Son yıllarda kilo sorunu yaşayanların en çok yakındığı ve aşmakta zorlandığı kronik bir teşhisi sık sık duyar olduk; insülin direnci. 
Kişi kendinde bazı belirtileri takip ederek doktora gitmeye karar verebilir. Uzmanlar, açlığa tahammülsüzlük, tatlılara düşkünlük, yemek sonrası hızlı uyku bastırması, gece uykudan uyanıp tatlı yeme isteğinin insülin direnci habercisi olduğunu söylüyor. 
Diyabet hastalığının da bir önceki evresi olan insülin direncine karşı ne yapmak gerekir? Elbette doktora gitmek, konulan teşhis doğrultusunda ilaçları düzenli kullanmak önemli. Ancak, o noktaya gelmeden evvel kendimizi korumak ve o noktadan sonra tedavimizi hızlandırmak için bazı tedbirlere uymak zorundayız. 
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, aile öyküsüne hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme, uyku düzensizliği gibi çeşitli faktörler de eşlik ettiğinde insülin direncinin geliştiğini belirterek, “Vücutta artan insülin özellikle sık acıkma, açlığa tahammülsüzlük, karbonhidratlı gıdalara düşkünlük, hatta bazı hastalarda gece uykudan uyanıp tatlı ya da unlu gıda tüketme gibi iştah bozukluklarına yol açıyor. Bu yeme bozuklukları zamanla kilo alımıyla ve insülin direncinin artmasıyla sonuçlanabiliyor” diyor.  
Peki insülin direncini kırmak mümkün mü?
Bu noktada gelin Dr. Özlem Sezgin Meriçliler’in önerilerini dikkate alalım: “Hareket, hücrelerin şeker kullanımını kolaylaştıran ve daha az insülinin şeker metabolizmasının düzenlenmesinde yeterli olmasını sağlayan en önemli faktördür. Her tür spor yapılabilir. Her gün 30 dakika veya haftada 3 kez, 50 dakikalık yürüyüş yapılabileceği gibi; yüzme, salon sporları, bisiklete binmek, hatta dans etmek bile insülin direnciyle mücadelede son derece faydalı olacaktır. Rafine karbonhidratlar, yani unlu ve şekerli gıdalar yerine meyve ve sebze gibi doğal ama lifli karbonhidrat türleri tercih edilmelidir. Ara öğün alması gereken bir grup hasta dışında, aralıklı oruç insülin salgısının daha az uyarılmasına yol açtığı için tercih edilebilir. Gazlı içecekler, buzlu çay türevleri ve limonata gibi içecekler yoğun ve hemen kana karışan şeker içeriyorlar. Bu nedenle insülin salgısını da hızla ve güçlü bir şekilde uyarıyorlar. Taze sıkılmış olsa bile bir bardak meyve suyu hem bir seferde ‘en fazla bir porsiyon yemeliyiz’  dediğimiz meyvelerin ortalama 3-4 porsiyonu kadar şeker içeriyor, hem de bu meyvenin şekeri posasız olduğu için çok hızla emilerek insülin salgısını çok hızlı artırıyor.”
İlk bakışta Meriçliler’in önerileri uyulması zor gibi görünse de alışınca kişi de kendini daha zinde hissedecek ve uzun süre sağlıkla uygulayacaktır diye düşünüyorum. 
Sağlıklı günler olsun.