SON DAKİKA
Hava Durumu

İşte torbadaki “Af Yasası”

Türkiye’de genel seçim öncesinde başlayıp bugüne kadar zaman zaman gündeme gelen ve kamuoyunda af yasası olarak bilinen İnfaz Kanunu’ndaki değişiklikler TBMM’ye sevk edildi. Yeni tip koronavirüsü tedbirleri kapsamında erkene çekilen ve af yasası infaz düzenlemesini Bursa Şehir Gazetesi Yazarı Avukat Ali Seydi Çakırel inceleyerek okurlarımız için kaleme aldı.

Haber Giriş Tarihi: 03.04.2020 20:37
Haber Güncellenme Tarihi: 03.04.2020 20:37
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
İşte torbadaki “Af Yasası”

Ali Seydi ÇAKIREL

Türkiye, tıpkı dünyada olduğu gibi gündemini tamamen koronavirüs salgınına kilitlemişken TBMM çok önemli bir kanun tasarısını görüşerek karara bağlayacak. Kamuoyunda af yasası olarak bilinen infaz düzenlemesi, yıllardır bu kanunun bekleyen cezaevindeki hükümlüler ve kamuoyu tarafından içeriği açısından tartışmaların devam ettiği bir düzenleme. 

Yeki bu düzenlemenin içinde neler var? Yapılan düzenleme ile ne getiriliyor? Hangi suçlara ne kadar indirim geliyor? Tasarıyı hazırlayanlar bu kanunla neyi amaçlıyor? Bu sorular ve daha fazlasına Bursa Şehir Gazetesi Yazarı Ali Seydi Çakırel yanıt verdi köşe yazısında. Çakırel, düzenlemeyi ayrıntıları inceleyerek, kaleme aldı. 

İşte Çakerel’in infaz yasası ile ilgili o yazısı:

Meclise sunulup gündeme alınan; Başta İnfaz Kanunu olmak üzere 11 farklı kanunda değişiklik içeren 70 maddeden oluşan kanun teklifi muhtemelen önümüzdeki günlerde yasalaşacaktır.
Ceza ve İnfaz sisteminin temel iki amacı vardır. Birincisi suçu önlemek toplumda düzeni ve adaleti sağlamak, ikincisi de hükümlülerin, sosyalleşmesini teşvik etmek, yeniden suç işlemelerini engellemek ve toplumsal kurallara saygılı ve sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumlarını kolaylaştırmaktır.
Yapılan düzenleme bu temel ilkelere uygun mudur? Tartışılır. Ancak infaz sisteminin çağdaş ölçütlere uygun hale getiriliyor olduğu söylenebilir. Tasarı çok kapsamlı ve köşe yazısı içerisinde tartışılmayacak kadar uzundur. Burada önemli gördüğüm bazı başlıkları sıralamakla yetineceğim.
Teklifin en önemli kısımlarından biri de; İnfaz Hâkimliği Kanununda yapılması öngörülen değişikliklerle infaz hâkimliğinin mevcut görevleri arasına, Türk Ceza Kanunu ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununda yer alan; ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ve kısa süreli hapis cezasına seçenek olarak hükmedilen tedbirler ile denetimli serbestlik tedbirlerinin denetlenmesi ve yerine getirilmesine yönelik kararları vermek, görevleri de eklenmektedir
Tasarıda; Türk Ceza Kanununun 220 nci maddesinde değişiklik yapılarak, örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarının hapis cezalarının alt ve üst sınırları ikişer yıl artırılmaktadır. 

Türk Ceza Kanununun 241 inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılarak, tefecilik suçunun hapis cezasının üst sınırı ile adlî para cezasının alt sınırı artırılmaktadır. Ayrıca, maddeye eklenen yeni fıkrayla, suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılması hükme bağlanmaktadır. 

Soruşturma aşamasında; tutuklama koşullarının bulunmasına rağmen, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheliler ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelilerin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilmesine imkân tanınmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen hükümle, niteliği itibarıyla hafif olması nedeniyle istinaf kanun yolu kapalı olan mahkûmiyet hükümlerinin, tekerrüre esas alınmayacağı düzenlenmektedir. 
5275 sayılı Kanunun 16 nci maddesine göre, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkındaki hapis cezalarının infazı geri bırakılmaktadır. 
Hükümlülerin koşullu salıverilme sürelerine ilişkin üçte ikilik genel oran; terör, cinsel suçlar, uyuşturucu madde ticaret suçu, kadına karşı şiddet ve kasten adam öldürme hariç olmak üzere diğer suçlar bakımından yarısı olarak belirlenmektedir. 
Bu süre geldiğinde hükümlünün tutum ve davranışları değerlendirilecek ve olumlu ise hükümlü koşullu salıverilmeden faydalanabilecek, aksi halde hapis cezasının infazına devam edilecektir. Hükümlünün tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi ise 89 uncu maddeye göre yapılacaktır
Diğer yandan, fıkraya eklenen hükümle, üçte ikilik oran bazı suçlar bakımından korunmaktadır. Fıkrada sadece çocuklar hakkında uygulanacak hükümler açıkça belirtilmiş olup, diğer hükümler hem çocuklar hem de yetişkinler için uygulanacaktır.
Yapılan değişikliğe bağlı olarak dördüncü fıkrada yer alan koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak belirlenmektedir. Ancak, fıkraya eklenen cümleyle, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ve koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından, bu suçların tabi oldukları koşullu salıverilme oranının uygulanacağı kabul edilmektedir. 

Maddenin dördüncü fıkrasında yapılan düzenlemeye göre, doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. 

Kanunun 16 nci maddesinin dördüncü fıkrasında Teklifle yapılan değişikliğe göre doğum yapan kadınların cezası, doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay ertelenecektir. 
5275 sayılı Kanunun geçici 6 nci maddesi değiştirilmektedir. Maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, 1 Temmuz 2016 tarihinden önce işlenen bazı suçlar bakımından 17/8/2016 tarihli ve 671 sayılı KHK ile kabul edilen denetimli serbestlik uygulamasının tarihi 30/3/2020 tarihine getirilmek ve denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarılmak suretiyle kapsam genişletilmektedir. Ayrıca, istisna tutulan suçlar arasına bazı yeni suçlar eklenmektedir.

Maddenin ikinci fıkrasıyla, 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hariç tutularak; 
105/A maddesinin üçüncü fıkrasında bu Kanunla yapılan değişiklik öncesinde sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan hükümlülere uygulanan “iki yıllık denetimli serbestlik süresinin, yine sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile yetmiş yaşını bitirmiş hükümlüler bakımından "dört yıl" olarak uygulanması sağlanmaktadır.

Ayrıca, bu kapsamında olan hükümlülerden, maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen altmış beş yaşını bitirmiş olanların, koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürelerin, azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilmesi imkânı getirilmektedir. 

Düzenleme ile 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on beş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir günün üç gün; on sekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir günün ise iki gün olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmaktadır. Düzenlemeyle, koşullu salıverilme süresinin hesaplanması bakımından yetişkinlere nazaran çocuk hükümlülere ayrıcalık tanınmaktadır. 
Açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlülerin, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlülerin ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlülerin, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılması ve salgının devam etmesi halinde bu sürenin, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere iki kez uzatılabilmesi imkânı getirilmektedir.

İzinden sonra dönmezlerse ne olacak, muhtemelen infaz kaldığı yerden devam edecektir. Bununla ilgili ağırlaştırıcı bir yasal düzenleme öngörülmemiştir.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.