019 yılında 500 liraya, bu yıl ise 550 liraya yükselttiklerini bildirdi.

Yüksek kapasiteli 39 modern stadyum inşası hedefinde, iki yıldaki 4 ilaveyle 26'ya ulaştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sporun tabana yayılması ve elit sporcu yetiştirilmesi için başlattığımız faaliyetlere son iki yılda 10 bin 500 gencimiz katıldı. Yine son iki yılda lisanslı sporcu sayısındaki artış yüzde 21, spor kulübü sayısındaki artış yüzde 16, özel spor tesisleri sayısındaki artış yüzde 23 olarak gerçekleşti. 2018-2020 yılları arasında tüm yaş gruplarımızdaki milli sporcularımız, katıldıkları uluslararası müsabakalarda 15 bin 573 madalya kazandı. Nereden nereye? Bu dönemde 74 yeni gençlik ve spor tesisini de hizmete aldık." 

"Son iki yılda toplamda 10 yeni şehir hastanemizi hizmete sunduk"

Sağlıkta, tarihin en büyük reformuyla millete verilen hizmetlerin standardını dünya ortalamasının çok üzerine çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, sadece son iki yılda 10 yeni şehir hastanesini hizmete sunduklarını, bu hastanelerin Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent, Bursa, Başakşehir Çam ve Sakura, İstanbul Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ve Erzurum Şehir Hastaneleri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda hastane yatak kapasitesini 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitesinin ise 19 binden 148 binin üzerine çıkarıldığını belirterek, "378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımız bugün 1 milyon 101 bini geçti. 58 adet olan MR sayımız 909 adete, 323 adet olan tomografi sayımız bin 213 adete, 4 bin 891 adet olan diyaliz cihazı sayımız 18 bin adete yükseldi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımız 481 adetten 2 bin 985 adede, 618 olan ambulans sayısı 5 bin 437 adede ulaştı." dedi.

Erdoğan, geçmişte yaşanlardan örnekler vererek, "Hatırlayın o günleri, ambulanstan başka her şeye benziyordu. Ben bizzat yaşadım, ölüme gidiyordum. Bunları yaşadık biz. Onun için gelince 'Kapıya geleni çevirmeyeceğiz, çevirmeyeceksiniz.' dedik. Hamd olsun şimdi dönem böyle." ifadelerini kullandı. 

Evde sağlık hizmetlerinden toplam 1 milyon 606 bin vatandaşın faydalandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Ayrıca, koronavirüs ile daha etkili mücadele için bin beşer yatak kapasiteli Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener ve Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum hastanelerini devreye soktuk. Bir özellikleri daha var, Yeşilköy'de havaalanına uçak iniyor, aynı şekilde Sancaktepe'ye uçak iniyor. Yürüme mesafesinde inip hemen hastaneye, acil duruma gelebiliyorsunuz. Ne düşünerek bunu böyle yaptık? Buralara icabında sağlık turizminde gelenler, rahatlıkla gelsin, geldiği zaman da buradan hemen ambulans alsın, hastaneye götürsün, tedavisini olsun, ondan sonra da ambulans uçakla hangi ülkeden geldiyse o ülkeye gitsin veya ülke içinde ülke içinde gideceği yere gitsin. 

Ulusal anlamda, uluslararası anlamda Türkiye bunu yakaladı, bunu görsünler. Aynı şekilde Şam ve Sakura Hastenesi de bu özelliklere sahip. O da bu denli güzel, zaten helikopterler hemen tepesine inebiliyor, orada helportu var. Bütün bunlarla sağlık turizmindeki adımımızı da atıyoruz."

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin giriş ve çıkışlardaki sağlık kontrolleri için 8 sınır kapısına Sahra Hastanesi kurulduğunu belirterek, "Bugüne kadar 136 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini karşıladık." diye konuştu.

Çeşitli sebeplerle geçici olarak yurt dışında bulunan 138 ülkedeki 90 binden fazla vatandaşı, kurulan hava, kara ve deniz köprüleriyle Türkiye'ye getirdiklerini aktaran Erdoğan, "Bu vatandaşlarımızın sağlık kontrollerini yaparak, karantina süreçlerini takip ederek, gerektiğinde hastanelerde tedavilerini yürüterek, sağsalim ailelerine kavuşmalarını sağladık. Salgın döneminde tüm sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve en iyi şekilde verilmesini temin ettik." bilgisin verdi. 

"Hakim, savcı ve personel sayısını yüzde 177 oranında artırdık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalette ise milletin hak ve hukuk arayışına cevap verecek pek çok reformu hayata geçirdiklerini bildirdi.

2002 yılından bu yana hakim, savcı ve personel sayısının yüzde 177 oranında artırarak, yargıda insan kaynakları kapasitesini güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son iki yılda 5 bin 344'ü hakim ve savcı olmak üzere adalet hizmetlerinde görev yapmak üzere 24 bin 64 yeni personel alımı yaptık. Hatırlayın, geçmişte Adalet Sarayı diye bir şey yoktu. Maalesef merdiven altı hizmet diyebileceğimiz durumda adalet hizmetleri dağıtılıyordu. Biz, ne yaptık, Adalet Saraylarını getirdik ve bu Adelet Saraylarını yapmak suretiyle de artık hakimlerimiz, savcılarımız çok daha rahat, çok daha huzurlu hizmet verir hale geldiler.

Geçtiğimiz 18 yılda ilk derece mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 76, idari yargıda yüzde 32 artırarak mahkemelerin yükünü azaltmıştık. Son iki yılda 554 yeni mahkemeyi daha hizmete aldık. Adli yargı istinaf mahkemelerini ilk olarak 7 yerde faaliyete geçirdik, sonra bu sayıyı 15'e çıkardık. İdari yargı istinaf mahkemelerini de 2016 yılında yine 7 bölgede faaliyete geçirmiştik, bu sayıyı 8'e çıkardık. Böylece istinaf mahkemelerini güçlendirerek, Yüksek Mahkemelerin iş yükünü azaltmanın yanında, uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı şekilde çözülmesini sağladık." 

Son 18 yılda yapılan 269 adet adalet hizmet binasının 38'ini son iki yılda inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, vatandaşların haklarına daha zahmetsiz ve az masrafla kavuşabilmesi için iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirdiklerini belirtti.

Erdoğan, "Son iki yılda arabulucuya giden dosyaların yüzde 63'ü başarıyla sonuçlandı. 2019 yılında kanunlaşan birinci yargı paketi ile temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla istinafta kesinleşen bazı suçlarda temyiz yolunu açtık." dedi.

Hakim ve savcı adaylığı mülakat kurulunun üye sayısını 5'ten 7'ye çıkararak daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturduklarını da ifade eden Erdoğan, infaz düzenlemesiyle, hem adaletin tecellisini hem de hükümlülerin topluma kazandırılmasını gözeten yeni bir sisteme geçtiklerini bildirdi. Erdoğan, "15 yıl kıdemi bulunan avukatların yeşil pasaport alabilmesini biz sağladık. Çoklu baro düzenlemesini de içeren ve avukatların kılık-kıyafetten baro keseneğine kadar pek çok haklarını hukuki güvence altına alan bir düzenlemeyi de geçtiğimiz hafta hayata geçirdik." diye konuştu. 

"PKK'ya 2 yılda 234 bin operasyon gerçekleştirdik"

Terörle mücadelenin de her alanda etkin biçimde sürdüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Son iki yılda terör örgütü PKK'ya yönelik 224 bini kırsalda, 10 binden fazlası şehirlerde 234 binin üzerinde operasyon gerçekleştirdik. Terör operasyonlarında toplam 2 bin 354 teröristi etkisiz hale getirdik, böylece yurt içi terörist mevcudu 400'lü rakamlara geriledi. Ülkemize ve milletimize yönelik en büyük ihanetlerden birinin faili FETÖ'yle mücadele amacıyla 17 bin operasyon gerçekleştirdik. FETÖ'nün bürokrasiden iş dünyasına kadar tüm yapılanmalarını önemli ölçüde yıktık, kalanları da tespit ettikçe temizlemeye devam ediyoruz."

"Trablus’u tehdit eden darbecileri gerilettik"

Libya'daki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Trablus’u tehdit eden darbecileri gerilettik. Son zamanlardaki bazı gelişmeleri izliyoruz, kimse heveslenmesin ona da prim vermeyeceğiz." dedi.

Savunma alanındaki atılımların da sürdüğüne işaret eden Erdoğan, "Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimiz Anadolu denize indirildi. Ardından inşallah bir veya iki tanesini daha almanın gayreti içinde olacağız." diye konuştu.

Ankara-Sivas hattının ilk bölümü yıl sonunda açılacak

Yolculuk süresini 2 saate düşürecek Ankara-Sivas hattının test sürüşlerinin sürdüğünü ifade eden Erdoğan, "İlk kesimini yıl sonunda hizmete sunmayı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türksat 5A uydusu, bu yılın üçüncü çeyreğinde yerde teslim alınacak ve dördüncü çeyrekte uzaya fırlatılacak. Yerli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz. Haberleşme ve servis modülü entegrasyon faaliyetleri tamamlanan Türksat 5B uydusu 2021 yılının ikinci çeyreğinde uzaya gönderilecek."

"Ekonomimizin bağışıklık sistemini güçlendiriyoruz"

Erdoğan, "Ekonomimizin bağışıklık sistemini küresel türbülanslara karşı güçlendiriyor, art niyetli finansal girişimler konusunda önlemleri alıyoruz. Vatandaşlarımızın tarihin en düşük maliyetli ve uzun vadeli finansmanıyla ev sahibi olabilmesini temin ettik. Bu sayede Haziran ayında tarihi bir rekorla, 200 binden fazla ailemizin ev sahibi olmasına imkan sağladık." dedi.

Geçen yıl ilan edilen 12 yeni endüstri bölgesinde özel sektörün yaklaşık 8,5 milyar dolarlık yatırım planladığını açıklayan Erdoğan, "Hedefimiz 2023'e kadar ülkemizden milyar dolarlık en az 10 yeni şirket çıkarmaktır." dedi.

Akdeniz'deki gelişmeler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin, "Biz ne sismik araştırma gemilerimizle ne sondaj gemilerimizle birilerinin iznine tabi değiliz. Uluslararası deniz hukuku neyi gerektiriyorsa, Doğu Akdeniz'de haklarımız nelerse bu çerçeve içinde adımlarımızı bugüne kadar attık, bundan sonra da aynı şekilde bu adımlarımızı atmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Suriye halkı özgürlüğe kavuşana kadar kalacağız"

Erdoğan, "Bin yıllık komşumuz ve kardeşimiz olan Suriye halkı özgürlüğe, huzura, güvene kavuşana kadar bu ülkede kalmaya devam edeceğiz. Bugünlerde Suriye'de bir seçim yapıyorlar. Sözde seçim. Böyle seçim mi olur? Nerede dünyanın 'demokrasi, demokrasi' diyen ülkeleri?" dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokraside ileri olduğunu söyleyenler, BM; kalkıp da 'Ne yapıyorsunuz' diyen yok, vatandaş eli mahkum oyunu kullanıyor. Bir de sonuç ilan ederler, evlere şenlik. Bunlara karşı o mazlumların, mağdurların adına sesimizi yükseltmek zorundayız."

"Türkiye enerjide muhtaç olmaktan çıkmıştır"

2019'da elektriğin yüzde 62'sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini vurgulayan Erdoğan, "Yani enerjide de artık Türkiye muhtaç olmaktan çıkmıştır ve çıkıyor." diye konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.