SON DAKİKA
Hava Durumu

İP ve iftira siyaseti!

Yazının Giriş Tarihi: 29.12.2020 19:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.12.2020 19:53

İP Bursa, özellikle yeni yönetimiyle birlikte Bursa’da ciddi bir muhalefet yapmak yerine doğru bilgiden uzak, iftiralarla bezenmiş bir siyaset anlayışı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı hedef alıyor.

Hemen hemen her hafta iki üç defa sadece Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı hedef alan açıklamalar yapılıyor.

Milletin hakkını hukukunu koruyoruz masalı ile ittifak ortakları CHP’nin üç belediyesinde yaşanan rezilliklere hem kör hem sağır kalan İP sözcüleri, tüm belediyelerin aynı uygulamaları yaptıkları durumlarda bile Aktaş’ı yıpratmaya yönelik algı operasyonları çekiyor.

Bunun son örneği İP İl Başkan Yardımcısı İbrahim Erdoğan’ın açıklamaları oldu. “Medya baronlarını bırak basın emekçilerine bak” başlığını taşıyan açıklamasında Aktaş’ın katıldığı televizyon programlarını eleştirip, sözüm ona Aktaş’ın büyük oy kaybı yaşadığı yalanını bir kez daha ısıtıp servis ediyor.

İbrahim Erdoğan sorular sormuş Alinur Aktaş’a ama öncelikle yıllarca Bursa’da üst düzey gazete yöneticiliği yapmış İbrahim Erdoğan’ın cevap vermesi gereken sorular var.

Bunlardan ilk yıllarca görev yaptığı gazetelerde, basın emekçileri inim inim inlerken hakları yenirken neden ses çıkarmadı. Kendi rahat ve tatlı yaşamından vazgeçmemek üzere kaç basın emekçisinin hakkının yenmesine göz yumdu?

Daha geçen yıl Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Valiliği’ni de alet ederek gri pasaport skandalıyla ilgili görüşleri nedir?

ASGD gibi mesleki örgüt olması gereken bir kuruluşu Balkan turu yapacak ticari bir faaliyete nasıl alet etti?

Yıllarca kamudan tahsis edilen eski Stadyumu’n hemen karşısındaki ASGD lokali ve yönetim binasından alınan kiralarıyla hangi basın emekçisine destek oldu?

Aynı binada tüm üyelerin hakkı varken genel başkan yardımcısı olan şahsa nasıl stüdyo tahsis etti. Kaç para kira aldı ve bu gelirleri ne için kullandı?

Bursa’da son 30 yılda basın emekçilerine karşı yapılan kıyım, emek sömürüsü, haksız muamele gibi olaylar konusunda neden sessiz kaldı?

Örneğin başında olduğu Meydan Gazetesi’nde aylarca maaş ödenmediğinde kendisini kurtarıp geri kalanı yok saydı mı saymadı mı?

Haber Gazetesi’nin başındayken çalışanların yemek hakları bile ellerinden alınırken neden buna karşı çıkmadı? Sefalet düzeyindeki ücretleri nasıl içine sindirerek o kurulmuşlarda üst düzey yöneticilikler yaptı?

Soruları çoğaltabiliriz.

Medya baronlarından bahsetmiş açıklamasında İbrahim Erdoğan. Baronların adamlarından da bahsetse ne güzel olurdu değil mi?

AK Parti’de yeni dönemin fotoğrafı…

Aylardır hatta yıllardır AK Parti Bursa’da devam eden bir mücadele vardı. Özellikle belli grupları ağabey arayışı daha doğrusu kendi ağabeylerinin hakimiyet kurmasına yönelik bir mücadelesini isledik durduk.

Siyasette pek tabi ki tecrübenin önemi çok büyük. Tecrübe sahibi büyüklerin görüşlerine başvurmak da çok önemli. Ancak Bursa’daki ağabey sözünden kimin hakimiyet kuracağını anladık hep. Öyle ki bu yarış içerisinde bölgecilik gibi çok tehlikeli yollara bile başvuruluyor.

İşte o grupların vuruşması ve yaşanan sürecin ardından yapılan il başkanı ataması çarpışan grupların hepsinin birden bire ders almasına da yol açtı. AK Parti Genel merkezi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu savaşı gördü ve savaşı yapanlara, bu işlerin öyle olmayacağını gösterdi.

Evet Bursa’da İl Başkanlığı’na Davut Gürkan’ın atanmasıyla yeni bir dönem başlamış oldu. Ve AK Parti, Bursa’da parti içi iktidar savaşlarına izin vermeyeceğini gösterdi. İlla bir ağabey arayışı varsa onun adresinin de AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı olan Bursa Milletvekili Efkan Ala olduğunu gösterdi.

Dün AK Parti Bursa’dan servis edilen fotoğraf da bu durumu resmetmiş oldu. Ala, yeni il başkanı Davut Gürkan’ı ziyaret ederek, hayırlı olsun dileklerini iletti. Birlik beraberlik mesajı verdi. Bu dakikadan sonra birlik ve beraberliği bozacak hareketlerde bulunanların da dikkatle takibinin süreceği ortada.

AK Parti’nin atamasıyla birlikte kimse Bursa’yı kendi hayal ve idealleri üzerine kurgulayamayacağını, etki guruplarının algılarıyla Bursa’da hüküm süremeyeceğini de gösterdi. Davut Gürkan yönetiminde yeni dönemde Bursa’nın rahatlamasını beklemek mümkün. Geçen süreçte gerilen Bursa’nın Davut Gürkan döneminde bu gerilimi geride bırakması en önemli beklenti. Ala ve Gürkan’ın bunu sağlayacak bilgi, tecrübe ve vizyona sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Madde bağımlıları ve yıkılan metruklar!

Kaçak yapılaşmayla olması gerektiği gibi mücadele edemiyor maalesef yerel yönetimler. Oysa hepsinde bunun için müstakil müdürlükler var. Ekipler var.

Ancak gerek göz yumma gerek yetersiz kalma ve gerekse de başka filim fırıldaklar nedeniyle kaçak yapılaşma hiç bir dönem engellenemiyor.

Bu nedenledir ki ciddi bir kaçak yapılaşmayla mücadele görmeyiz. Sadece algıya yönelik baraka, metruk bina ya da prefabrik binaları yıkarken görürüz belediyeleri. Hatta konteyner kaldırıp kaçak mücadelesi yapıyorum diye pişkin pişkin servis edeni var.

Daha önce iki belediyeden örnekler vererek kaleme almıştım. Fakir fukaranın tek göz barakasını yıkmaya tanklarıyla toplarıyla giden belediyeler, iş müteahhitlerin, para ve makam sahiplerinin kaçak kulelerini şatolarını yıkmayı gelince kimsenin girmeyeceğini bile bile ihale açma yoluna gidiyorlar. Neden çok belli yasak savmak. Sorumluluğu üzerinden atmak.

Yasal olarak evet sorumluluğu böylece üzerlerinden atıyorlar ya vicdanlar. Vicdanlardan atabiliyorlar mı ona hiç bakmıyorlar bile…

Son dönemde belediyeler iki göz metruk bina yıkıp servis ediyor. Bunu da allaya pullaya servis ediyorlar.

Bunlara da her defasında madde bağımlılarının mesken tutuğu diye ambalaj uyduruyorlar.

Metruk binalar kaldırılmalı evet. Kent içinde harabe binaların devam etmesi sağlık, güvenlik ve daha bir çok konuda risk oluşturur.

Buralardan salgın hastalıklar ortaya çıkabilir. Buralardan haşerat üreyebilir. İnsanların üzerine uçan parçalar can ve mal güvenliğini riske edebilir.

Oysa madde bağımlılığı ile mücadele tüm kamu kurumlarının en asli görevlerinden biri. Öyle iki metruk bina yıkarak bu mücadele sürdürülemez.

Görevinizi yerine getirmiş sayılmazsınız. Bu alanda ciddi ve etkin mücadele yürütürken, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sürekli temasta ve el birliği ile bu alana kaynak ayırıp bu alanda adım atarak yaparsınız.

Bu alanda sürekli proje oluşturulması, sürekli kentin dört yanının kontrol altında tutulması gerekir. Öyle iki metruk yıkmakla madde kullanımıyla mücadele edilmez…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.