Türkiye’de son yıllarda mantar gibi türeyen faizsiz katılım sistemiyle ev sahibi olmayı vaat eden şirketlerle ilgili hukuki altyapı olmaması, geçmişte yaşanan dolandırıcılık olaylarını akıllara getiriyor.
Gösterişli ofisler ve büyük reklam kampanyaları ile insanlara ev sahibi olma umudu pompalayan bu firmalarla ilgili önlem alınmazsa, çiftlikbank, off shore bankacılık gibi geride binlerce mağdur bırakacak dolandırıcılıklar yaşanabilir.
Haber Giriş Tarihi: 16.11.2020 22:04
Haber Güncellenme Tarihi: 19.11.2020 02:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Ömer KARAKAYA
Türkiye’de muhafazakar kesimin yanı sıra yüksek faizler nedeniyle ev alma imkanı olmayan kesimleri hedef alan ‘faizsiz katılım ev sistemi’ kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam ediyor. İlk başta 1-2 firmanın başını çektiği sistemle para toplayan kuruluş sayısı irili ufaklı 35’e ulaşmış durumda. Her gün de bir yenisi ekleniyor bunlara. Sayıları günden güne artan ve lüks ofislerde vatandaşlara faiz ödemeden ev sahibi olacaklarını vaad eden sistem, akıllara geçmişte yaşanan Çiftlikbank, Titan gibi dolandırıcılık olaylarını getiriyor.
REKLAMLAR YANILTICI
Firmalar faiz ödemeden 400 liradan başlayan taksitlerle ev sahibi olmayı vaat ederken, bu firmalara yine maddi imkânları sınırlı vatandaşlarla haram olan faize bulaşmak istemeyen vatandaşlar ilgi gösteriyor. Ancak vatandaşların başvurduğu katılım sistemi, yasal boşluklardan dolayı alarm veriyor. Maliyeti 10 bin liraları bulan organizasyonlar, büyük bütçeli televizyon ve dijital ortam reklamları ile boy gösteren katılım firmaları, hızlı yasal altyapı oluşturulmazsa, binlerce kişinin mağdur olduğu yeni dolandırıcılık olaylarının yaşanmasına gebe.
MAĞDURLARIN SAYISI ARTIYOR
Öte yandan sistem hali hazırda da önemli sıkıntıların yaşanmasına yol açıyor. Bu alandaki pastanın büyümesiyle birlikte mağdur sayısı da günden güne artmaya başladı. Sistemden zarar gören birçok insan olmasına rağmen yasal boşluklardan dolayı vatandaşlar hak talebinde bulunamıyor. Avukatların kapısını sıkça çalan vatandaşlar, imza attıkları sözleşmelerden dolayı hiçbir hak talep edemiyor. Özellikle pandemi döneminde taksitleri ödemekte zorlanan vatandaşlar, sistemden çıkmak istediklerinde katılım firmaları ödedikleri paralara el koyuyor. Tüketici dernekleri de konuyla ilgili yasal boşlukların bulunduğuna dikkati çekerek, sistemin devlet kontrolü altına girmesini istiyor.
KONTROLSÜZ PARA TOPLUYORLAR
Tıpkı geçmişteki örneklerinde olduğu gibi bu firmalar olmayan bir şey üzerinden vatandaşlardan para topluyor. Zaten ekonomik imkanları nedeniyle ev alamadıkları için bu sisteme dahil olarak ev hayallerini gerçekleştirmek isteyen vatandaşlara firmalar tarafından imzalatılan sözleşmeler ise tefecilik sistemini aratmıyor. Sözleşmeyle vatandaşları bağlayan firmalar, kişinin sistemden çıkmasına da izin vermiyor. Çıkmak isteyen parasını yakmak zorunda. Tüm bu yaşananlar ortadayken devletin acil bir şekilde sisteme el atması, toplanan paraları kontrol altına alması ve vatandaşların mağdur olmayacağı yasal altyapıyı zaman kaybetmeden oluşturması gerekiyor.
VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Bursa Şehir Gazetesi’ne konuşan ve dolandırıldığını iddia eden Hülya Ovalıoğlu, Katılımevim isimli firmasıyla faizsiz ev almak için anlaştığını ancak başta verilen sözlerin sonradan tutulmadığını söyledi. Sözleşme imzalamadan önce firmanın kendisine 120 kişiyle kuraya gireceğini ve ayda 6 kişiye ev alınacağını söylediği ancak 6 ayda sadece 6 kişiye ev alındığını ifade eden Ovalıoğlu, şöyle devam etti: “İlk 240 kişilik gruptaydım imzayı attıktan sonra 120 kişilik gruba geçtim 2 bin 500 TL aylık taksitle anlaştık. Ayda 6 kişiye ev verilecekti. Kuradan sonra bana yok sen yanlış anladın 6 ayda noter çekiliş oluyor dediler. Bunlar sözleşmede net değil. Ayrıca ev çıkan kişilerle ilgili de net bir bilgi yok. Ayrıca noter çekiliş işlemlerinde de kimin ne olduğu belli değil. Yani olan benim 12 bin 700 TL’ye oldu. Sözde faizsiz sistem ama benim nakit parama el koydular. Hakkımı helal etmiyorum.”
DEVLET ÇALIŞMA BAŞLATTI
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde açıklama yapan, FuzulEv Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal Türkiye'de "faizsiz bankacılık" gibi büyümesini hızla sürdüren ve satışlarını artıran "faizsiz konut" sektöründe faaliyet gösteren şirketlere regülasyon geleceğini söyledi. Akbal, faizsiz konut ve otomobil finansmanı sisteminin yasal altyapısının şu ana kadar bulunmadığını anlattı. Akbal, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın BDDK bünyesinde konu ile ilgili bir çalışma başlattığını kaydederek, "Hükümet bu konunun üzerinde titizlikle duruyor. Yasal mevzuatın 2020 sonuna kadar hazır olacağını düşünüyoruz. Hükümetin yasal düzenlemesiyle sistem ve katılımcılar güvence altına alınacak." dedi. Eyüp Akbal, son yıllarda sektördeki firma sayısı ve satışlardaki artışın bazı riskleri de beraberinde getirdiğini belirterek, "Hem bu alanda faaliyet gösteren firmalar için sermaye şartı aranmaması, hem de sisteme dahil olan katılımcıların bu firmalara yaptıkları ödemelerin devlet güvencesinde olmaması sisteme ilişkin önemli riskler oluşturuyor." dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Faizsiz ev hayalleri yine felaket olmasın!
Türkiye’de son yıllarda mantar gibi türeyen faizsiz katılım sistemiyle ev sahibi olmayı vaat eden şirketlerle ilgili hukuki altyapı olmaması, geçmişte yaşanan dolandırıcılık olaylarını akıllara getiriyor. Gösterişli ofisler ve büyük reklam kampanyaları ile insanlara ev sahibi olma umudu pompalayan bu firmalarla ilgili önlem alınmazsa, çiftlikbank, off shore bankacılık gibi geride binlerce mağdur bırakacak dolandırıcılıklar yaşanabilir.
Ömer KARAKAYA
Türkiye’de muhafazakar kesimin yanı sıra yüksek faizler nedeniyle ev alma imkanı olmayan kesimleri hedef alan ‘faizsiz katılım ev sistemi’ kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam ediyor. İlk başta 1-2 firmanın başını çektiği sistemle para toplayan kuruluş sayısı irili ufaklı 35’e ulaşmış durumda. Her gün de bir yenisi ekleniyor bunlara. Sayıları günden güne artan ve lüks ofislerde vatandaşlara faiz ödemeden ev sahibi olacaklarını vaad eden sistem, akıllara geçmişte yaşanan Çiftlikbank, Titan gibi dolandırıcılık olaylarını getiriyor.
REKLAMLAR YANILTICI
Firmalar faiz ödemeden 400 liradan başlayan taksitlerle ev sahibi olmayı vaat ederken, bu firmalara yine maddi imkânları sınırlı vatandaşlarla haram olan faize bulaşmak istemeyen vatandaşlar ilgi gösteriyor. Ancak vatandaşların başvurduğu katılım sistemi, yasal boşluklardan dolayı alarm veriyor. Maliyeti 10 bin liraları bulan organizasyonlar, büyük bütçeli televizyon ve dijital ortam reklamları ile boy gösteren katılım firmaları, hızlı yasal altyapı oluşturulmazsa, binlerce kişinin mağdur olduğu yeni dolandırıcılık olaylarının yaşanmasına gebe.
MAĞDURLARIN SAYISI ARTIYOR
Öte yandan sistem hali hazırda da önemli sıkıntıların yaşanmasına yol açıyor. Bu alandaki pastanın büyümesiyle birlikte mağdur sayısı da günden güne artmaya başladı. Sistemden zarar gören birçok insan olmasına rağmen yasal boşluklardan dolayı vatandaşlar hak talebinde bulunamıyor. Avukatların kapısını sıkça çalan vatandaşlar, imza attıkları sözleşmelerden dolayı hiçbir hak talep edemiyor. Özellikle pandemi döneminde taksitleri ödemekte zorlanan vatandaşlar, sistemden çıkmak istediklerinde katılım firmaları ödedikleri paralara el koyuyor. Tüketici dernekleri de konuyla ilgili yasal boşlukların bulunduğuna dikkati çekerek, sistemin devlet kontrolü altına girmesini istiyor.
KONTROLSÜZ PARA TOPLUYORLAR
Tıpkı geçmişteki örneklerinde olduğu gibi bu firmalar olmayan bir şey üzerinden vatandaşlardan para topluyor. Zaten ekonomik imkanları nedeniyle ev alamadıkları için bu sisteme dahil olarak ev hayallerini gerçekleştirmek isteyen vatandaşlara firmalar tarafından imzalatılan sözleşmeler ise tefecilik sistemini aratmıyor. Sözleşmeyle vatandaşları bağlayan firmalar, kişinin sistemden çıkmasına da izin vermiyor. Çıkmak isteyen parasını yakmak zorunda. Tüm bu yaşananlar ortadayken devletin acil bir şekilde sisteme el atması, toplanan paraları kontrol altına alması ve vatandaşların mağdur olmayacağı yasal altyapıyı zaman kaybetmeden oluşturması gerekiyor.
VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Bursa Şehir Gazetesi’ne konuşan ve dolandırıldığını iddia eden Hülya Ovalıoğlu, Katılımevim isimli firmasıyla faizsiz ev almak için anlaştığını ancak başta verilen sözlerin sonradan tutulmadığını söyledi. Sözleşme imzalamadan önce firmanın kendisine 120 kişiyle kuraya gireceğini ve ayda 6 kişiye ev alınacağını söylediği ancak 6 ayda sadece 6 kişiye ev alındığını ifade eden Ovalıoğlu, şöyle devam etti: “İlk 240 kişilik gruptaydım imzayı attıktan sonra 120 kişilik gruba geçtim 2 bin 500 TL aylık taksitle anlaştık. Ayda 6 kişiye ev verilecekti. Kuradan sonra bana yok sen yanlış anladın 6 ayda noter çekiliş oluyor dediler. Bunlar sözleşmede net değil. Ayrıca ev çıkan kişilerle ilgili de net bir bilgi yok. Ayrıca noter çekiliş işlemlerinde de kimin ne olduğu belli değil. Yani olan benim 12 bin 700 TL’ye oldu. Sözde faizsiz sistem ama benim nakit parama el koydular. Hakkımı helal etmiyorum.”
DEVLET ÇALIŞMA BAŞLATTI
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde açıklama yapan, FuzulEv Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal Türkiye'de "faizsiz bankacılık" gibi büyümesini hızla sürdüren ve satışlarını artıran "faizsiz konut" sektöründe faaliyet gösteren şirketlere regülasyon geleceğini söyledi. Akbal, faizsiz konut ve otomobil finansmanı sisteminin yasal altyapısının şu ana kadar bulunmadığını anlattı. Akbal, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın BDDK bünyesinde konu ile ilgili bir çalışma başlattığını kaydederek, "Hükümet bu konunun üzerinde titizlikle duruyor. Yasal mevzuatın 2020 sonuna kadar hazır olacağını düşünüyoruz. Hükümetin yasal düzenlemesiyle sistem ve katılımcılar güvence altına alınacak." dedi. Eyüp Akbal, son yıllarda sektördeki firma sayısı ve satışlardaki artışın bazı riskleri de beraberinde getirdiğini belirterek, "Hem bu alanda faaliyet gösteren firmalar için sermaye şartı aranmaması, hem de sisteme dahil olan katılımcıların bu firmalara yaptıkları ödemelerin devlet güvencesinde olmaması sisteme ilişkin önemli riskler oluşturuyor." dedi.
En Çok Okunan Haberler