SON DAKİKA
Hava Durumu

Hayvanları sadece 'Panter'ler mi korur?

Yazının Giriş Tarihi: 04.02.2019 21:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.02.2019 21:00
Öğrencilerimle ‘İnsanın kainattaki konumu’ ‘İnsanın evrenin nesi olduğunu’ konuşuyoruz/ tartışıyoruz. Genellikle ‘Eşref-i Mahlukat’ ya da onu çağrıştıracak şeyler söylüyorlar. ‘En üstünüz’ ‘Kâinatın yöneticisiyiz’ ‘Aklı ve iradesi olan tek varlığız’ ‘Tüm diğer varlıklara egemeniz’ gibi şeyler söylüyorlar.
Biraz aykırı düşünenleri de ‘Diğer varlıklardan üstün olduğumuz kendimizden menkul bir insan yalanıdır. Misal; Bir köpeğe ya da bir aslana sorsanız kendi türünün en üstün olduğunu düşünür.” diyorlar.
Hatta bir öğrencim, “Biz kainatın eşeğiyiz. Bütün sorumluluğu biz taşıyoruz. Bunu nimetmiş gibi de algılıyoruz. Oysaki bu sorumluluk ağır bir sorumluluktur. Bunu taşımak isteyip istemediğimizi de hiç kimse bize sormuyor” demişti.
Kur’an, İnsanı ‘Halife’ olarak arzda konumlandırdığını, bu misyonunu yerine getirebilmesi için ‘Ruhundan’ üflediğini, tüm isimleri öğrettiğini, her şeyi ona emanet ettiğini söylemektedir. Diğer tüm canlıları/ varlıkları da kendisine boyun eğdirdiğini, hizmetine amade kıldığını ifade etmektedir.İsra süresinin 70. Ayetinde, “Biz Ademoğullarını Mükerrem/ değerli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık” deniyor. Kur’an çevirilerinin çoğu ayetin son cümlesini ‘Üstün kıldık’ şeklinde çevirmişlerdir. Burada geçen fiil ‘Feddalna’ fiilidir. Bu fiil İsrailoğullarına hitap eden Bakara: 47 ayetinde de geçiyor: “Ey İsrailoğulları. Sizi nimetlendirdiğim nimeti ve sizi Alemler üzerine üstün kıldığımı hatırlayın”

Feddalna fiilinin anlamının salt ‘Üstün kılmak’ anlamını taşımadığını, ‘ilave özellikler lütfetmek’ ‘Lütfetmek’ ‘Avantajlı kılmak’ anlamını taşıdığını düşünüyorum. Nisa süresinin 32 ve 34. Ayetlerinde ‘Erkeklerin kadınlara göre daha fazla özelliğe sahip olması’nı da ‘aynı fiille anlatmaktadır. Bu bir üstünlük değildir. Avantajdır.

Ayrıca Allah’ın yarattığı diğer varlıklarla üstünlük noktasında karşılaştırılmamız fasid bir kıyas olur. Ancak aynı özelliklere sahip olan, aynı kulvardaki varlıklar birbirleri ile kıyaslanabilir. Nitekim Kur’an, insanları başka birbirleri ile karşılaştırıyor. Ve “En üstününüz en takva sahibi olanınızdır” diyor. (Hucurat: 13)

Buna göre biz hayvanlardan, bitkilerden,.. özetle diğer mahlukattan ‘Üstün’ değiliz. Onların sahip olmadığı bir takım ilave özelliklere/ avantajlara sahibiz. Allah bize onlara lütfetmediği bazı özellikler lütfetmiştir.

Bize lütfedilen bu avantajlar bize ilave sorumluluklar yüklemektedir. Bu avantajların bize ‘Emanet’ olarak lütfedildiğinin bilincinde olan ve bunları birer sınav konusu olarak algılayan ‘Müttaky’ (Öz sorumluluklarının bilincinde olan/ Vicdani duyarlılığı olan/ Sakınan) insan hiçbir zaman ve surette diğer mahlukata hoyrat davranmaz, zarar vermez, onların da en az kendisi kadar yaşam hakkına sahip olduğunun bilincinde olur.

Bir Halife’ olarak bize emanet edilen ve aynı zamanda yaşamımızın devamı için her biri bir misyon (Tesbih) ifa eden mahlukatı yeterince koruduğumuz söylenebilir mi? ‘Karıncayı bile ezmez” denilerek idealize ettiğimiz Müslümanların, gezegenimizi hoyratça tüketen/ sömüren yağmacı batı medeniyetinden farklı bir ekolojik söylemimiz ve örgütlerimiz/ vakıflarımız var mıdır?

Geçenlerde, sosyal medya hesabımdan, sokağımıza yerleştirdiğim, birisine su, diğerine kedi yemi koyduğum 5 litrelik su bidonlarının resmini paylaşmıştım. Bu işin en fazla günlük 3 tl ye mal olduğunu yazmıştım. İyi niyetinden asla şüphe etmediğim bir arkadaşım, ‘böyle bir şeye aylık 100 tl harcayacağınıza bir yetim bakın’ demişti. İlerleyen tartışmamızda ‘Hayvansever’ denince insandan nefret eden, insanı ihmal eden çaçaron ‘Panter Emel’ gibileri algıladığını görmüştüm. Oysaki Müslüman’ın paradigmasının/ itikadının ‘Bütüncül’ olması gerekir. İnsanı kainatın bütününden ayırmaması gerekir…

Belki de şunu anlayabiliriz:
Müslümanlar, yaşadıkları sıkıntı, zulüm ve haksızlıklardan ötürü, hayvanları koruma, ekoloji gibi ‘Detay’ meselelerle kafalarını/ gündemlerini meşgul edememektedirler. Bunu beklemek bira lüktür Müslümanlar için. Bir yandan Filistin’de, Afganistan’da, Suriye’de, Afrika’da yetimler aç iken sokağımızdaki sahipsiz hayvanların ve ormanımızdaki çöplerin derdine düşemiyoruz.

Bunu anlasak ta, bir Mümin, yetimlerle yardımlaşırken, evinde, iş yerinde, sokağında, parkında sokak hayvanları için çantasında bir şeyler taşıyabilir ve çöpleri toplayabilir.
Bu merhamet ve hassasiyeti gören Allah’ın rahmeti ile muamele edeceği muhakkaktır.

Unutmayın: “Merhamet etmeyene Merhamet olunmaz”
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.