SON DAKİKA
Hava Durumu

Hamas'a diz çöktürülmesi

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2017 22:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2017 22:20

 


Hamas (Hareketi elmukaveme el-islamiye) genel olarak İhvan’ın Filistin’de ki karşılığı sayılır. Hamas’ın ilk siyasi bildirisi 18 Ağustos 1988’de yayınlanır. “İsrail, gasıp, işgalci” olarak nitelenir ve “hiçbir şekilde tanınmayacağı” ilan edilir. FKÖ’nün “laik yapısı nedeniyle Filistinlilerin meşru temsilcisi olamayacağı onun laik ilkelerinin de Filistinliler için bir anlamının olmayacağı” açıklanmıştı.


1 Mayıs 2017’de Halid Meşal tarafından açıklanan 41 maddelik bildiri ise “1967 sınırlarına razı olunacağı ve FKÖ’nün Filistinlilerin bir çatı örgütü olduğu” vurgulandı. 1988 bildirisinde “Hamas, İhvan’ın bir kolu” olarak nitelenirken yeni bildiride bu cümleye yer verilmemiştir. Çünkü darbeci Sisi yönetimi önce İhvanı ardından Hamas’ı terör örgütü ilan ettiği gibi, Hamas yönetiminde ki Gazze’nin dünyaya tek çıkış yolu olan Refah kapısını da kapatmıştır. Böylece Hamas’ın her türlü lojistiği bu kapı ile kapatılmıştır. Hamas’ın ihvan’ın kolu olduğu maddesinin bildiride yer almayışı, Mısır yönetimi ile iyi ilişki kurma ve refah kapısını açma isteğini akla getirmektedir.


Belgede “kurtarılması gereken topraklar olarak bütün Filistin’den söz edilirken 1967 sınırlarına razı olunacağının” vurgulanması oldukça önemlidir. İsrail’i tanıyoruz/tanımıyoruz diye bir cümleye yer verilmezken 1967 sınırlarından söz edilmesi bir çelişki sayılabilir. 1967 sınırları kimler arasında geçerli olacaktır? Bu sınırlar esas alındığında, söylense de söylenmese de bir tarafında Filistinliler diğer tarafında ise İsrail olacaktır. Yeni Hamas bildirisinde, doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olacağı ve zorla yurtlarından çıkarılan Filistinlilerin yurtlarına geri dönmesi isteği tekrarlanmıştır.


Hamas vb İslami kuruluşlar eskiden beri Yahudi ırkına ve Yahudi dinine karşı mücadele etmekle, antisemitist olmakla suçlanmıştı. Yeni Hamas bildirisinde, “mücadelenin Yahudi ırkına ve Yahudi dinine karşı değil siyonizme karşı yapıldığı” vurgulanmış ve Siyonist devleti hiçbir şekilde tanımadıkları” belirtilmiştir. Ancak bu vurgunun Hamas üzerine atılı olan “anti semitist” yaftasının kalkmasına nasıl bir katkısı olabileceğini ise zaman gösterecektir.


Eskiden beri Filistin sorununu çözümü için, 1967 sınırlarını esas alan ikili devlet modeli ve hiçbir şekilde İsrail’i kabul etmeyerek bütün Filistin’de yalnızca bir Filistin devletinin kurulmasını öngören iki ayrı tez savunulmuştur. Şimdi Hamas bu bildirisi ile “ikinci tezden vazgeçmeden birinci teze razı olmak” denilecek üçüncü bir yolu ilan etmiştir.


2011’de Suriye devrimi başlayıncaya kadar Hamas’ın siyasi kanadı Şam’da idi ve İran/Suriye’den de destek almaktaydı. Ancak Hamas, Suriye’de katliamcı Esat yönetimi ve onun suç ortağı İran’ın baskılarına şantajlarına rağmen Suriye halkının onurlu direnişinden yana olunca Şam’dan ayrılmak zorunda kaldı. Katar’a taşındı. Mısır ve Suudi yönetimlerinin İhvan’ı Hamas’ı terör örgütü ilan etmesi, Hamas’ı siyasi ve lojistik destek bakımından çaresiz duruma düşürdü. Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerini düzeltmesi de Hamas’ın çaresizliğini arttıran başka bir unsur olmalıdır.


Hamas’ın bildirisini İsrail hükümeti “asıl niyetini gizlemeye yönelik bir sis perdesi” diyerek önemsemediğini söylerken, FKÖ/El-fetih ise “Hamas FKÖ’nün 43 yıldır tartıştığı konuları yeni tartışıyor, sonunda iki devletli çözüm noktasına gelecekler” diyerek Hamas’a karşı bir üstünlük havası estirmeye çalışmıştır. Oysa mesele Hamas’ın 43 yıl sonra bu çizgiye gelemsinden önce, FKÖ’nün 43 yıldan beri savunduğu bu tez ile ne elde ettiğidir. FKÖ, Hamas gibi  uluslarası bir ambargoyla kuşatılmış değildir. Ama FKÖ idaresinde ki Batı Şeria’da İsrail ablukası saldırıları, katliamları baskınları sürüp gitmektedir. FKÖ İsrail kaynaklı bu ciddi sorunlara bir çözüm bulamamışken şimdilik Hamas’a karşı zafer kazanmış havası ile üst perdeden atıp tutmaktadır.


İsrail’i tanımayarak onu yok etme tezi ile İsrail’i kabullenerek ikili devletli bir çözümü savunan bu iki tezden birincisinin savunucuları İran ve Hamas iken ikinci tezin sahibi ise FKÖ ve onun bileşenleri idi. Suriye’de Baas/Esat ve Rusya ile ittifak ederek Suriye halkına karşı altı yıldan beri görülmemiş bir katliam siyaseti izleyen İran, Hamas’ın bu yeni siyaset belgesi ile ona karşı propagandalarında kullanacağı ölümcül bir koz, bir silah elde etmiştir. Bundan sonra İran propaganda aygıtları bütün kinlerini Hamas üzerinde toplayarak “onun Siyonizm ile anlaştığı” iddiaları ile Hamas’ı bütün dünya Müslümanlarının ve özellikle Filistinlilerin gözünde küçük düşürmeye çalışacaktır.


Oysa Hamas, Filistin’in Endülüs’ün akıbetine uğratılmasının önünde ki en büyük engeldi. FKÖ’nün laik bir siyasi çizgi ve İsrail’in verdiklerine boyun eğme tutumuna karşılık, onurlu Arap Direnişinin bir sembolüdür. Suud ve Mısır yönetimleri eliyle onun çaresiz bırakılması, direnişine diz çöktürülmesi gibi hain planlara itirazı olmayanların bundan sonra muhtemelen Hamas’ı mahkum etmeye yönelik nakaratlar hem İsrail hem de İranlı kaynaklı olarak devam edecektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.