SON DAKİKA
Hava Durumu

Kahrolsun PKK ve “dostları”

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2021 20:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2021 20:53

Gara’da yani PKK’nın kalbinde yapılan bir operasyonda sivil durumda ki 13 masum insanımız alçakça bir yöntemle başlarından vurularak şehit edildi. 
Hüseyin SARI 
Sedat KABALAK 
Semih ÖZBEK 
Vedat KAYA 
Süleyman SUNGUR 
Mevlit KAHVECİ 
Müslüm ALTINTAŞ 
Adil KABAKLI 
Aydın KÖSE 
Muhammed Salih KANCA ve henüz kimliği açıklanmayan 3 vatandaşımız. 
 
Operasyonun başında ise indirme aşamasında kahraman üç askerimiz şehit oldu.  
Piyade Komando Yüzbaşı Burak Coşkun 
Komando Yüzbaşı Ertuğ Güler 
Muharebe Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan 
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyorum. 
Bu kahramanca operasyonu iler ki yazılarda konuşuruz ama öncelikle bu operasyonun karşı gerçekleşen PKK’nın kalleş eylemini konuşmanın önemli olduğunu düşünüyorum. 
PKK’nın kaçırarak çeşitli yerlerde gizlediği, teslim etmek için devlete türlü pazarlıklar önerdiği 13 şehidimizi başına kurşun sıkarak şehit etmesi çok ilginç bir hamle. PKK bu alçakça eylemi yapmak için gereken desteği ve cüreti nereden buluyor? 
 
Ülke içinde siyasetten pozisyon bulamayan ve uluslararası destekten mahrum olan hiçbir terör örgütünün yaşama şansı yoktur. 
PKK için bu iki halde fevkalade vardır, bu iki varlık durumu PKK’yı hala var etmektedir. 
PKK’nin siyasi kanadı olarak faaliyet yürüten HDP açısından PKK terör örgütü olarak kabul edilmemekte hatta PKK’yı övücü açıklamalar HDP’liler tarafından açıkça ve hiç çekinmeden yapılmaktadır. 
PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeyen hatta “sırtımızı PKK/PYD’ye dayıyoruz” diyen PKK’nın siyasi kanadı HDP ile ana muhalefet partisi CHP ve yavru muhalefet İP’in kurduğu ittifak ilişkisi PKK’ya içerde nefes aldırmakta hatta iktidarın anahtarı haline getirmektedir.  
Bu partinin terör soruşturmasından tutuklu eş başkanının tutukluğu, ülkemiz muhalefet partileri tarafından yüzlerce kez gündeme getirilmiş, “Demirtaş serbest bırakılmalı” “Demirtaş niçin cezaevinde” “Demirtaş’la ailecek kahvaltı yapmak isterim” “Demirtaş’ın siyasi çizgisini çok beğeniyorum” gibi aklı başında hiçbir insanın kullanamayacağı cümleler maalesef çok normal cümleler gibi kurulmuş, toplumun bir kısmına da çok normal olduğu anlatılıp kabul ettirilmiştir.   
Bakın, bu kahpece ve kalleşçe eylemin ardından muhalefet partileri ve onların genel başkanı veya vekilleri “kahrolsun PKK” demek yerine “terör nereden gelirse gelsin karşıyız”, “terör eylemini kınıyoruz” gibi olaya yabancı, olayın failini ısrarla gizleyen cümleleri bilinçli ve örgütlü bir şekilde paylaşmışlardır. 
Siyaseten; “Erdoğansız olsun da varsın nasıl olursa olsun” şeklinde bir muhalefet anlayışı PKK’ya nefes aldıran, PKK sız gerçekleşmesi zor olan bir denklemi muhalefetin önüne koymaktadır. Bu “zorluktan” beslenen PKK bu ortamı başarılı bir şekilde kullanmaktadır. 
PKK ne yaparsa yapsın, hangi alçaklığı sergilerse sergilesin hatta yanlışlıkla muhalif partilerin üyelerine dahi zarar versin inanın bu partilerin en ufak bir tepkisi olmayacaktır. 
Ülkemizdeki muhalefet partilerinin, kendi oylarını artırmak yerine PKK’nin gücüne gebe kalarak iktidar olmayı hedeflemeleri PKK’yı kınamalarını imkansız hale getirmiştir. Siyasi ahlaksızlık, faydacılık, ihanet veya ne derseniz deyin ülkemiz siyasetinin fotoğrafı budur. 
Sadece siyasi partiler değil, siyaseti toplumsallaştırmanın araçları olan, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, sanatçılar, akademisyenler, medya gibi kurum ve kuruluşlarda yüzde elli artı bir için PKK ile geçici/kalıcı iş birliği yapmayı, terör eylemlerini görmemeyi kendilerince haklı görmekte ve göstermektedirler. 
Geçmişte de PKK yüzlerce öğretmenimizi şehit etmesine rağmen öğretmenlerin en kitlesel sendikalarından olan Eğitim-Sen tarafından bir kez dahi olsa isim verilerek kınanmamıştır. 
Hendek teröründe 793 şehit verdiğimiz dönemde Şemdinli Devlet Hastanesi PKK tarafından bombalandığında, hendek teröründe doktor şehit edildiğinde veya yaralıları almaya gelen ambulanslar PKK’lılar tarafından tarandığında dahi Türk tabipleri Birliği “şiddet ortamı”, Suriye’de PKK/PYD alanlarını özgürleştirdiğimizde yaşananlara “savaş halk sağlığı sorunudur” demiş ve en sonunda PKK’nın siyasi kanadıyla açık ilişkisi ortada olan isim TBB başına geçirilmiştir. Salgın döneminde ki provokatif TBB açıklamaları şimdi daha bir yerli yerine oturuyor sanırım. 
Ülkemiz aydınlarının durumu diğerlerinden çok farklı değil. Ülkemiz ne zaman PKK’ya yönelik bir müdahaleye kalksa ilk tepkiler bu cenahtan geliyor, açlık grevlerine sözde destekler, PKK’nin siyasi eş başkanına destek açıklamaları, eserlerinin tiyatro gösterimlerine göz çıkaracak gibi katılımlar ve övücü açıklamalar, ne olduğu belirsiz saçma sapan bildiriler, terörün faili PKK’yı barış güvercini gibi bizlere pazarlama gayretleri genelde bu besleme kesimden geliyor. 
Sanatçıların aydınlardan çok fazla farkları yok, onlarda terörle ilgili önlerine konulan her metni tek bir satırında dahi fail olan PKK’yı ifade etmeden, bir kez dahi olsa “kahrolsun PKK” demeden imzalamakla görevli tipler gibi davranıyor. Ülkenin ve Erdoğan’ın aleyhinde olan her olayda avazları çıktığı kadar bağırmaya demokrasi diyorlar. 
Medya da durum içler acısı, kitlesinin Kemalist, Atatürkçü olduğunu bildiğimiz Cumhuriyet gazetesi kandildeki katilleri “sigara izmaritlerini yere atmayan gençler” olarak bize pazarlarken, yine Cumhuriyet ve Kavala’nın BirGün gazetesi, Sözcü gazetesi başka bir olayı anlatır gibi, PKK terörüne şehit verdiğimiz insanları “şu kadar kişi bombalı eylemde öldü” şeklinde vermekte hiç zorlanmıyor, muhafazakar kesimin Sözcü gazetesi olarak işlev gören Karar gazetesi de PKK’nın siyasi eş başkanına övgüler dağıtmakta Kemalistlerle yarışıyorlar. Okuyucuları bu ifadelere o kadar alışmış ki tepki bile vermiyorlar. 
Üniversiteler ve akademisyenleri çok fazla anlatmaya sanırım gerek yok, “biz bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzaya açılıp bir sürü sözde akademisyen bu paçavrayı imzaladığı sırada biz 793 şehit veriyorduk hendek teröründe bunlarla ilgili başka söz sanırım israf olur.    
Kısaca çektiğimiz bu fotoğraf PKK’nın ülkemiz içinde nefes alması hatta büyümesi için çok verimli bir ortam oluşturmaktadır. 
Birde bu kutuplaştırma hikayesini bu fotoğrafla birlikte okumakta sanırım çok büyük fayda var. Yani bu çekilen fotoğrafta PKK’ya karşı birlik olmak, hangi siyasi görüşten olursak olalım omuz omuza vermek gerekirken muhaliflerin aldığı pozisyona bakarak kutuplaşmamak sanırım imkansız. 
Terör örgütlerinin yaşayabilmesi için uluslararası destek şart demiştik yazının başında. 
Öcalan’ın savunmaları bu destekleri anlatan sayfalarla dolu. Fakat bugün bu sayfalara da ihtiyacımız yok ABD savunma bütçesinden pay ayırarak, silah, mühimmat, her türlü araç gereç ve teknik destek vererek daha önceleri gizli olarak verdiği desteği yıllardır açık seçik verdiğini kendisi beyan ediyor. 
Binlerce tır dolusu verdiği destek yetmediği gibi, mayın eşeği veya ucuz maliyetli kara gücü olarak kiraladığı PKK’yı kendi bayrağının altına saklayarak sınırımızda plan yapıyor.  
Bölgemizde, iç karışıklıkların, sınırlarının değişmediği çok az ülke kaldı sanırım hepimiz bunu çok net görüyoruz. 
En uzun kara sınırlarımıza bile baktığımızda Irak’ın bölünmüşlüğü, iç kargaşası, Suriye’de süren küresel paylaşım ve hesaplaşma, milyonlarla ifade edilen insan kaybı, maddi kayıp, göçler v.s. çoğumuzu üzüntüye sevk etse de aslında bir endişeye de sevk etmesi gerekiyor mu?  
Bu gelişmeler sıranın İran’a ve Türkiye’ye geldiğini çok net anlatıyor. Suriye’nin kuzeyinde ABD tarafından kurulmaya çalışılan terör koridoru, ülkemize karşı yürütülen psikolojik ve silahlı eylemler, bizim topraklarımıza, bizin devletimize vatanımıza karşı bir planı çok açık şekilde ortaya koymuyor mu? 
Bu ülkede yaşayan, hangi siyasi görüşten, hangi milletten, hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun, bu ülke için kalbi çarpan hepimizin önünde
iki seçenek var, ya bu plana tabi olup, ekonomik anlamda kısa süreliğine rahatlayıp, manda olarak yaşayacağız ya da ülkemize, vatanımıza, bayrağımıza sahip çıkarak 15 Temmuz’da ki gibi bu planı plan yapanların boynuna geçirip Büyük ve Bağımsız Türkiye’yi var etmeye devam edeceğiz.  
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.