Son dönemde sokakları provoke etmek için tüm güçleri ile çalışıyorlar. Gün geçmiyor ki kasten tahrik dolu adımlar atmasınlar.
Bariz bir şekilde ortada olan doğruları bile çarpıtıyorlar. İşlerine öyle geldiği için yalanın kitabını yazıyorlar adeta. Yetmiyor hakaretlerle küfürlerle yollarına devam ediyorlar.
Mesele ilkeli duruş falan da değil. İlkeli duruş olsa amenna! Yani yanlışa her yerde yanlış deseler ne ala. Yok, bendeki yanlışın yanlışı bile olsa doğru, sendeki doğrunun doğrusu olsa bile yanlış.
Bir gün sanatçı kılıklılarını sahaya sürüyorlar bir gün gazeteci kılıklılarını sahneye alıyorlar. Kanuna göre suç olan eylemi yaptır sonra hukuk yok bilmem ne yok diye yaygara kopar.
En son örneği darbe dönemlerinin şakşakçılarından Sedef Kabaş isimli kadın. Sedef Kabaş’a geçmeden önce bir hatırlatma ile başlayalım.
Eşi ABD’li olan Halk TV’de program yapan Şirin Payzın’ın doların düşüşü karşısında yaşadığı üzüntüyü hatırlıyoruz değil mi? Yine bu cenahta Ayşenur Arslan isimli kadının hakaret dolu yayınlarını… Hiç değişmiyorlar. Ajans bunlara ne rol biçiyorsa onları oynuyorlar.
Sedef Kabaş…
Bir değil beş değil 100 değil. Kadın sadece hakaret ediyor. Hakaret dilini kendine bayrak edinmiş. Cavit Çağlar’ın parlattığı ve tabi 28 Şubat’ın önemli destekçilerinde biri Sedef Kabaş. FETÖ’nün yılmaz savunucusu Sedef Kabaş. Devletin seçilmiş Cumhurbaşkanına her fırsatta hakaretler yağdıran Sedef Kabaş. Hakaret ya da küfür gazetecilik dili olamaz. Kimsenin dili olamaz.
İlkeli duruş dedik ya. Bugün seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaretler eden, katıldığı programlarda ahkam kesen Sedef Kabaş, hortumcunun kanalında görev yaparken, bankaların hortumlanması karşısında sesini çıkarmıyordu. 28 Şubat ve devamında ülke soyulurken soyanların yanında tavır alıyordu.
Millete hakaret edenlerin yanında yer alıp bugün yine millete ve milletin seçtiği Cumhurbaşkanına hakaret ediyor. Bu devlet kendisine en ağır cezayı vermeli. Sadece ona değil millete hakaret eden milletin değerlerine söven aşağılayan herkese çok ağır müeyyideler uygulamalı. Öyle çok gürültü çıkarıyor diye es geçilmemeli. Cürümleri kadar yer yakarlar. Devlet, varlığını bu küfürbazlara ağır bir bedel ödeterek göstermeli.
Seçilmiş Cumhurbaşkanın ve onun üzerinden millete ettiğiniz hakaretler. Bedel ödemeli milleti hedef alanlar. Ödeyecekler.
Ve son bir şey daha…
O korkunç paylaşımı asla unutmamalı hiç kimse… “İstanbul vurulmadıkça Türkiye uyanmaz”. Ve bu kadın hala bu ülkenin sokaklarında geziyor, bu ülkenin havasını soluyor suyunu içiyor ne yazık ki.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Alpaslan Yıldız
Hortumcunun spikeri!
Son dönemde sokakları provoke etmek için tüm güçleri ile çalışıyorlar. Gün geçmiyor ki kasten tahrik dolu adımlar atmasınlar.
Bariz bir şekilde ortada olan doğruları bile çarpıtıyorlar. İşlerine öyle geldiği için yalanın kitabını yazıyorlar adeta. Yetmiyor hakaretlerle küfürlerle yollarına devam ediyorlar.
Mesele ilkeli duruş falan da değil. İlkeli duruş olsa amenna! Yani yanlışa her yerde yanlış deseler ne ala. Yok, bendeki yanlışın yanlışı bile olsa doğru, sendeki doğrunun doğrusu olsa bile yanlış.
Bir gün sanatçı kılıklılarını sahaya sürüyorlar bir gün gazeteci kılıklılarını sahneye alıyorlar. Kanuna göre suç olan eylemi yaptır sonra hukuk yok bilmem ne yok diye yaygara kopar.
En son örneği darbe dönemlerinin şakşakçılarından Sedef Kabaş isimli kadın. Sedef Kabaş’a geçmeden önce bir hatırlatma ile başlayalım.
Eşi ABD’li olan Halk TV’de program yapan Şirin Payzın’ın doların düşüşü karşısında yaşadığı üzüntüyü hatırlıyoruz değil mi? Yine bu cenahta Ayşenur Arslan isimli kadının hakaret dolu yayınlarını… Hiç değişmiyorlar. Ajans bunlara ne rol biçiyorsa onları oynuyorlar.
Sedef Kabaş…
Bir değil beş değil 100 değil. Kadın sadece hakaret ediyor. Hakaret dilini kendine bayrak edinmiş. Cavit Çağlar’ın parlattığı ve tabi 28 Şubat’ın önemli destekçilerinde biri Sedef Kabaş.
FETÖ’nün yılmaz savunucusu Sedef Kabaş. Devletin seçilmiş Cumhurbaşkanına her fırsatta hakaretler yağdıran Sedef Kabaş.
Hakaret ya da küfür gazetecilik dili olamaz. Kimsenin dili olamaz.
İlkeli duruş dedik ya. Bugün seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaretler eden, katıldığı programlarda ahkam kesen Sedef Kabaş, hortumcunun kanalında görev yaparken, bankaların hortumlanması karşısında sesini çıkarmıyordu. 28 Şubat ve devamında ülke soyulurken soyanların yanında tavır alıyordu.
Millete hakaret edenlerin yanında yer alıp bugün yine millete ve milletin seçtiği Cumhurbaşkanına hakaret ediyor. Bu devlet kendisine en ağır cezayı vermeli.
Sadece ona değil millete hakaret eden milletin değerlerine söven aşağılayan herkese çok ağır müeyyideler uygulamalı. Öyle çok gürültü çıkarıyor diye es geçilmemeli.
Cürümleri kadar yer yakarlar. Devlet, varlığını bu küfürbazlara ağır bir bedel ödeterek göstermeli.
Hortumcunun spikeri, darbecilerin sözcüsü, FETÖ’nün iletişimcisi…
Seçilmiş Cumhurbaşkanın ve onun üzerinden millete ettiğiniz hakaretler. Bedel ödemeli milleti hedef alanlar. Ödeyecekler.
Ve son bir şey daha…
O korkunç paylaşımı asla unutmamalı hiç kimse… “İstanbul vurulmadıkça Türkiye uyanmaz”. Ve bu kadın hala bu ülkenin sokaklarında geziyor, bu ülkenin havasını soluyor suyunu içiyor ne yazık ki.