Kudüs mahzun, Mescid-i Aksa garip…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Mescid-i Aksa’ya, Kudüs’e gidin. Orayı yalnız bırakmayın” sözlerinden kısa bir süre önce MHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın, ümmetin yüreğindeki ateşin yandığı Filistin’i ziyaret etti. Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın yalnızlığını, Türk’ten başka hamisinin olmadığını, umudunun Türkiye olduğunu bir kez daha yaşadı ve zalimlerin zulmü altında inleyen o topraklarda yaşadıklarını Şehir Gazetesi’ne anlattı.

Alpaslan YILDIZ

Bursa’dan Miraç Gecesi’ni yerinde idrak etmek için ilk kıblemize Kudüs’e gitmek için kafilemizle hareket ettik. İstanbul’dan kalkan uçağımız İsrail’in Başkenti Tel Aviv’e indiğinde heyecanımız doruktaydı. Havaalanından bindiğimiz otobüs bizi yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından candan aziz Kudüs’e ulaştırdı. Oradaydık artık İslam’ın ilk kıblesi; canımız yürek yaramız Kudüs’teyiz…

Her metresi Türk İslam eserleriyle, peygamber emanetleriyle dolu Kudüs… Şükrediyoruz. Dünya gözüyle Kudüs’le buluşuyoruz. Kudüs; çilekeş, hüzünlü ve mübarek beldemiz. Şehir tek renk, tüm binalar krem rengi; başka bir renge izin verilmiyor, müthiş bir ahenk. "Gökyüzünde tasarlanıp, yeryüzünde uygulanan proje diyen mimarların hayran kaldığı şehir." Gözlerimiz doluyor. Yüreğimiz kıpır kıpır. Bir ümmetin gözyaşlarını akıttığı kutsal topraklardayız.

Otelimize yerleştikten sonra mabede, İsrail zulmü altında inleyen, Yahudi postallarının vahşice çiğnemeye kalktığı Mescid-i Aksa’ya gitmek için harekete geçiyoruz. İslam’ın en kıymetli mekânlarından birine Aksa’ya hareket ettiğimizde dilimizde dua gözümüzde yaş var.

Her an İsrail baskısını ve zulmünü hissederek yol alıyoruz. Ve milyarların yürek yarası Mescid-i Aksa’dayız. Şükürler olsun kavuşturan rabbimize. Hüzün yaşıyor üstümüze. Yüreğimiz eziliyor adeta. Tarifsiz bir sevinç doluyor bir anda. Nereye baksanız İslam’ı, efendimizi, peygamberlimizi, medeniyetimizi görüyoruz.

Aksa’ya giriyoruz. Müslümanların namus kabul ettiği o mübarek mescide dualarla ayak basıyoruz. Aksa ve çevresinde onlarca ziyaret edecek mekan var. İlk ziyaretimiz Selman Faris-i (r.a) ve Hz İsa peygamberin göğe yükseldiği makama varıyoruz. Duamızı edip Hz Meryem annemizin kabrinin bulunduğu, şu an kilise olarak kullanılan mekana varıyoruz. Tarifsiz duygular içerisindeyiz. Sonraki durağımız Hz. İsa Peygamberin (a.s) üzüntü dolu son günlerini geçirdiği ve şu an Hıristiyan dünyasının ortak kilise kabul ettiği Zeytindagi Kilisesi. Hüznü yaşıyoruz.  Ziyaretimizi tamamladıktan sonra bu kez hedefimiz Zion Tepesi. Hazret Davud Peygamberin(a.s) kabri ve mescidini ziyaret edip duamızı ediyoruz. Ve bir kez daha Mescid-i Aksa… Duvarlarında yaşanan çatışmaların izleri sıcak. Nasıl kıydınız diyor insan. Hem insana hem Aksa’ya… Bir kompleks halinde olan Mescid-i Aksa’da bir yandan kazı çalışmaları devam ediyor. Uzaktan da olsa çalışmaları görüyorsunuz. Gün,
Sahabi Selman-ı Farisi, Hanım evliya Rabiatü'l Adeviye, Zeytindağı, Hz.İsa'nın göğe yükseldiği yer, Hz.Meryem, Bütün Dinler Kilisesi ve Hz. Davud a.s. ziyaretleri ile bitiyor. Akşam yine yürek yaramız Mescid-i Aksa’dayız. İbadetlerimizi yapıyoruz. Kutsal havayı soluyoruz. Geceyi Mescid-i Aksa Kubbetus Sahra’da Peygamber Efendimizin (s.a.v ) Miraç'a yükseldiği kayanın bulunduğu yeri ziyaret ederek tamamlıyoruz.
Günün sabahında bu kez Miraç Mucizesi’nin yaşandığı yerde başlıyoruz. , Mescid-i Aksa'dayız.
Peygamber Efendimizin ( s.a.v ) üzerine basarak Allah (c.c.) katına yükseldiği kayayı ziyaret ediyoruz. Tüylerimiz diken diken oluyor. Dilimizde dua yüreğimizde efendimize olan sevgimizle bakıyoruz.

MÜBAREK TOPRAKLARDA BİR TEK TÜRKLER VAR

Aksa’nın bahçesindeyiz… Gördük ki, kısmen Endonezya ve Malezya hariç özellikle Müslüman Arap dünyası Kudüs'e tamamen ilgisiz. Türkiye'den gelen vatandaşlarımız mübarek beldenin her yerinde.
Mescid-i Aksa ve diğer bölgeler Müslüman Türk Milleti ile şenleniyor. Acı ama gerçek ki İslam dünyasının büyük bir bölümü tarafından Kudüs unutulmuş.  Kudüs mahsun, üzüntülü ve Mescid-i Aksa garip. Üzüntümüz öylesine büyük ki sosyal medya hesabından canlı yayınımıza yansıyor. Kudüs'ten sesleniyoruz,  İslam Dünyasına Çağrımızdır; Kudüs Üzgün, Mescid-i Aksa garip haldedir. Akşama doğru Hıristiyan inancına göre Hz.İsa'nın (a.s) çarmıha gerilip, teneşire alınıp 3 gün kaldığı kabul edilen kabrinin bulunduğu Kıyamet Kilisesi’ni ziyaret ediyoruz. Her yer tarih her yer inançla bezenmiş. Nereye baksanız 3 büyük dinin eserleri var. Ama Türk İslam eserleri belirgin bir şekilde gözümüzün önündeler. Burak Mescidi olarak kullanılan, Peygamber Efendimizin ( s.a.v ) Miraç gecesi binek hayvanını bağladığı mekândayız. Duvarın arka kısmı Museviler tarafından Ağlama Duvarı olarak kullanılmaktadır. Mübarek Burak Mescidi’nde duamızı tamamlayıp ayrılıyoruz. Kıyamet Kilisesi, Ömer Mescidi, Via Dolorosa (Çile) Hac Yolu ve Kudüs Çarşısı ve ardından
Mescid-i Aksa Kıble Mescidi’ndeyiz. Mescid’de Zekeriya Mihrabı, Ömer Mescidi, Selahaddin Eyyubi Minberi, Rahme kabristanında Sahabeler Şeddad bin Evs ve Ubade bin Samit (r.a) ziyaretlerini gerçekleştiriyoruz.

MÜSLÜMAN TOPRAKLARI BAKIMSIZ

Kudüs Belediye Başkanlığı Musevilerin yaşadığı semtlere her türlü hizmeti götürürken, Filistinli kardeşlerimizin ikamet ettiği bölgelere resmen üvey evlat muamelesi yapıyor. Bakımsız ve ilgisizlik had safhada. Baskının zulmün dünyanın gözü önünde en vahşi şekilde yaşandığı bu coğrafyada Filistinlinin tek umudu var o da Türkiye.

DİRENİN ÇOCUKLAR GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ

 

Filistin'de Mescid-i Aksa ve çevresinde çocuklarla birlikteyiz.  Miraç Kandilini idrak ederken bugün aynı zamanda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. İnanın çocuklar güzel günler göreceksiniz, tıpkı diğer ülkelerdeki kardeşleriniz gibi.  Direnin çocuklar. Bu zulüm sonsuza kadar sürmeyecek. Aksa’nın önünde okuyan çocuklarla karşılaşıyoruz. Derslerinden çıkan Filistin'li çocuklarla birlikteyiz.
Ilim de, fen de ve teknik de ilerleme kaydetmede Filistin halkının size çok ihtiyacı olacak. Siz umudusunuz Filistin’in asla vazgeçmeyin çocuklar.

İNSANLIK UTANIYOR

Filistin’in El Halil Şehri’ndeyiz. İsrail’in zulmünü, vahşeti ile insanlık utanıyor.  Tamamen tecrid edilmiş bir şehir.  Giriş çıkışlar kontrol altında veya zaman zaman yasak.  Hz İbrahim, Hz. İshak, Hz Yusuf (a.s ) kabirleri burada.  Camii'ye giriş çıkışlar bariyer ve turnikeler arasından zorlukla gerçekleşiyor.
Gözyaşı ve üzüntü bitmek bilmiyor. Tecrid altındaki El Halil Şehrinde durum içler acısı. Camiye bile giriş çok geniş bir arama taramaya tabi. Miraç gecesinin ertesi günü Miraç Bayramı olarak kutlanılmakta olup Hz. İbrahim  ( a.s ) Hz. İshak, yusuf, Yakup peygamberlerin kabirlerinin de bulunduğu Hz. İbrahim Camiinde toplanan Müslüman halka büyük zorluklar çıkartılıyor. Kudüs Müftüsü nü bile uzun tartışmadan sonra içeri aldılar.



FİLİSTİN, KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA GERÇEĞİ;

Arap dünyası ilgisini Filistin ve Mescid-i Aksa'dan çekmiş gözükmektedir.  Miraç gecesi Mescid-i Aksa'da toplanan cemaat tamamen Türk'lerden ibaret olup, kısmen Endonezya ve Malezya vatandaşları göze çarpıyordu.  Diğer ziyaret yerlerinde de durum farklı değildi. Mescid-i Aksa giriş çıkışlar İsrail askerinin kontrolünde. Bazen ferdi olarak bazı askerler tahrik edici hareketlerde bulunuyor. Güvenlik onların sorumluluğunda.  Mescid-i Aksa'nin içinde ki hizmet ve idare Lübnanlı asker ve memurların uhdesinde.   Mescid-i Aksa'nin hizmetinde bulunan Ürdün Devletinin etkisi tartışmalıdır. Zira tanıtım ve temsil de sıkıntılar mevcuttur.  Bu konuyla ilgili olarak İslam Birliği Genel Sekreterliği mutlaka devreye girerek Mekke ve Medine'de olduğu gibi namaz vakitleri Mescid-i Aksa'dan canlı yayınla tüm dünyaya izlettirilmelidir.  Kamu diplomasisin önemli bir ayağı olan yerel yönetimlerin kültürel amaçlı gezi ve toplantıları için Kudüs vazgeçilmez bir adres olmalıdır.  Turizm Bakanlığı yetkili seyahat acenteleri münasebetiyle bölgeye yapılacak gezi ve seyahatlere teşvik desteğini mutlaka gündemine almalı ve de hava yolları şirketlerini özendirilmelidir.  Zira Doğu Türkistan, Kerkük, Karabağ ve diger Türk-İslam beldeleri gibi Kudüs üzgün, Mescid-i Aksa mahzundur. Fakirlik had safhadadır. Yardımlarla ayakta durmaya çalışan aş evleri sayesinde yoksul halka çorba ve pilav dağıtılıyor. Museviler yaşadıkları yerleri Filistinliler den kalın ve kilometrelerce devam eden duvarlar ile ayırıyorlar. Filistinlilerin topraklarını parayla almaya gayret gösterip, diğer ülkelerden Yahudileri getirip iskân etmeye zemin hazırlıyorlar.  Tarihi binaların restorasyonuna izin vermeyip, yıkılmasını bekleyerek kamulaştırma yoluna gidiyorlar. Mescid-i Aksa'nin duvarlarında geçmişte yaşanan çatışmaların ağır izleri gözükmektedir. Mescid-i Aksa Kıble Camii sütununda Lübnan Kralı Abdullah'i öldüren kurşun izi. İsrail ile görüşmelerde ülkesine ihanet ettiği gerekçesiyle Lübnan'li gençler tarafından öldürüldü. Mezarı Mescid-i Aksa civarında. Osmanlı'ya ihanet eden Şerif Hüseyin oğlu Abdullah. İhanet sanırım genlerinde var.Lut Gölü tamamen Ürdün'e ait iken yapılan görüşmeler de golün bir kıyısı Kral Abdullah tarafından İsrail'e bırakılmış, askeri birliklerin binaları İsrail tarafında duruyor. İşte bu toprak tavizinden sonra Mescid-i Aksa'da kendi ülkesinin gençleri tarafından vurularak öldürülüyor. Memluk, Selçuklu ve Osmanlı. Hep Türk Devlet ve imparatorluklara. Asırlarca hizmet eden genelde biz olmuşuz. Ayakta kalan eserlerden ve hatıralardan belli oluyor.

Birçok kutsal beldeyi de ziyaret ettik 6 gün boyunca. Hem Kudüs’ü görmenin heyecanını yaşadık ve şükür ettik hem de oradaki kardeşlerimizin yaşadığı zulme tanık olduk. Dünya böylesi bir zulme ses çıkarmıyor. Arap alemi ilgisiz. Filistin’de bir umut var onun adı da Türkiye… Türkiye onları yaşama bağlıyor. Al bayrak göklerde iken o umut asla sönmeyecek…