İsmi darbeci Kenan Evren tarafından 1980’den sonra Atatürk olarak değiştirilen Yeşilköy Havaalanı, yeni havaalanının hizmete açılmasının ardından kapatılmıştı. 

Şimdi dünyanın en büyük parklarından birine dönüştürülüyor. Sadece park değil tabi bir çok donanımıyla önemli bir yaşam alanı olarak İstanbul’a kazandırılıyor. İmara açılacak satılacak vs hikayelerine devletin ilgili makamları net dille öyle bir şey olmayacağını zaten söylediler. Ancak bozuk bir zihniyet her adımı engellemek ya da her adımdan bir karmaşa oluşturmak için fırsatı kaçırmıyor. 

Siyasi yasaklı sözde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, önceki gün "Atatürk’e, doğaya, kente düşman olanlara bir çift sözümüz var. Doğa dostu kurumlar ve kişileri bekliyoruz" diyerek çağrıda yapmıştı. Dün de gelip şovunu yaptı havaalanının önünde. En azından Atatürk demeyi öğrenmiş CHP’nin Kemalistleri için bu da bir gelişme. 

Neyse konumuz zaten ne havaalanı ne de CHP…

Konumuz bu ülkede vesayet odaklarının her yere sirayet eden ve kamuflaj olarak kullandıkları “Atatürk” ismi. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın komutanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu Cumhurbaşkanı. Döneminde yaptıkları var. Onun döneminden bugüne gelenler var. 

Atatürk’ün ölümünden sonra ortaya atılan Kemalizm ideolojisi ise bu ülkenin başına en büyük belalardan birisi. Öyle bir yöntem bulunmuş ki her esere Atatürk ismi konulmuş. İstismar siyasetinin dibi sıyrılmış adeta. Atatürk ismi milletin tepesinde bir giyotin olarak korku rejimi olarak tutulmuş. 

Atatürk ismi her şeyin üstünü kapatmış. Milletin elinde avucunda ne varsa alanlar kendilerine Atatürk ismini kalkan yapmışlar. Bugün de aynı eskimiş tozlu kafalar aynı vesayatin devamı için tantana yapmaya devam ediyor. 

Hatırlayın çok değil 15 yıl önce kentin tam ortasında kalan ve tüm özelliğini yitirmiş Merinos Fabrikası için ne tantanalar yapıldı. 
O dönem Hikmet Şahin’in dirayetli duruş ile Bursa eşsiz bir eser kazandı. Ve daha önemlisi bugün Merinos AKKM olmasaydı bu şehrin doğru düzgün kongre yapacak bir tesisi bile yoktu. 

Atatürk döneminde yapılan binaların ya da başka çalışmaların kutsal bir değeri yok. Bir kısmı tarihi olarak korunur kalan kısmı ihtiyaca göre değişir. Bu her konuda öyle. 

Hani şu stadyumların yenilenmesi meselesinde vay efendim Atatürk ismini yok etmek için stadları yıkıyorlar tantanası vardı 5-10 yıl önce. Ulan bu stadların hepsine neden Atatürk ismi koydunuz diyen yok. Bir isim ne kadar çok istismar edilirse o kadar çok yıpranır. 

İşte Bursa’da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi var.  Bir de Atatürk Müzesi.  Stadyumun isminin Atatürk olmasına gerek yok. Zaten stadyum isimleri artık ticari kullanılan isimler. 
İstanbul’un göbeğinde İstanbul Atatürk Kültür Merkezi yenilenerek dünyanın en iyi Opera salonlarından ve kültür merkezlerinden biri oldu. Atatürk Olimpiyat Stadyumu var mesela. Türkiye’nin en önemli stadyumu, olimpiyatlar için yapıldı. 

Örnekleri uzatabiliriz.

Ancak kardeşim her bulduğun çeşmeye binaya Atatürk ismi verdin diye harabeleri de mi kaldıramayacak, toplumun ihtiyaçlarına karşı metruk şehir merkezleri mi bırakacak devlet. 
Türkiye’de en kısa zamanda insan Atatürk’ü bir kenara bırakarak, Kemalizmle ilgili bir çalıştay düzenlemesi ve Atatürk ismi üzerinden yürütülen istismara artık son verilmesi gerekiyor. İstismarcı daha fazla değerleri değersizleştirmesine imkan vermemek gerekir. 
Hasılı Türkiye’yi hedef alanlarla kol kola girenlerin Atatürk ismi üzerinden istismarına bir son verilmeli. Bununda en gerçekçi hali toplanacak bir konferansla olacaktır.  

Ne diyorduk, Atatürk Havaala’nı. Böyle atıl ve milletin giremediği koca bir çöküntü bölgesi olmasını bekleyenler hayal görüyorlar. O alan Türk devleti tarafından tam bir kültürel yaşam alanı ve park haline getiriliyor. İyi de yapıyorlar. Pistin biri de duruyor acil durumlar için.

Umarız hiç ihtiyaç duyulmaz.