SON DAKİKA
Hava Durumu

Her zaman milletin değerleri yanında yer alarak sendikacılık yapıyoruz

Haber Giriş Tarihi: 19.05.2014 17:22
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.2014 18:22
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Her zaman milletin değerleri yanında yer alarak sendikacılık yapıyoruz

Türkiye genelinde Memur-sen olarak 800 bin, Eğitim Bir Sen olarak 300 bin, Bursa yerelinde ise Memur Sen olarak 22 bin, Eğitim Bir Sen olarak 8 bin üyesi ile hem ülke genelinde hem de Bursa yerelinde en büyük sivil toplum örgütüyüz. Her zaman kamu çalışanlarının ve milletin değerlerinin yanında mücadele ederek bu güce ulaştık. Gücümüzün dayanağı olan çalışanların ve milletin değerlerinin yanında da her zaman yer almaya devam edeceğiz. Yaşadığımız yakın geçmiş, genelde Memur-Sen’in özelde Eğitim-Bir-Sen’in çalışma hayatı ve eğitim-öğretim alanında kazandırdıkları, eğitim ve sosyal politika tarihinde özel bir yeri olacağını ortaya koymaktadır. Sendikal tarihin kitabı, erdemli sendikal hareketin misyon, vizyon ve uygulamalarına göre yeniden yazılacaktır.


Her zaman küresel oyunların ve darbe planlarının karşında olduk


Konfederasyonumuzun ve sendikamızın; darbe girişimlerine karşı ortak akıl platformları oluşturması, demokrasi tarihinin en önemli referandumu olan ve Türkiye’nin vesayetten kurtulmasını sağlayan 12 Eylül referandumunda aldığı aktif rol, toplu sözleşme hakkını elde etmesi, kamuda kılık-kıyafet dayatmasına karşı sivil itaatsizlik örneği göstererek başörtüsü sorununu da fiilen çözmesi, ülkemizin 30 yıllık problemi olan terör bataklığının kurutulması için başlatılan çözüm sürecinde elini taşın altına koyması, uluslararası faiz lobisi ile darbe lobisinin ortak senaryosunu yazdığı Gezi Parkı olaylarında oyunun bozulmasında öncülük yapması, dünya mazlumlarının yanında yer alarak insanlığın vicdanı olması, küresel darbe ve oyunlara karşı kitlesel tepkiler koyması, en önemlisi, ürettiği proje ve hazırladığı raporlarla büyük Türkiye idealine katkı sunması sendikal tarihe altın harflerle yazılacak icraat ve faaliyetlerindendir.


Memur-Sen, ülkemizde ve dünyada demokratikleşmenin sağlanması, darbeler ve vesayet rejimlerinin son bulması, temel hak ve hürriyetlerin genişlemesi için mücadele verirken; Eğitim-Bir-Sen, bir yandan bağlı bulunduğu konfederasyonun mücadelesine güç kattı, diğer yandan eğitim sisteminin demokratikleşmesi, eğitim alanındaki çifte standartların kaldırılması için birçok mücadelenin başlatıcısı ve öncüsü oldu. Onlarca haksız ve hukuksuz uygulama Eğitim-Bir-Sen’in kararlı mücadelesi ve tutumuyla son buldu.


Darbe döneminin izlerini eğitimden sildik ve din eğitiminin önündeki engelleri kaldırdık


Eğitim sisteminin demokratikleşmesinin temel unsurlarından olan müfredat değişikliklerinde etkin rol alan sendikamız, Milli Güvenlik Dersi’nin müfredattan çıkarılması, din eğitiminin önündeki yaş sınırının kaldırılması, Kur’an ve Siyer derslerinin müfredata girmesi, müfredattan vesayetin izlerinin silinmesi konularında aktif sorumluluk alarak bu noktada başarılı sonuçlar alınmasında etkili oldu. Bunun yanında Türkiye’nin ve toplumun yeni ihtiyaçlarına göre müfredatın yenilenmesi ve kalitesinin daha da artırılması için çalışmalarımız sürmektedir.


Eğitim-Bir-Sen, vesayetin izlerinin silinmesi noktasındaki mücadelesini müfredatla sınırlı tutmadı; başta 28 Şubat darbesi olmak üzere tüm darbeler döneminde pedagojik tartışmalar yapılmadan eğitim sistemine sokulan vesayet ürünü uygulamalara tek tek son verdirdi. Konfederasyonumuzun ve sendikamızın verdiği kararlı ve kapsamlı mücadele sonucunda,  katsayı adaletsizliğine son verilerek mesleki eğitimin genel eğitim içindeki oranının yükseltilmesinin yanında kalitesinde de belirgin düzelmeler başladı. Mesleki eğitimin daha cazip hale getirilmesi için yeni düzenleme ve teşviklere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu noktada akademik çalışmalarımız ve girişimlerimiz sürmektedir.


Sendika olarak, millet iradesine rağmen getirilen darbe ürünü müfredatlı kesintisiz eğitime son verdirerek, dört dörtlük kesintili eğitime geçilmesinde öncü rol üstlendik. Milletimizi ve değerlerini dışlayan, ötekileştiren sistem ve anlayıştan, milletle ve değerleriyle barışık bir sistemin kurulmasının öncülüğünü yaparak, hem ülkemizin hem de milletimizin, gençlerimizin önünü açtık.


Yetkili sendika olarak taban aylığa yansıyan zamla tarihi toplu sözleşmeye imza attık


2014-2015 toplu sözleşme döneminde, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi ‘deldirtmeyiz’ diyen bürokratik yaklaşım ve siyasi anlayışla kıran kırana pazarlık yaptık, öğretmenlerin ek ödeme mağduriyetini, özel hizmet tazminatında artış sağlatarak, giderdik. Toplu sözleşme kulislerinde, “İktidar bu yıl da öğretmene ek ödeme vermeyecek” diye yaygara koparan, öğretmenlerin ek ödeme veya özel hizmet tazminatı almaması için el ovuşturan, alınamayan haklar üzerinden sendikacılık yapanlara inat, Kamu İşveren Kurulu’nun ilk teklifini; taban aylık zammında 100 TL’den yüzde 75 artırarak 175 TL’ye, öğretmen özel hizmet zammını 40+40’tan yüzde 87,5 artırarak 75+75 TL’ye, 4/C’li personelin zammını 150 TL’den, yüzde 233 artırarak 350 TL’ye yükselttirdik. Taban aylığına zam yapılması nedeniyle eğitim çalışanlarının yüzde 98’i olumlu etkilenmiştir. Bu kararlı duruşumuz ve ısrarımız sayesinde öğretmen maaşında toplamda brüt 325, net ise 278 TL artış gerçekleşti. Öğretim yılına hazırlık ödeneğini 2014 yılı için yüzde 14,86, 2015 yılı için 28,37 artırdık. 4/C’lilere brüt 590, net 483 TL artış sağladık. Emeklilere her ay net 146 TL zam alarak emekli maaşlarında yüzde 12,46’ya varan artış sağladık. Toplu sözleşme masasına taşıdığımız emeklilerin promosyon talebiyle ilgili çalışmalar sürüyor. 2015 yılı için yüzde 3+3 zam artı enflasyon farkı verilecek. Tüm kazanımların kamu görevlisi başına bütçeye maliyeti 210 TL’dir. Bu yüzden olsa gerek maliyeden sorumlu bakan ve başbakan yardımcısı toplu sözleşmelerin bütçeye planlandığının üstünde bir yük getirdiğini söylüyorlar. Taban aylığa yapılan zam ve diğer artışlarla birlikte kamu görevlilerinin maaşlarında enflasyonun çok üzerinde artışlar sağlanmıştır. Büyük Türkiye’nin mimarları olan kamu görevlilerinin motivasyonu açısından, geçmiş yılların telafisi ve refah payının da verilmesi bakımından önemli bir toplu sözleşmeyi geride bıraktık.


Her zaman özgürlüklerden yana olduk


Her türlü kılık-kıyafet yasağının kalkması mücadelesinde Eğitim-Bir-Sen, 90’lı yılların başından itibaren öncülük yaptı, bu mücadelede hep ön saflarda yer aldı. Demokratik ve meşru eylemlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihiyle yaşıt sorunlarımızdan olan kılık-kıyafet sorununu fiili olarak çözüme kavuşturduk. Hukuken çözülmesi için de sivil itaatsizliğimizi kesintisiz sürdürüyoruz, aynı zamanda demokratik girişimlerde bulunuyoruz. En kısa zamanda hukuken de çözüleceğine inancımız tamdır.


Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak, 21. yüzyılın Türkiyesi’nde artık özgürlükleri kısıtlayan, insanların çalışma hakkını elinden alan, hayat tarzlarına karışan devlet ve kurumlar istemiyoruz. Bu kapsamda, kadın-erkek eşitliği yanında kadın-kadın eşitliğinin de sağlanması talebimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Artık, Hatice Hanım’ın başörtüsüyle sadece vergi mükellefi değil, vergi denetmeni olabildiği; üniversite okurken başını örtebilen Ayşe kızımızın, öğretmen olduğunda saçını açmak zorunda bırakılması garabetinin terk edildiği, özgürlük ve inançlar konusundaki hizmet alan-hizmet veren şeklindeki gayri insani bakışın sona erdiği bir Türkiye istiyoruz.


Biz; Kamu görevlilerinin kamu hizmeti sunarken kamunun diğer bireyleri gibi özgürce ve kendi tercihleri doğrultusunda giyinebilmesini,


Başörtülü kadınların sadece seçmen olarak değil, seçilen olarak da siyasete aktif katılmalarını, milletvekili olabilmelerini, belediye başkanı seçilebilmelerini,


Üniversitelerdeki kıyafet serbestliğinin rektörlerin ihsanı olmaktan çıkarılıp, hem akademisyenlerin hem üniversite çalışanlarının hem de öğrencilerin bir insan hakkı olarak kıyafet yasaklarından kurtarılmasını,


Yarı kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarına bağlı olarak icra edilen mesleklerde özellikle kadınlara yapılan kıyafet dayatmasının sona erdirilmesini,


Kamuda uygulanan yasakları dayanak kabul ederek kimi özel sektör kuruluşlarında hayata geçirilen ayırımcı uygulamaların son bulmasını istedik.


Bu konuda kararlı ve ciddi adımlar attık. Önümüze konulacak hiçbir mazereti kabul etmeden.  Her türlü engel ve mazeretle mücadele ettik etmeye devam ediyoruz.


Baskı, şantaj ve tehditlere rağmen yerelde de seviyeli sendikacılık yapmaya çalışıyoruz


Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen, misyonuyla, ilkeleriyle, ortaya koyduğu vizyonla ve ürettiği kazanımlarla milletin, kamu görevlilerinin ve eğitim çalışanlarının sözcüsü olduğunu hatta ta kendisi olduğunu defalarca göstermiştir. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Senlilerin “ortak kimliği” milletin kendisidir. Milletin “ortak kimliğini” taşıyan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen ailesi, hakaret sendikacılığına, iftira sendikacılığına ve düzeysiz sendikacılığa her zaman olduğu gibi geçit vermeyecektir. Bu çatışmacı sendikacılığa rağmen kamu görevlileri ve milletimizin memnuniyetini esas alan büyük Türkiye ideali için erdemli sendikal anlayışımızın da gereği olarak karşılıksız alın teri dökmeye ve kazanım üretmeye devam edeceğiz.


Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen, hizmet sendikacılığı, akademik sendikacılık, toplumsal sendikacılık ve erdemli sendikacılık yaparak milletimizin, kamu görevlilerinin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının tek tek çözümüne paydaş olurken, iftira ve hakaret sendikacılığı yapanlar tüm enerjilerini sadece toplu sözleşme döneminde değil, yıl boyunca kazanım üreten konfederasyonumuza ve sendikalarımıza çamur atarak harcadılar. Onlar çamurla oynaşmaya devam ededursun, biz toplumla, kamu görevlileriyle, eğitim çalışanlarıyla olan toplumsal sözleşmemiz gereği hizmet üretmeye, başta üyelerimiz olmak üzere kamu görevlilerine ve emeklilerine kazanımlar üretmeye devam edeceğiz. Bu nedenle rakiplerimizin iftiralarının, hırçınlığının ve nezaketsizliğinin, panikleme ve korkudan, yetkiyi kaybetme, sarı sendikacılıklarının üstünü örtme tezahürü olarak görüyoruz.


Biz ideolojik değil hizmet sendikasıyız, sorunun değil çözümün parçasıyız


Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak ideolojiden uzak ve hizmet etmenin erdemine inanan bir sendikayız. Bazı sendikalar gibi üye olmayı bir hak, istifa etmeyi davayı satmak ve döneklik olarak görmüyoruz. Baskıyla tutulan yüzlerce üye, gün gelip baskı kuranlar temizlendiğinde hakiki tercihlerine yönelecek ve herkes gerçek sayısına kavuşacaktır. İşte ondan sonra gerçek nedir ve en büyük kimdir anlaşılacaktır. Eğitim-Bir-Sen 1992 yılında kurulan ve 3 yıldır da genelde yetkili olan bir sendikadır. Eğitim-Bir-Sen yerelde de yetki hedefi olan bir sendikadır, ancak iftira ile alınacak bir yetkiye asla tenezzül etmemiştir, bundan
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.