Hafta içi

Hafta içi "dekan" hafta sonu "çiftçi"
- Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gürel, fakültedeki yoğun mesaisinin ardından hafta sonları büyüdüğü Umurbey Mahallesi'ne giderek "çiftçilik" yapıyor
- Zeytin, domates ve biber gibi ürünler yetiştiren, traktörüyle tarla süren Gürel, mahalledeki çiftçilerin hastalıklarıyla da ilgileniyor
- Prof. Dr. Gürel:
"Bir doktorun mutlaka doğayı sevmesi gerekiyor, çünkü doğayı seven insanı da sever. Ayrıca bu şekilde stres atıyoruz ve mesai saatlerinde hastalarımıza daha verimli olabiliyoruz"



BURSA (AA) - ÖMER ERİM BAŞTİMAR - Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Gürel, hafta içi ve sonundaki çalışmalarıyla farklı bir dekan portresi çiziyor.

Hafta içinde hastalarına ve üniversitede öğrencilerine yoğun mesai harcayan Gürel, hafta sonunda ise büyüdüğü Gemlik ilçesinin Umurbey Mahallesi'ne giderek, traktöre bağladığı tarım makineleriyle babasından kalan toprağı işliyor, zeytincilik ağırlıklı "çiftçilik" yapıyor.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan ve bir yıldır da dekanlık görevini yürüten Prof. Dr. Selim Gürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dekanlığın zor bir görev, özellikle doktorluğun da yıpratıcı bir meslek olduğunu belirterek, çiftçilik yaparak bir nebze de olsa stres atabildiğini söyledi.

Üniversitede görevli öğretim üyelerinin öğrenci yetiştirmesinin yanı sıra hastaların sağlık sorunlarıyla da ilgilendiğine dikkati çeken Gürel, "Hastalarla uğraşmak, onların sorunlarını çözmek başlı başına bir zorluk. Çünkü karşılaştığınız insanın psikolojisi çökmüş oluyor, hastalık zaten onları yıpratmış oluyor. Öğrencilerimizle, evimizle, ailemizle ilgilenmek zorundayız. Bütün bunların oluşturduğu sıkıntı ve stresi bir şekilde üzerimizden atmamız lazım." dedi.

- Tarlada sabır terapisi

Zeytincilik yaptığını, domates, biber gibi ürünler yetiştirdiğini ve traktörle tarla sürdüğünü dile getiren Selim Gürel, şöyle konuştu:

"Buralar, doğa, toprak, çiftçilik beni rahatlatıyor. Bir doktorun mutlaka doğayı sevmesi gerekiyor, çünkü doğayı seven insanı da sever. Ayrıca bu şekilde stres atıyoruz ve mesai saatlerinde hastalarımıza daha verimli olabiliyoruz. Doğa, insana sabırlı olmayı öğretiyor. Ekiyorsunuz, sabırla karşılığını, sonucunu bekliyorsunuz. Özellikle hastalarımızla ilgilenirken biz de olması gereken en önemli şey sabırdır. Bunun için izin günümüzde doğada çalışarak kendimize bir nebze terapi yapıyoruz. Hafta sonu çiftçilik yaparak hem hafta içindeki yüklenmiş olduğumuz stresi atıyoruz, hem dinleniyoruz hem de spor yapmış oluyoruz. Ayrıca ülke ekonomisine küçük de olsa bir katkı sunuyoruz. Zeytin üretiyoruz, zeytinyağı yapıyoruz."

Bu kırsal mahalledeki çiftçilerin hepsini tanıdığını, isim isim bildiğini belirten Gürel, köylü komşularının sağlık sorunlarıyla da yakından ilgilendiğini ifade etti.

Aynı mahallede 3 yaşından beri yaşadığını belirten Prof. Dr. Gürel, "Babam da bu köyde çiftçilik yaptı. Tarlalarımızın çoğu ondan kaldı. Tüm köylülerimizi geçmişten tanıyorum, sağlık sorunlarını biliyorum. Yanıma geldiklerinde ilgileniyorum, benim bölümümle ilgili değilse de başka doktor arkadaşlara yönlendirerek, tedavilerine yardımcı oluyorum. Böylece köyümüze sağlık açısından da katkımız oluyor. Herkes kendi evinin önünü temizlese, her doktor kendi köyünün sağlığıyla ilgilense, herkes çevresine katkı sunarsa hep birlikte kalkınırız." diye konuştu.

Köy sakinlerinden Ethem Kaya ise Selim Gürel ile ağaçları budadıklarını, zeytinyağı yaptıklarını belirterek, "Komşumuzun doktor olmasından çok memnunuz, adam gibi adam, herkese faydası var." ifadelerini kullandı.