İngiltere’de güneş daha doğmadan kalkar çoğu insan. İşe gitmeye hazırlanırken de radyolarını açar. Buz gibi bir Londra sabahında BBC Radyo 4’ü açıyorsunuz…

BBC Radyosu sabah haberlerini veriyor. İlk sırada Trump’ın Kongre’ye yazdığı mektup var. Haber şöyle;

“ABD Başkanı Donald Trump Hindistan'ın GTS'den yararlanan gelişmekte olan ülkeler listesinden çıkartılmasını teklif etti.”

Ardından Hindistan’ın bu kara itiraz etmediği ve karşılıklılık ilkesi uygulamayacağı anlatılıyor. BBC’ye göre bu karar Hindistan’dan çok ABD’yi etkileyecek bir karar. Bunu ABD’nin orada çok büyük hacimli işler yapıyor olmasına bağlıyorlar.

Spiker anlattıkça anlatıyor… Sabah haberlerini her zamanki dikkatimle dinliyorum. Çünkü bu haberlerdeki ayrıntılar çok önemli gelişmeler hakkında fikir veriyor. Uluslararası politikanın yönünü anlatırken ayrıntılarda da neler olabileceğinin mesajları veriliyor. Gazeteci deyimiyle ortamı koklayabiliyorsunuz.

Ne var ki, dikkatle izlediğim haberlerde Türkiye’nin adı geçmiyor. Oysaki Trump’ın Kongreye verdiği tek mektup bu değil. Aynı bağlamda bir mektup daha verdi Trump. O mektup Hindistan’dan ayrı yazıldı ama konusu aynı. Bakın ne diyor ABD Başkanı;

"Türkiye'yi gelişmekte olan ülkelere sunulan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) Programından çıkarmak niyetimi size bildiriyorum. Türkiye'nin ekonomik durumu göz önünde bulundurularak artık GTS'den yararlanan gelişmekte olan ülkeler listesinde olmaması gerektiğini düşündüğüm için bu adımı atıyorum"

Bu mektuptan bahsetmiyor İngiliz BBC Radyosu. Sanki böyle bir şey olmamış. Hindistan’ın GTS kapsamından çıkartılması haber oluyor ama Türkiye’nin bu kapsamdan çıkartılmasından tek kelime bile yok.

Bunun iki nedeni var.

Birincisi içine İngilizlerin de dâhil olduğu bir tezgâh hazırlanıyor olması. İkincisi ise Trump’ın Türkiye hakkında söyledikleri.

Birinci tezgâhın ne olduğunu bizim gizli servisimiz ve hükumetin ilgili birimleri elbet biliyordur ve önlemini almıştır. Şu kadarını söyleyeyim CHP’nin söylemlerine bakarsak üç aşağı beş yukarı herkes anlayacaktır. Çünkü CHP Paganların borusunu çalıyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın söylediği lafa da dikkat çekelim;

"10 Mart'ta herkes İstanbul'u CHP'nin aldığını tayin ve tespit edip kabullenecek."

Bu lafların altında neler yatıyor zannediyorsunuz?

Gelelim Donald Trump’ın ne dediğine. Trump Kongreye yazdığı mektupta neden Türkiye’nin GTS kapsamından çıkartılması gerektiğini şu ifadeyle açıklıyor;

“. Fakirliğin azalması, kişi başına düşen yıllık milli hâsıla ve ticaret yaptığı ülkelerle ithalatın artması ve Türkiye'deki sektörler, gelişmiş ticaretinin göstergesidir. Buna ilave olarak Türkiye, gelişmiş ekonomisi sayesinde ve yaptığı karşılıklı anlaşmalarla diğer gelişmiş ülkelerin seviyesine gelerek diğer ülkelerin GTS programlarından da geçmiştir.”

BBC ve CHP aynı telden çaldığı için bu ifadeyi ağızlarına alamıyorlar. O yüzden de haber yok sayılıyor. Çünkü bunlar “Türkiye battı, batıyor. Ekonomi dibe vurdu ama kimsenin haberi yok. Memlekette açlık sefalet diz boyu. Fareler bile sefaletten koltuk değneğiyle yürüyor.” Gibi “anlamlı!” şeyler söylerken Trump kalkıp da fakirlik azaldı diyor. Türkiye’deki sektörlerin gelişmiş ticaretin göstergesi olduğunu söylüyor. Üstelik gelişmiş ülkeler seviyesinde olduğunu anlatıyor.

Bu laflar da ne CHP’nin ne de BBC’nin işine geliypor.

O yüzden BBC Fetöcü teröristlerin gazetesi için İstanbul’da düzenlenen gösterileri haber yapıyor. O göstericileri sütten çıkmış ak kaşık olarak gösteren ifadeler kullanarak üstelik.

İngiltere bizim “Dostumuz” ya da ”CHP ülkesini seven demokrat bir parti” falan diyecek olanlara duyurulur…

Bir atasözü vardı. Post ile ilgili ama şimdi hatırlayamadım…