Son ekonomik saldırı faiz indirimi sonrası yükselişe geçen dövizi fırsat bilen ABD ve İngiltere tarafından organize edilip sahneye konuldu. Bundan artık kimsenin şüphesi yok. Tabii bizim pek bir vatansever! Muhaliflerimiz de derhal durumdan vazife çıkartarak başladılar salvoya. Onlar için en küçük umut bile önemli. Ellerine geçen her fırsata “Belki bu sefer hükumeti düşürürüz.” umuduyla yeni gelinin damadın kravatına sarıldığı gibi sarılan bu yaratıklar bu defa da umutlandı elbet. Tabii netice her zaman olduğu gibi hüsran. Zil takıp oynayan muhalefetin “Dolar 15 lirayı bulacak.” umutları da bir anda yerle yeksan oldu bu arada. 

İleriye sürdükleri üç beş marjinal sayesinde sokak denemelerinin neye mal olacağını da gördüler. O yüzden pabucun pahalı olduğunu anladılar neyse ki.
Ancak, ortada bir gerçek var. Dolardaki yükseliş, haklı ya da haksız fiyat artışlarına neden oldu bir anda. Kimi gerçekten etkilendiği için yaptı artışları kimi ise ‘Fırsat bu fırsat!’ diyerek abandı fiyatlara. Malumunuz bizim memlekette fiyatlar bir kere arttı mı geri dönülmesi biraz güç olur. Arttığı gibi kalır genelde fiyatlar. Düşürmek için uğraş dur artık. Ben ekonomist değilim o yüzden o konularda ahkâm kesmem doğru olmaz. Ne var ki, ben gazeteciyim ve halkın bu durumdan nasıl etkilendiğini görüyorum.

Faizlerin düşürülmesi kararının zamanlaması tartışılıyor. Onu da tartışacak değilim. Hükumetin, Sayın Başkanımızın tasarrufudur. Kararı alırken elbet neticede ortaya çıkabilecek advers etkileri de hesaba katmıştır. Bu etkilerle mücadele için tedbirler alınmıştır. Hesaba katılmamış olan etkiler ortaya çıktıysa da bunlara karşı tedbir alınacaktır elbet.

Yalnız, şu var ki, halk çarşıda pazarda gördüğüne bakar. Eve getirebildiği sebzeye, bulgura, una ve aldığı ekmeğe bakar. Yumurta bir buçuk lira olduysa (Gerçi 1 liraya da var çiftlik yumurtası ama biz gezen tavuğu temel alalım yine de) buna isyan eder. Memleket düşmanları çıkıp “Haftaya ekmek 4 lira olacak.” diye bas bas bağırıyorsa inanıverir bu millet. Çünkü ekmeğin 4 liraya çıkması felakettir. Günde 15 ekmek alanlar var bu memlekette.

Üstelik kimse birilerinin çıkıp da, “Az yiyin, ucuzunu alın, iki yerine bir alın.” Gibi ahmakça tavsiyeleri de beklenilenin aksine etki yapar. Kızdırır, küstürürsünüz zaten bocalayan gureba tayfasını. Çıkıp iki çift laf söyler haklı olarak ve siz altında kalırsınız bu lafın. Ezilir, utanırsınız eğer varsa utanmanız. 
İşte tam da bu yüzden, böyle laflar edip Sayın Başkanımıza yaranmaya gayret etmek gibi gafil bir çaba içine girmektense çözüm sunmak lazımdır. Bu dar gelirli vatandaşa nasıl yardım edilir onun çarelerini aramak lazımdır. Sabit gelirli birinin unu, yumurtayı zaten sayıyla aldığı malumdur. Bu insanlara nasıl destek olunacağına kafa yormak yapılabilecek en doğru iştir. Bazıları “Nasıl olsa Sayın Başkanımız bir çare üretir.” beklentisini aşıp çare aramaya odaklansa vatana millete en büyük faydayı sağlarlar.

Millet artan fiyatlar altında ezilirken onlara yardım gerekir. Alt gelirliler için neyin nasıl yapılacağı planları acilen yapılmalı ve bu planlar derhal eyleme konulmalıdır. Orta gelir seviyesindekiler bir şekilde kendini kurtaracaktır elbet (Yine de ağlayacaklardır elbet.) ama alt gelir seviyesindeki insanlara el uzatılması şarttır. Bu el yarın değil, hemen uzanmalıdır.

Yastık altı dediğimiz paralar öyle üç beş kuruş değil. Sizin kirada oturuyor, emeklidir dediğiniz kişilerin faizde milyonları var. Bu da memleket gerçeklerinden biri. Onlar yaygarayı en üst perdeden koparanlardır. Onların bu ranta yatırdıkları paralardan vergi alınıyor mu acaba? Alınıyorsa ne kadar? Bunu da düşünelim mesela…

Bütün bunları söyledikten sonra çok önemli bir konuya da eğilmek mecburiyetindeyim. Çıkıp sayın başkanımızı suçlamak yersizdir. En çok onun yanında olmamız gereken bir devirden geçiyoruz. Sonu ferah da olsa halk artık söz değil eylem istiyor biliyorum ama Sayın Başkanımıza yüklenmek fayda değil zarar getirir. Ona yardımcı olacak şeyler yapmalıyız.

Bakınız Abdülkadir Selvi ne demiş;
“Erdoğan bu ülke için çok büyük hizmetler yaptı. Erdoğan’ın bu ülke için yapacağı çok daha büyük hizmetler var. Onu dolar kuru üzerinden tasfiye etmek isteyenlerin kurduğu kumpasa geçit vermememiz gerekiyor. Çünkü başka Erdoğan yok. Bunun anahtarı da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yatıyor.”
Altına imzamı atarım…