İP Bursa’da kongrenin ardından bir hareketlenme olduğu ortada. Yahya Bahadır’ın il başkanlığı döneminde suya sabuna dokunmayan İP, yeni süreçte CHP ile birlikte yeni bir algı siyaseti ile gündeme geliyor.

Aşağı yukarı aynı merkezden beslenen ve hemen hemen aynı kitleye yönelen İP ve CHP’nin eğlem ve söylem benzerliği de gözlerden kaçmıyor.

Dahası İP Bursa, CHP’nin arka bahçesi olarak nitelenebilecek alanlara yöneliyor. Eğitim-İş, Doğa-Der, sol görüşlü kadın dernekleri vs… Bu da gerek CHP gerekse bu kuruluşların üyeleri arasında önemli bir tepkiye yol açıyor.

Aslında İP’in söylemleri ve sözde duruşu Türkiye Kamu-Sen’e yakın. Ancak Türkiye Kamu-Sen’de istedikleri etkili bir türlü sağlayamadılar. Sonrasında İP’le temaslı olan üyeler aracılığı ile Kamu-Sen’den bir istifa furyası oluşturmaya çalışsa da İP, bu da sınırlı oldu. Dahası bu süreçte gidenlerin yerine de belki fazlasını koydu Türkiye Kamu-Sen.

İP’in ayakta kalmak için kitlelere, sivil toplum kuruluşlarına ve etkinliklerini daha etkili hale getirecek kitlelere ihtiyacı var. Bunu sağlamakta sendika, dernek vb sivil toplum kuruluşlarındaki hakimiyetle nacak olabilir.

Burada Memur-Sen’e yanaşma imkanı yoktu İP’in. MHP’den ayrıldıkları için Türkiye Kamu-Sen’in de ülkücü hareketin dışına çıkarmak için ellerinden gelen çabayı göstermelerine rağmen bunda da başarı gösterilemedi.

İP il başkanı Kamu-Sen il temsilcisi olduğu dönemde Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve aktif eğitim senle birlikte onlarca eylem yaptı. İP’in HDP noktasında açık hedef olması Eğitim-Sen’e mecburen mesafeli kalmasını da beraberinde getirdi.

O halde hedef belli olmuş Eğitim-İş’e yönelmişti İP. Kongresine katıldı il başkanı ekibiyle birlikte Eğitim-İŞ’in. Orada konuşma yaptı. Sevimli mesajlar verdi.

Ocak ayının hemen başında da İP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan’la birlikte bir kez daha Eğitim-İş ziyaret edildi.

CHP İl Başkanı İsmet Karaca daha bu sendikayı ziyaret bile etmemişken İP, neredeyse her ay o ziyaretleri yapıyor.

 Yani aslında CHP Bursa örgütü kendi içinde kavgalar ve tartışmaları sürdürürken, kendi sahasında İP sürekli yeni zemin oluşturmaya devam ediyor.

Bu gerek CHP’nin örgütünde gerekse de Eğitim-İŞ’in üyelerinin büyük çoğunluğunu oluşturan sol sosyalist öğretmenler arasında tepkiyle karşılanıyor.

CHP’nin kaybettiği zemini İP doldurmaya çalışıyor. Hem de her alanda. İP sola doğru iyice yanaşıyor. CHP’den kaçanların yeni adresi olmak için çaba harcıyor. CHP, sürekli zemin kaybederken İP zemin kazanıyor.

Bursa’daki geçiş Millet ittifakının iki partisi arasında daha çok. Cumhur ittifakında çok bir değişiklik olmuyor ama Millet ittifakının küçük partisi büyük partisini gözüne kestirmiş ve sert adımlarla yürüyor.

Aşağıda Özkan Rona’nın açıklamaları var önce yazımızla ilgili. Özkan bey tepki yok diyor ama İP ziyaretini paylaşan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un iletisinin altına mesaj atan Eğitim-İş üyelerinin tepkisi de ortada.

 Tekrar edelim. İP’in Eğitim-İş’e ilgisi bu sendikanın sol sosyalist kesiminde ciddi sıkıntı oluşturuyor. Önümüzdeki süreçte bu daha da görünür hale gelecek gibi duruyor.

Bakalım İP, Eğitim-İş’ten İpli bir sendika çıkarabilecek mi?

Özkan Rona’dan açıklama!                        

İP’in Eğitim-İş’e yönelik hamlelerini kaleme aldığım önceki yazımda bu sendikanın kongresine yönelik yazdıklarına şubenin önceki başkanı Özkan Rona’dan yanıt geldi. Cevap hakkının kutsallığı çerçevesinde açıklamalarını aktarıyorum.

Ekim kongresinde başkanlığa seçilen Yeliz Toy’un Ağustos değil Haziran’da Bursa’ya atandığını dile getiren Rona, Eğitim-İş’in kongrelerinde başkanların değil listelerin yarıştığını, seçilen listenin kendi arasında başkanı seçtiğini ifade etti. Yine kongre tarihinin öne alınması noktasında kendisinin bir gücü olmadığını söyledi. Eğitim-İŞ’in üyeleri arasında her kesimden ve her siyasi görüşten insanların olduğunu söyleyen Rona, kongreye İP İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun dışında CHP’den iki il yöneticisinin katıldığını kaydetti. Türkoğlu’na söz verilmesiyle ilgili bir sıkıntı yaşanmadığını bir tepkinin de söz konusu olmadığını anlatan Rona, CHP’li yöneticilerin ise söz talebi olmadığını kaydetti. Fotoğraf paylaşılması ya da İP’le ilgili bir sıkıntılarının olmadığını, Eğitim-İş’in İP için ağır sözler söylemediğini de sözlerine kaydetti. Rona, “Ben kendimi siyasi yelpazenin solunda konumlandırıyorum. Ama Eğitim İş solcuların sendikasıdır diyemem. Eğitim İş her siyasetten eğitim çalışanlarının sendikasıdır.” Dedi. Kendisine hiç ülkücü ya da örneğin Milli görüş geleneğinden gelen bir yöneticiniz var mı diye sorduğumda her üyenin aday olma hakkı olduğunu söyledi.