Gürsu Belediyesi ile ilgili bize ulaşan iddiaları dün kaleme aldık…

Personele baskı, karı kocayı vekâleten müdür atamak, Bakan yardımcısının yeğenini istisnai kadrodan memur yapıp müdür atamak, bir kısım personeli emekliliğe zorlamak, emekli olanların ikramiyesini ödememek vs…  Bir de tabi yemek paraları ile ilgili yılan hikâyesine dönen konu.

Muhatabımız kim? Gürsu Belediyesi dolayısıyla başındaki Mustafa Işık… Yanıt vermesi gereken kim? Mustafa Işık!

Peki ne oldu… Bem-Bir-Sen Sendikası Bursa Şube Başkanı Erkan Ataman kardeşimiz gelen baskı üzerine açıklama yaptı.

Ataman, çalışanlarla yaptıkları görüşmede böyle bir baskı olmadığı sonucuna vardıklarını söylemiş. Oysa çalışan 400 kişiden 300’ü ile belediye yönetimi sorunlu.

Şimdi Gürsu Belediyesi’nin dolayısıyla Belediye Başkanı Mustafa Işık’ın bu iddiaları yanıtlaması gerektiğini bir kez daha belirterek devam edelim.

Gürsu Belediyesi’nde farklı müdürlüklerde müdür olarak görev yapan Mustafa Kamışlıgöl, Mustafa Işık tarafından müdürlük görevinden alınıyor. Kamışlıgöl her Türk vatandaşının hakkı olan bu duruma itiraz hakkını kullanarak yargıya gidiyor.

İdare Mahkemesi Kamışlıgöl’ün başvurusunu kabul ediyor ve göreve iadesine hükmediyor. Üstelik geçen süredeki maddi kaybının da telafi edilmesini istiyor.

Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, yaklaşık 2 yıldır bu mahkeme kararını uygulamıyor. Kamışlıgöl’ü göreve başlatmıyor.

Sebep?

Başkan bey istemiyor.

Başkan beyin arzu ve istekleri kanunun önünde mi? Tabii ki değil. Başkanın keyfiyeti mağduriyeti devam ettiriyor. Mahkeme kararını uygulamamak suç mu? Evet suç…

Bir gün hesabını vermek gerekir mi? Hukuk devletinde yaşadığımıza göre gerekir.

Mahkeme kararını yayınlıyorum.

Buyurun söz sizin Gürsu Belediyesi…



Tophane’ye o bayrak dikilsin!

Ben Ayyıldızlı bayrağımızın koca direklerle olur olmaz yerlere dikilmesini çok da doğru bulmam. Tıpkı üç kişi bir araya gelince İstiklal Marşı okumaya kalkması gibi anlamsız bulurum. Bayrak anlamlı yerlere dikilmeli.

Bununla beraber MHP önceki dönem Osmangazi Belediye Meclis Grup Sözcüsü Cemil Aydın’ın Tophane’ye Türk bayrağının dikilmesiyle ilgili önerisini yürükten destekliyorum. Yunan işgalinde en büyük hakareti orada yapmıştı alçaklar. Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri’nde tarihimize, ecdadımıza şerefsizce saldırmıştı Yunan…

Bir mesaj verilecekse tam da oradan verilmeli.

Ayyıldızlı bayrağımız orada dalgalanmalı Bursa’nın üzerinde.

Nazlı nazlı salınırken her başımızı göğe çevirdiğimizde onu görmeliyiz.

O nedenle yürükten destekliyorum bu öneriyi.

İşte Cemil Aydın’ın o çağrısı…

“Açık Çağrı.

Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Osmangazi Belediye Başkanlığı ya da Vakıflar Bölge Müdürlüğü 11 Eylül Bursa'mızın kurtuluş gününde Tophane Saat Kulesine dev bir Türk Bayrağı asmalıdır.

Geçtiğimiz yıllarda MHP Osmangazi Meclis Grubu olarak teklif ettiğimiz ve de bazı sivil toplum kuruluşları tarafından da gündeme getirilen bu konu bölgenin UNESCO koruma alanında olduğu ifade edilerek kabul görmemişti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olarak çok hassas günler yaşadığımız bu dönemde bağımsız ligimizin sembolü olan ay yıldızlı bayrağımız iç ve dış mihraklara Bursa'mızdan verilecek en güzel mesaj olacaktır.”



Bu terbiyesizliğe nasıl göz yumarsınız!

Tarihin hiçbir döneminde Türk’e dost olmamış, düşman olmuş bir milletten bahsediyoruz. Bugün bile uğruna milyonlarca can verdiğimiz bayrağımıza saldıran, ülkemizin toprakları üzerinde hak iddia eden, Karabağ’ı işgal altında tutan Ermenistan’dan bahsediyorum.

Ağrı’ya gelen Ermeni turistler tam da Ermenistan’ın hak iddia ettiği Ağrı Dağı’nda Ermenistan ve sözde Karabağ bayrakları açıyor.  Video ve fotoğraf çekiyor.  26 ile 28 Ağustos da yine çıkmışlar. Ellerini kollarını sallaya sallaya bunu yapıyorlar.

Şimdi bir düşünün Türk bayrağımızla Ermenistan’da fotoğraf çektirebilir misiniz? Bayrağımızı alıp Ermenistan’da her hangi bir anıtın önünde görüntü verebilir misiniz?

Veremezsiniz!

O halde hiçbir Ermenistan vatandaşı kendi ülkesinin bayrağını hem de Ağrı Dağı’na açamamalı. Buna müsaade edilmemeli. Devletimiz buna izin vermemeli. Bunların yalanlarına malzeme vermemeli.

Kimse Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutar gibi bu işleri yapamamalı…

Ermenistan vatandaşlarına Ağrı Dağı yasak bölge ilan edilmeli gerekirse….



Başkan Akkuş’u Mudanya Belediyesi’nin önüne davet ediyorum

CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, son dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı hedef alıyor.

Akkuş yine Twitter hesabından yaptığı paylaşım dikkati çekti. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nde işçi kıyımı yapıldığını iddia eden Akkuş, "Alinur Aktaş, atamayla göreve geldi. İlk icraatı, belediyede işçi kıyımı oldu. Kaç yıldır AKP'nin yönettiği belediye şirketlerinden yüzlerce kişi çıkarıldı. Yerlerine de 'daha' yandaş kadrolar devşirildi. Örneğin; Jeotermal AŞ'den çıkarılan 5 kişinin yerlerine tam 19 kişi alındı. Bursa'da duyan gören olmadı. İşçiler işe iade davalarını birer birer kazanıyor. Ama işe alınan yok. Hak, hukuk, adalet; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın umurunda değil" dedi.

İşçi kıyımı kötü bir şey tabi…

Başkanın emeğe alın terine ne kadar önem verdiğini biliyoruz.

O nedenle kendisini 7 personelini doğuya sürgüne gönderen Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’la ilgili de aynı tavrı göstermeye davet ediyoruz. Mudanya Belediyesi’nde personeli bir dinlemesini, yaşadıkları baskı ve mobing için gereken önlemleri almasını rica ediyoruz. Üstelik işten çıkardığı ve mahkeme kararı ile göreve iade edilen çalışanları yıllardır işe başlatmayan Türkyılmaz’a bu konuda biraz solculuk dersi vermesini de beklemek hakkımız.

Kısacası başkan önce CHP’li Mudanya Belediyesi’ne bir el atsın… Keser gibi değil balta gibi davransın…