Bursa uzun yıllardır kaçak yapılaşmanın pençesinde. Özellikle seksenli yıllar ve doksanlı yıllarda kocaman mahalleler kaçak olarak kuruldu. O dönemin siyasileri, yöneticileri göz yumdu. Bursa büyük oranda kaçak yapılaşmanın merkezi haline geldi. 
Erdem Saker’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hisseli parselle ilgili isyanı hala hafızalarımızda. Anadolu’nun bilmem ne kasabasında alınan yargı kararları ile Bursa perişan edildi o dönemlerde. Bu kentte Yenibağlar Cumhuriyeti diye manşet attı gazeteler. 

Hisseli parsel sorunu büyük bir oranda geride kaldı ama Bursa makuz talihini bir türlü yenemedi. Kaçak yapılaşma sonraki yıllarda da olanca hızıyla devam etti. Özellikle seçim dönemlerinde kentin dört bir yanı adeta talan edildi. 
Tek sorun da kaçak gecekondular olarak kalmadı. İmar’a aykırı dev binalar dev tesisler inşa edilirken, yetkililer 3 maymunu oynadılar. Bugün yeni yapılaşan bölgelerde bile binlerce bina yapı kullanım izni alamaz, kat mülkiyeti kuramaz durumda. 
İmar Barışı Yasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Vali Yakup Canbolat öncülüğünde ilçe belediye başkanlarının da katılımıyla kaçak yapıyla mücadele noktasında bir ilke kararı alındı.
 Temmuz ayında alınan karar doğrultusunda Bursa’da artık kaçak yapılaşmaya asla izin verilmemesi noktasında başkanlar ortak karar aldı. 
O kararın ardından özellikle Büyükşehir Belediyesi ciddi bir şekilde bu konunun üzerinde durdu duruyor. Osmangazi Belediyesi oldukça kararlı bir şekilde yıkımları sürdürüyor. İnegöl Belediyesi’nden yıkımların yapıldığına yönelik sık sık haberler medyaya yansıyor. 

Diğer ilçelerde de ufaktan kıpırtılar var. Ancak iki CHP’li belediye Nilüfer ve Mudanya’dan ses çıkmıyor. Oysa bu iki ilçede de oldukça fazla kaçak inşaat olduğunu biliyoruz. AK Partili belediyelere şarlayanların bu iki CHP Belediyesine tek satır söz etmemeleri ilginç değil mi sizce de.
Bugün Büyükşehir öncülüğünde başlatılan bu kaçak yapılaşmayla mücadelenin desteklenmesi, sık sık gündeme taşınarak kamuoyu gündeminde sürekli hassasiyet oluşturulması doğru olanı değil mi? 
Ama maalesef belli kesimler kaçakla mücadeleyi sulandırmaya, belediyelerin yaptığı yıkımların göstermelik olduğunu anlatmaya bu yönde bir algı oluşturmaya çalışıyor. 
Osmangazi Belediyesi örneğin daha iki gün önce sekiz katlı bir binanın yıkımına başladı. Büyükşehir Belediyesi şehrin kalbine saplanan Tower Plaza’yı kararlılık göstererek yıktı. İnegöl Belediyesi bir çok inşaatı yerle bir etti. 
Belediyeleri özellikle kaçak yapılaşma, işgallerin önlenmesi, kentlerin düzenli bir hale getirilmesi noktasında çalışmalarını desteklemek, bunları sık sık gündeme getirerek canlı tutmak hepimizin görevi. Bu şehir herkesin el atması ile gelişecek ve daha yaşanabilir bir hale gelecek. 
Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kaçak yapılaşmayla mücadele eden belediyelere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz!

“Yalan söyleme gerçekleri anlat”

Cuma günü Mudanya Belediye Meclisi toplantısı yapıldı Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz başkanlığında. 
Malum Mudanya Belediyesi bir meclis salonu yapamadığı için geçen 6 yılda Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yapılıyor toplantılar sıklıkla. 
Toplantının bu hafta katılımcıları arasında Tirilye eski Belediye Başkanı Ali Turan’da vardı. 
Turan’la dün yaptığımız telefon konuşmasında oldukça sinirlenmiş görünüyordu. Zaten meclis toplantısında da tepkisini yüksek sesle ifade etmiş. 
Konu Tirilye Taş Mektep…
Daha önce de Taş Mektep’le ilgili bir çok kez burada bilgilendirme yaptım. Bir kez daha özet geçelim. Taş Mektep Tirilye’de çok önemli bir tarihi eser. Beldenin tarihi adeta. Dönem dönem farklı amaçlarla kullanılmış. 2009 yılında Tirilye Belediye Başkanı Ali Turan’ın girişimleri ve Faruk Çelik’in desteği ile Taş Mektep Tirilye Belediyesi’ne verildi.

Tirilye Belediyesi’nin restorasyon yapacak yetki ve gücü olmadığı için yapılan 7 restorasyon projesi gerçekleştirilemedi. 
2014 yılında Tirilye Belediyesi’nin kapatılarak Mudanya Belediyesi’ne bağlanmasının ardından tarihi binanın tapusu da Mudanya Belediyesi’ne geçmiş oldu. 
Sonrasında CHP’ye geçen Mudanya Belediyesi, burası için bir proje hazırladı. Bursa Valiliği de önemli oranda maddi kaynak sağladı ve çalışmalara destek verdi. Ancak yıllardır buradaki restorasyonda bir ilerleme maalesef olmadı. 
Neyse meclis toplantısında Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, yaptıklarını anlatırken Tirilye Taş Mektep’i de sahiplenmesine sinirlenen Ali Turan ayağa kalkarak “Yalan söyleme. Gerçekleri anlat. Aş Mektebi ben aldım Tirilye Belediyesi’ne. Sen sadece boya badana yaparak güya restorasyon yapıyorsun” diye seslenirken salon bir anda buz kesiyor. 
Ali başkan belli ki sinirini alamamış. Bir kez daha başından sonuna Taş Mektep’i anlattı. Türkyılmaz’ın bunu sahiplenmeye kalkmasının doğru olmadığını söyledi. 
Neyse gerçeği onu söylemesi gerektiğini vurguladı. Herkese hakkını verip kendi yaptığını da anlatması gerektiğini vurguladı.  
Faruk Çelik ve Ali Turan’ın Tirilye’ye çok emeği var bunu kimsenin göz ardı etmemesi gerek. Bugün yol dahil Tirilye’ye yapılan hizmetlerin bir çoğunda bu ikilinin emeği var. 
Taş Mektep’in son dönemdeki restorasyonunda da Türkyılmaz’ın emeği var. Türkyılmaz’a düşen başkalarının yaptığının üzerine çökmek yerine restorasyonun tamamlanması için gecesini gündüzüne katması. Millet yapılan hizmeti unutmaz. 

Bülent-Elif Sezgin’in büyük acısı…

Öyle acılar vardır ki diller susar, gönüller ağlar. Öyle acılar vardır ki tarif etmenin imkanı yoktur. İşte onların başında hiç kuşkusuz evlat acısı geliyor. Rabbim benim canımdan al evladıma ver diye dua ederken evladını kara toprağa vermek anlatılamaz, tarif edilemez bir acı olsa gerek. 
İşte o acıyı dün bir kez daha tüm çıplaklığı ile yaşadık.  Bir dönem birlikte de çalıştığım sevgili Bülent ağabey (Sezgin) ve Elif ablanın (Sezgin) tek evlatları Deniz Sezgin’in maalesef çok genç yaşta kaybettik. Ölüm hepimiz için var ancak genç yaşta gelen bir ölüm çok daha zor. Evlat acısıyla kavrulan Sezgin ailesinin acısını paylaşıyorum. Deniz kardeşimize evladımıza Allah’tan rahmet dilerken Bülent-Elif çifti başta olmak üzere Sezgin ailesine de gerek şahsım gerekse Şehir Gazetesi olarak başsağlığı ve Allahtan sabır diliyoruz. 

Cemil Aydın’dan mesaj var!

Bursa’da gönülle kent müfettişi gibi görev yapan, kentin tüm değerlerine sahip çıkıp, kamuoyuna getiren ve kararlı bir şekilde takipçisi olan MHP önceki dönem Osmangazi Belediye Meclisi Grup Sözcüsü Cemil Aydın’dan yine mesaj var. 
Bu şehrin en önemli değerlerinden eşsiz bir külliye olan 1. Murat Hüdavendigar’ın yatığı Çekirge’deki  tarihi yapılar topluluğunun bakımsızlığını gündeme taşıyan Aydın, tepkisini şu sözlerle aktardı; “
1.nci Murat Hudavendigar'ın Türbesinin dış cephe bakımsızlığı. Defalarca ifade ettik, gündeme getirdik. Yakışmıyor bu durum Hudavendigar'ın aziz hatırasına. Gündüz veya gece fark etmiyor. Işıklandırma bile duvarlardaki kötü görüntüyü örtmeye yetmiyor. Aynı avlu içinde, hemen karşısındaki bina restore edilip bir vakıfa tahsis edilirken her yıl Kosova'dan sonra Bursa’da anma etkinliklerini önünde yaptığınız Murat Hudavendigar'ın türbesinden ilgiyi neden esirgiyorsunuz?”