CHP seçim bildirgesi için çalışmalara başlamış. Hayırlı uğurlu olsun diyeceğim de bunlardan dişe dokunur, müşahhas bir şey çıkmayacağı malum. Muhabbet olsun torba dolsun kabilinden laf söylüyorlar. Maksat çalışıyor görünmek. Bunlar çalışıyor görünmek için harcadıkları zamanın yüzde onunu proje üretmeye ayırsa bugüne kadar hiç olmazsa elle tutulur, gözle görülür bir şeyler üretebilirlerdi ama nerede o vizyon?

Cumhuriyet Gazetesi haber yapmış. Haberde kimin ne zaman söylediği belli olmayan bir ibare dikkati çekiyor. Diyorlar ki “Manifestoda uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasa dahil, “AKP’nin çalamayacağı” birçok vaadin yer alacağı öğrenildi.” Kimden öğrenilmiş? Haberde yok. Zannedersiniz ki Sovyet Rusya’nın Polit Bürosu’ndan bilgi sızdırmışlar.

Devamında biraz açıklama varsa da bozuk bir Türkçeyle yazılmış. Zorlama olduğu ifade şeklinden de malum. Böyle bozuk bir lisanı bu köşede kullanmak hicap meselesi ama ben yazmadım sonuçta. Bu onların ayıbı. Aynen şöyle diyor;

“Bildirgeye kendi alanlarında katkı sunduğu parti kurmayları, bugüne kadar asgari ücretten taşerona kadar CHP’nin daha önce ‘çalınan’ birçok vaadi bulunduğuna dikkat çekerek, ‘çalınması mümkün olmayan’ bir bildirge hazırlayacaklarını kaydetti.”

Çapsızlığa bulunan çare bu “Biz yapacaktık ama onlar çaldı.” Lafıyla proje üretemedikleri gerçeğini ört baş etmeye gayret ediyorlar. Artık aklı kim verdiyse…

Hatırlarsanız bu Kemal zaten iki yıl önce kaldırılmış olan öğrenci harçlarını kaldıracağını bile vaat etmişti.

Kemal ve şürekası hala manifesto hazırlamaya uğraşa dursun, Apla da muhteşem! bir fikirle çıkmış ortaya. Buna göre 4,5 milyon kişinin kredi kartı borçlarını satın alacaklarmış. Haberin devamını okuyunca işin pek de öyle olmadığı anlaşılıyor. Bir bankanın reklam şirketine ısmarladıkları proje gibi duruyor. Ağız o ağız yani…

Diğer cenahta Doğu Perinçek için de iane imza kampanyaları sürüyor. Bazı malum köşe yazarları ve muhalif grup partileri, “Herkes yeterli imzayı aldı. Artık Perinçek’e imza verin.” Kampanyası başlattı.

Diğer bir mesele de dışlamak zorunda kaldıkları HDP’yi ikna edip Apla için oy istemeleri. Bunlar “Mecburiyetten dışlarmış gibi göründük ama size ihtiyacımız var. Gelin Erdoğan’ı birlikte düşürelim mesajı verip duruyorlar.

Yegâne amaç Sayın Cumhurbaşkanımızdan kurtulmak. Bunu başarmaları emrediliyor. Çünkü Erdoğan’ın lideri olduğu bir Türkiye seçimlerden sonra gücüne güç katacak ve artık hükmetmek için hiç şansları kalmayacak.

Güçlü Türkiye Avrupa ve ABD için büyük tehdit. O zaman Orta Doğu’yu da kontrol edemeyecekler…