SON DAKİKA
Hava Durumu

Henüz girmiş 13- 14 yaşına…

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2018 21:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2018 21:30
Bugünlerde ‘Diyanet’ üzerinden koparılan yeni bir fırtınayla karşı karşıyayız. Diyanetin internet sitesinde ‘İslam hukukçularına göre’ bulüğ çağının kadınlarda 9 yaş (Erkeklerde 12) olarak belirlendiği, bu yaşa ulaştıktan sonra adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması, fiili olarak baliğ olmalarıdır. İlaveten ancak ile başlayan bir cümle kurmuş ve şöyle demiştir: “Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında kendilerinde bu ergenlik alametleri görülmese de ‘Baliğ olduklarına hükmedilir” Bulüğ’un da ‘kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönem’ olduğunu belirtmiş. “Bu çağa ulaşan ve akıllı olan kimse artık tam ‘Eda Ehliyeti’ kazanır. Böylece ibadet, helal ve haram gibi dini hükümlere muhatap, cezai, mali ve hukuki yükümlülüklere ehil olur”

Başka bir başlık altında zikredilen ‘Nikâh’ kavramında da şöyle bir cümle geçmektedir: “Bulüğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın nikahlanabilmesi mümkün olmakla birlikte velisinin de bulunması menduptur”

Bir gazete de bu iki görüşü birleştirerek, Diyanet 9 yaşında kızların evlenebileceğini söylüyor’ diye yaygarayı koparmış. Tabii ki eğer bir kız 9 yaşında Bulüğ çağına girmişse ve nikah için bulüğ çağına girme şartı varsa zimnen onu söylüyor demektir.

Sorun şu ki: Diyanet’in dini sorumluluk çağı olan ‘Bulüğ’ çağının kriterlerini değiştirmek gibi bir şeye cüret etmesi mümkün değildir. Ya da çok zordur. ‘Artık dini sorumluluk 18 yaşında başlayacak’ diyemez. Dese bile bunu hiçbir dindar kabul etmez. Dahası namaz kılma yaşını 7 yaşa kadar düşüren, 10 yaşında kılmadığı takdirde dövülebileceğini söyleyen’ klasik bir fıkıh anlayışı ile karşı karşıyayız. Ayrıca adet görmüş ve dolayısıyla bulüğ çağına girmiş Modern algının ‘Çocuk’ saydığı insanların da evlenebileceğinde ısrar edemez. Çünkü Diyanet’in, Devlet politikalarına aykırı hüküm vermesi mümkün değildir. (Milli Piyango’nun haram olması gibi hükümleri hiçbir kıymet ifade etmez. Sadece kurumsal haysiyetini kurtaran simgesel adımlar bunlar)

Yani Diyanet bu konuda arada derede kalmış bir kurumumuzdur. Yoksa Prof. Dr. İlhami Güler’in dediğinin aksine “büluğ çağı (9-12) ile en az 17- 18 olması gereken evlilik yaşını birbirine karıştırmayacak kadar” tarihselliği kavrayamıyor değildir. Nitekim Diyanet’in yalanlama açıklamasında bu görüşünü vurgulamıştır:

“Kız çocuklarını anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirmek, nikâhta rıza ve irade hürriyetini şart koşan İslam dini ile bağdaşmaz. Nitekim Başkanlığımız, tarihi boyunca erken yaşta evliliklere asla onay vermemiştir, vermeyecektir. Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen Din Şuraları ve İl Müftüleri Seminerleri gibi üst düzey toplantıların Sonuç Bildirgelerinde, kız çocuklarını erken yaşta evlendirmenin asla dini referanslarla desteklenemeyeceği defalarca kayda geçirilmiştir. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü de bu yöndedir”

Bugün diyanetin ‘Pedofili’yi teşvik ediyor diye yaygara koparanlar dâhil, çoğumuzun anneanne/ babaannelerinin evlilik yaşı 13-18 yaş aralığıdır. Ve hiçbirimiz de dedelerimizin ‘Pedofil’ olduğunu söylemiyor. O dönem algı öyleydi. Bugün ki algıyla çocuk dediğimiz kızlarımıza o gün türkü yakılıyor idi. Biz de bu türküleri şarkıları halen dilimizden düşürmüyoruz.

“Henüz girmiş 13- 14 yaşına.
Edalı, işveli, köylü güzeli”

 

“Bağa girdim bağ bulanmış,
Bağa bülbül dadanmış,
15 yaşında Nazife de hanım,
Kimlere aldanmış”

 

Kar mı yağmış şu Harput’un başına,
Kurban olam toprağına taşına,
Henüz girmiş 13- 14 yaşına,
Küçük yaşta bir yar sevdim ermeni,
Ermeni’ye nasıl gönül vermeli”
“Anasını ormana ormana,
Kızını da yorgana yorgana,
Büyük kızını istemem,
Küçüğünü ver bana”

 

Ezcümle: Dün dündür, bugün bugündür. Artık kızlarımız lise, üniversite okuyor. Kariyer yapıyorlar. Eski öğrencilerimle konuşuyoruz. Laf evlenip evlenmediklerine geliyor. Çoğu evlenmemiş. “Daha okuyorum. Çalışıyorum. Şimdilik evlenmeyi düşünmüyorum” diyorlar.
Hangisi ‘Daha İyi’dir? Diye soracak olursanız. Thomas Kuhn’un bir sözü ile cevap vermek istiyorum: (Mealen)

“Gelişme diye bir şey yoktur. Değişme vardır. İyi paradigma yoktur, başarılı paradigma vardır.”

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.