SON DAKİKA
Hava Durumu

Haçlı ordusu (FETÖ)

Yazının Giriş Tarihi: 15.07.2020 20:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.07.2020 20:20

Uluslararası ilişkilerde, tarih veya saat kullanarak mesaj verildiğine defalarca şahit olduk.

Geçen hafta Danıştay tarafından açıklanacak Ayasofya kararını beklerken de benzeri bir mesaja tanık olduk.

Danıştay, beklenen kararı saat 14:53 de açıkladı, konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı açıklaması saat 20:53 yapıldı, kararın ardından Ayasofya camiinde kılınacak ilk toplu namazı için 24 Temmuz tarihi verildi. İçimizdeki ve karşımızdaki herkes (topu) mesajı almıştı.

Ayasofya Camiinin, 1934 yılında o günün koşullarıyla müze haline dönüştüren kararnamenin, Danıştay tarafından iptal edilmesi; hem Ayasofya’yı, kılıcının hakkıyla alan atamız Fatih Sultan Mehmet’in, hem de o günün koşullarında müze kararına imza atan Mustafa Kemal’in huzur içinde yatmalarını sağlamıştır.

 Bu ülkeye bu sevinci yaşatan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, davayı açan Bursalı hem şehrimiz İsmail Kandemir hocaya ve oy birliğiyle karar alan Danıştay üyelerine bu satırlarda teşekkür etmek boynumuzun borcudur.

Ayasofya’nın asli işlevine dönmesinin siyasi mesajı;

“Zamanın ve mekanın öznesi, tam bağımsız büyük Türkiye” mesajıdır.

Mesaj tüm dünya tarafından, saatiyle, tarihiyle alınıp okunmuştur.

Tarih ve saatlerin mesaj anlamı taşıdığıyla başlamıştık, devam edelim.

15 Temmuz 1099 tarihi, Haçlı ordusu tarafından Kudüs’ün işgal edildiği, Kudüs krallığının kurulduğu tarihtir.

15 Temmuz 1919, Haçlıların görevlendirmesiyle, Yunan ordusunun Fransız ve İngiliz desteğiyle, İtalyan bir komutan başkanlığında İzmir’e çıktığı tarihtir.

15 Temmuz 2016, Haçlıların, NATO ve FETÖ eliyle ülkemizi işgale ve darbeye kalkıştıkları ve tarihi bir ders aldıkları tarihtir.

Daha birçok örnek verilebilir ama esas konumuz 15 Temmuz 2016, dördüncü yılını andığımız işgal ve darbe girişimi de diğerleri gibi, Haçlı saldırısıdır. Darbe ve işgal girişiminin hemen ertesinde asrın haini, Fetullah Gülen’in yaptığı “Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir” açıklaması bile bir yanıyla darbecilerin kimliği hakkında itiraf, diğer yanıyla başaramadıkları hainliğin devamı için patronlarına akıl vermesidir.

15 Temmuzun gecesi, darbeci teröristler her türlü alçaklığa, her türlü ihanete başladıkları saatlerde ABD dışişleri bakanı J.Kerry, Moskova’da Lavrov’la görüşürken, yardımcılarından aldığı bilgilerle Lavrov’a dönüp “mekanizma harekete geçti, Erdoğan artık gidici” demişti. Saat 23.57’de uluslararası ajanslara demeç veren Kerry “Türkiye’de barış, istikrar ve devamlılık olasını umuyorum” diyerek darbeye bir karşı çıkış sergileyememiştir. Beyaz saray ise ancak 02.05 de ne şiş yansın, ne kebap kıvamında bir açıklama yaparak, kazananı görmeyi bekleme stratejisi izlemiştir.

O gece, özel hareket daire başkanlığını bombalayarak 51 polisimiz şehit eden, meclisimizi bombalayan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombalayan, halkın üstüne bombalar yağdıran f-16 uçakları, İncirlikten kalkan 3 tanker uçaktan havada yakıt alarak bu kalleş eylemleri gerçekleştirdi. 15 Temmuz gecesinde en bariz ABD/NATO parmak izi burada ortaya çıkıyor.

İncirlik üssünde görevli FETÖ’cü terörist Bekir Ercan Van, ABD’nin İncirlik komutanı John Walker’la beraber organize ettiler yakıt ikmal işini.

O gece Amerikan Foxtv’nin darbeciler lehine yaptığı yayın hepimiz tarafından ibretli izlendi.

Fetö’cü savcıların kaçıp saklanmak için NATO ülkelerinde ve NATO konuk evlerinde “misafir” edilişleri, Darbenin bir numaralı sanığı asrın haini, Fetullah Gülen’in defalarca istenmesine rağmen hala ABD’de Amerikan polisi güvenliğinde ve himayesinde yaşıyor oluşu, darbeci teröristlerin kaçmak için özellikle NATO ülkelerini tercih etmeleri, darbenin dış bağlantısı konusunda hepimize gerekli ipuçlarını verdiğini düşünüyorum.

Darbe girişiminin arkasında, kuklaları harekete geçiren kuklacının ABD ve NATO oluşunu en iyi ifade eden açıklama yine ABD’den geldi;

ABD Merkez kuvvetler komutanı Joseph Votel Türkiye’deki darbe girişiminin ardından, “Amerika’nın iyi ilişkiler içinde olduğu askeri liderlerin tutuklandığını” söyledi.

Darbe girişiminde CIA’nın rolü ABD’den gelen açıklamalarla teyit edildi.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’in Özel Kalem Müdürü Lawrence Wilkerson, “Bence John Brennan ve diğerlerinin Türkiye’de neler olup bittiğinden haberdar olduklarına şüphe yok” diye konuştu.

Darbenin sivil lideri konumundaki Adil Öksüz adlı teröristin gözaltından kaçırıldıktan sonra ilk aradığı/defalarca görüştüğü yer ABD elçiliğiydi.

Darbe girişiminde NATO’nun dahliyle ilgili yüzlerce satır daha yazılabilir elbette ama en güzel satırları, Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri yazdı. Darbenin dış bağlantılarını sözle ifade etmenin yerine, darbecilerin planlarını başlarına yıkarcasına Fırat Kalkanı harekatını başarıyla gerçekleştirip ardından Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi operasyonlarla gereken cevabı verdi, vermeye de başarıyla devam ediyor. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Doğu Akdeniz’de hem kendi sınırını hem de dostlarını koruyan Türkiye’nin bu mücadelesinde 15 Temmuz’dan aldığı cesaretin ve bağımsızlık ruhunun etkisi elbette büyüktür. Bu mücadelede şehit olan kahraman askerlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize sağlık diliyorum.

Darbede, Nato’nun rolünü ifşa edercesine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hava savunma sistemi olan S-400 için Rusya ile anlaşma yaptı, hem NATO’nun içerdeki beslemeleri olan FETÖ’cüleri devletten temizlemede başarı yakalanırken, hem de bunların laciverti olan Pkk/Pyd/Ypg gibi örgütlerle nefes alacakları alan bırakılmadan, inlerinde çok başarılı bir mücadele verildi ve halen hem ülkemizde hem de sınırlarımız dışında bu mücadele başarıyla, kararlılıkla devam ediyor.

Bu yazının kaleme alındığı dakikalarda bile, bir yandan FETÖ operasyonları, diğer yanda PKK operasyonlarıyla, ülkemiz bağımsızlık yolunda çok güçlü ve çok dikkatli adımlar atıyor, elbette hatalar, eksiklikler ve yanlışlarda yapılıyor, hata yapmak iş yapanlara mahsus bir ayrıcalıktır.

NATO’nun iki büyük aparatına karşı verilen bu kutlu mücadele, ülkemizin yarınları için büyük önem taşıyor.

Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın son yaptığı konuşmada bir satır çok önemliydi “kuklalarla değil, kuklacılarla mücadele dönemine geçiyoruz” dedi Reis.  

Kim bilir, belki de İncirlik Üssü, Millet bahçesi olur.

15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından şehit edilen 251 kardeşime Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı, gazilerimize şifa ediliyorum.

Selam ve Saygıyla.

           

  

   

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.