SON DAKİKA
Hava Durumu

Hangi istibdat?

Yazının Giriş Tarihi: 23.02.2021 21:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.02.2021 21:07


Türkiye’de yüz yıldan beri Abdülhamit, Mehmet Akif, İskilipli Atıf Hoca gibi isimler gündem olmaya ya da gündemi tayin etmeye devam ediyor. Genel görünüş ise bu durumun uzun süre değişmeden devam edeceğini göstermektedir.


İslami ilkelere dayalı bir idari yapının tesis edilmesini savunanlar kendi görüşlerini İttihadı İslam diye adlandırmışken onların rağmına İslamcı diye bilinmeleri neredeyse galatı meşhur durumuna geldi. Günümüzün kuşakları İttihadı İslam’ın işaret ettiği düşünceden habersiz ve ilgisiz durumda iken İslamcı adıyla kimlerin kast edildiğini eksik ve hatalı da olsa biliyorlar.


İlk İslamcı kuşak, Yeni Osmanlılar adıyla bilindi. Onların çalışmaları sonunda Meşrutiyet ilan edildi. Dönemin uluslararası şartlarını da bahane eden Abdülhamit Meşrutiyeti ortadan kaldırıp, tek kişilik bir idare kurdu. Bütün yetkileri kendinde topladı. Abdülhamit yönetimi sona erdiğinde yaptığı pek çok olumlu işe rağmen her şey “tek adam yönetiminin zararları” ile açıkladı. Onun zamanı istibdat diye adlandırıldı.


Abdülhamit yönetimini istibdat idaresi diye adlandıran İkinci kuşak İslamcıları da vardı. Mehmet Akif, Sait Halim Paşa, İskilipli Atıf Hoca hatta Said Nursi’de bunların arasındaydı. Abdülhamit için hiç de hayırhah sözler etmediler. Onların bu tutumlarının tümüyle yanlış olduğunu söylemek de mümkün değildir. Mehmet Akif, Köse İmam adlı şiirinde kantarın topuzunu kaçırıp Abdülhamid’e çok ağır bir şekilde yüklenmişti:


“Dedi: Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim, isterdim.
O, bizim cami uzaktır, gelemez  mani ne?
Giderim ben diyerek, vardım onun camiine
Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid
Koca şevketli! Hakikat bunu etmezdim ümid
Belki kırk elli bin askerle sarılmış Yıldız
O silahşörler, o al fesli herifler sayısız
Neye mal olmada seyret, herifin bir namazı
sade altmış bin adam kaldı namazsız en azı!
Hele tebziri aşan masrafı, dersen sorma
Gördüğüm maskaralık gitti de artık zoruma...” 
 
İskilipli Atıf Hoca’da Abdülhamid’in muhaliflerindendi. Sürgüne gitti, hapis yattı, epeyce mağdur oldu. Ancak cumhuriyetin ilanı ile başlayan yeni mutlakıyet idaresi ile İslamcı camianın öncelikleri de topluma örnek gösterip takdim ettikleri isimler de değişti.


Necip Fazıl Kısakürek vb kimselerin öncülük ettiği cumhuriyet dönemi İslamcıları veya üçüncü kuşak İslamcılar için, Abdülhamit kendi görüşlerinin örnek insanı durumuna geldi. Ulu Hakan diye bilindi. Kemalist mutlakıyet idaresinde sürekli olarak Abdülhamid’in aşağılanması, bütün kötülüklerin timsali olarak gösterilmesine (muhtemelen) tepki olarak Abdülhamid’in her işini savunmaya başladılar. Halen İslamcıların üzerinde ezici çoğunlukla ittifak edip, ismi etrafında saf tuttukları şahıslardan birisi belki en önemlisi bu yüzden Abdülhamit olmuştur.


Ne var ki aynı İslamcı kesim için Mehmet Akif ve İskilipli Atıf Hoca gibi isimler de görüşleri ve yaşadıkları büyük mağduriyetler nedeniyle köşe taşı sayılanlar arasındadır. Kemalist mutlakıyetin yanında saf tutanlar ise Abdülhamit ve dönemindeki İslamcılar arasında yaşanmış olan ideolojik hatta siyasi kavgadan sıkça örnekler verip aradaki çelişkiyi bugüne taşımaktadırlar. İslamcı kesimin sahiplendiği Abdülhamid’i yine İslamcı kesimin sahiplenip önem verdiği Mehmet Akif ve İskilipli Atıf Hoca gibi isimlerle aşağılamaya çalışmaktadırlar. Evet adı geçen şahıslar arasında önemli bir görüş ve uygulama farklılığının olduğu açıktır. Kemalist mutlakıyetçiler de işte bu farklılığı kendileri için bir imkana, bir fırsata çevirmeye çalışmaktadırlar.


Siyasi konulara, tartışmalara girmem ama memlekette onca tuhaf işler yaşanırken meleklerin cinsiyetini tartışmak istemediğini söyleyenler de bugünün İslamcılarına muhalefetini, dünkü İslamcıların Abdülhamit için söylediklerini güncelleyerek sürdürmektedirler.


İslamcıları yalnızca bir parti, bir tarikat gibi düşünüp aralarında her konuda mutlak bir uyumun olduğunu farzetmek büyük yanlıştır. Dünün İslamcıları arasında temel konularda bazı farklılıklar olduğu gibi bugünün İslamcıları arasında da bazı farklılıkların olmasını doğal saymak icap eder. Bu farklılığı taraflardan birisinin aleyhine kullanmak anlamlı ve tutarlı değildir. Belki de bu farklılığı İslamcı kesimin bir zaafı olarak değil özgür düşünceyle olan irsiyetlerinin bir sonucu olarak görmek daha isabetli olacaktır.


Meleklerin cinsiyeti ile ilgisizliğini açık eden kişi, Mehmet Akif ve İskilipli Atıf Hoca’nın Abdülhamit için söylediklerini hatırlıyor ama her nedense Kemalist mutlakıyet için söylediklerini hiç hatırlamıyor. Mehmet Akif ve İskilipli Atıf’ın Abdülhamit döneminde maruz kaldıkları, baskı, hapis, sürgün ve zulümleri biliyor da Kemalist mutlakıyet döneminde neler yaşadıklarını bilmiyor görünmeyi tercih ediyor. Bu tutum her şeyden önce ahlaki değildir. Dürüstlük değildir. Hatta meleklerin cinsiyetinden daha önemli bir konudur.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.