SON DAKİKA
Hava Durumu

İlçe belediyeleri kapatılmalı!

Yazının Giriş Tarihi: 14.01.2021 20:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.01.2021 20:14

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yerel seçimlerin ardından gündeme getirdiği ilçe belediyeleriyle ilgili konu Türkiye kamuoyunda yeterince tartışılmadı. 
Devlet bey, 'Sadece büyükşehir belediye başkanını seçeceğimiz, seçilen başkanın da ilçe belediye başkanlarını belirleyeceği' bir sisteme geçelim” ifadelerini kullanmıştı. 
Bu şehirlerin sağlıklı ve bütüncül büyümesinde çok önemli bir teklif ve önemli bir öneriydi. 
Keşke yeterince tartışılma fırsatı ortaya çıksaydı. Çünkü kentlerimiz hızlı bir şekilde çirkinleşiyor ve dahası ölüyor. 
Oysa şehirlerimiz için hayati bir konudan bahsetti Devlet Bahçeli. Bugün ki sistemde Büyükşehir ve ilçeler ayrı ayrı seçimle geliyor. 
Büyük şehirlerin merkez ilçelerinde farklı siyasi partilerden gelen belediye başkanları da kendine göre şehrin belli bir parçasını dizayn ediyor. 
Şehrin dört yakasında 4 farklı partiden belediye başkanı olduğunda da şehir maalesef yamalı çaputa dönüyor. 
İstanbul dışındaki kentlerimizde ciddi bir şehirleşme sorunu var. İstanbul’un tarihsel sürece ve ülkenin merkezi konumunda olması nedeniyle bir avantajı var. 
Ki İstanbul’da bile belli bölgelerin şehirlileşme sorunu son yılların en önemli sorunları arasında yer alıyor. 
Oysa şehirlerin kalıcı planlarla ve ona uygun bir gelişimle büyümesi ve geleceğe yürümesi gerekir. 
Devlet beyin yaptığı açıklama aynı zamanda bir yerel yönetimler reformunu ya da devriminden bahsediyor. Büyükşehir Belediye başkanları seçilsin ilçe belediye başkanlarını büyükşehir belediye başkanı atasın özeti söyleminin. 
Şehirlerin bütünselliği açısından oldukça önemli ve hayati bir öneri. İlgili uzmanların, siyasetin ve kamuoyunun tartışması gereken çok önemli ve bizce çok acil bir konu. 
Şehirlerimizin gerçek anlamda şehir olabilmeleri için belki de en önemli ayaklarının başında imar ve şehircilik adımları gelir. 
Bir kentin her tarafı farklı siyasi partilerden gelen ilçe belediye başkanları tarafından yamaya çevrildiğinde büyükşehir belediyeleri her ne yaparsa yapsın bunun yeniden belli standartlara getirilmesi oldukça güç. 
Dahası yarın çok daha vahim çok daha sıkıntılı bir hale gelecek olan bu durum, şehirlerimizin mahvolmasına ve bugünkünden çok daha fazla kaynak ziyanına neden olacak. 
Bugün ilçe belediyelerine verilen yetkiler ve başkanların kanundan aldıkları keyfiyet gerçekten şehirleri bir çok merkezde mahvediyor. 
Ha tabi büyükşehir belediyelerinin de sayısız yanlış adımı olabiliyor ama tek elde toplanacak imar ve şehircilik açısından oldukça önemli. 
Türkiye yerel yönetimleri ve Büyükşehir kanunlarını revize etmek, yeniden inşa etmek zorunda. Maalesef ideolojik saplantılar ve keyfiyet şehirler açısından geri dönüşü çok zor olan arızalar çıkarıyor. 
Şehirlerimiz öncelikle imar ve şehircilik alanında gereken hassasiyet ve gereken şartlara ulaşmadığı için tam bir şehirleşme olamıyor ve adı şehir olan köy ya da kasaba standardını aşamıyor.  
Oysa bizim medeniyetimiz olağanüstü şehirler inşaa etmiş, bir yerin şehir olabilmesi için gereken her türlü altyapıyı oluşturmuş bir medeniyet. Sadece kentlerimizin tarihi bölgelerine bakılması ne demek istediğimizin net olarak anlaşılmasında etkili olacaktır. 
Şehircilik açısından çok önemli bir noktayı daha ifade etmek gerekiyor. Bugünkü ya da son elli yıldaki yapılaşmayı göz önüne aldığımızda özgün bir mimari özgün yapılarla maalesef karşılaşamıyoruz.
 Bunun sağlamanın yolu şehirlerimizi inşaa ederken sanatçı hassasiyeti göstermekten geçiyor. Yani şehir ve yapılar planlanırken bu alanın uzmanları ile bir araya gelinerek, çalıştaylar ve konferanslar oluşturarak şehirlere yön vermek çok önemli. 
Ve bunun ilk önerisini Bursa için yapmanın zamanı. Bursa için geniş katılımlı geniş zamanlı bir çalıştay yapılsa. Kentin geleceği günlerce yerel ulusal ve uluslararası uzmanların da katılımıyla enine boyuna masaya yatırılsa nasıl güzel bir iş olur öyle değil mi?
Umarız olur böyle bir şey…
Son söz olarak altını çizelim. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisi tartışmaya gündeme getirmeye ve üzerinde düşünülmeye değer, şehirlerimizin gerçek bir kimliğe kavuşması için hayati önem taşıyan bir öneridir ve bunun gündeme gelmesinde büyük fayda vardır. 

Bülent Erden beyden kentsel dönüşüm sorusu…

Hiç şüphesiz deprem bölgemizin göz ardı edilemeyecek kadar önemli ve hayati bir gerçeği. Bursa’da en büyük risk altındaki bölgelerden birisi de şüphe yok ki Mudanya, Güzelyalı ve Gemlik.. 
Deniz kenarında olan bu yerleşim yerleri hem Bursa hem de Marmara Denizi ve İstanbul’da olabilecek depremlerden en fazla etkilenecek bölgeler. 
MHP Mudanya Belediye Meclis Üyesi Bülent Erden, CHP’li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın Güzelyalı planlarıyla ilgili açıklamaları üzerine sosyal medya hesabı üzerinden hayati önem taşıyan konuları gündeme taşıdı. 
Erden, Türkyılmaz’ın üstüne basa basa Güzelyalı planlarında kentsel dönüşümün yer almadığını vurgulamasına atıfta bulunarak kentsel dönüşe karşı olup olmadığını sordu. Erden, kentsel dönüşümün Mudanya için hayati önem taşıdığını da vurguladı. 
Bülent Erden, kentsel dönüşüm noktasında Mudanya Belediyesi’nin neden adım atmadığını da sorgularken, “Olması muhtemel bir depremde olası can kayıpları sizi rahatsız etmiyor mu?” dedi. 
Gerçekten Güzelyalı ve Mudanya’nın büyük bölümünün acilen kentsel dönüşüme girmesi gerekiyor. Onun öncesinde de deprem envanterinin çıkarılması gerekiyor. 
CHP’li Hayri Türkyılmaz ilk göreve geldiği dönemde bunla ilgili vaadinin üzerine basa basa bu çalışmaları yapacaklarını ifade ediyordu. Ancak sonrasında unutuldu gitti. Ancak deprem unutmaya gelmez. 
Nitekim Mudanya’da yaz aylarında kolonları patlayan daha sonra da yıkımı aşamasında adeta felaketten dönülün binayla ilgi yaşananlar bu gerçeğin hiç unutulmaması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. 
Şimdi arama kurtarma ekipleri çok önemli tabi ama deprem için alınacak önlemler ondan daha önemli. Sadece arama kurtarma ekibi kurarak, ya da deprem ölçüm istasyonu diye neye yaradığını daha kamuoyuna açıklayamadıkları birkaç istasyon kurarak bu konuyu çözmek mümkün değil. 
Mudanya’nın en önemli ve açık ara birinci gündemi ve sorunu deprem ve bina güvenliği. Biliyoruz ki 1999 depreminin ardından hasar gören bir çok bina sonrasında boyanıp sıvanarak iskana açıldı. 
1999 öncesi yapılan bir çok bina hala kullanımda. Hiçbirinde ciddi bir inceleme yapılmadan, gerekli adımlar atılmadan insanlar buralarda yaşamaya devam ediyor. Mudanya Belediyesi bu konuya yoğunlaşmalı ve gereken destek için büyükşehir ve merkezi hükümetle de görüşülmelidir. 
Algı siyaseti ya da ideolojik saplantılarla bir yere varamayız. O nedenle bilimin ışığında Mudanya’nın hayati önem taşıyan imar, kentsel dönüşüm ve deprem hazırlıkları konusunda hızla gereken adımları atması şart…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.