Önceki gün HDP İzmir İl Binasına bir kişinin yaptığı silahlı saldırı ve orada Deniz Poyraz isimli kadının öldürülmesinin ardından yine devlet millet düşmanları sahneye çıktı. 
Bu ülkede kimsenin kimseye saldırma ya da öldürme hakkı olamaz. 
Suç varsa devlet cezasını keser, kimse kendini devletin yerine koyarak ceza kesmeye kalkamaz. Kalkana da devlet gerekeni yapar. 
İzmir’deki olaylın açık bir provokasyon olduğu ortada. Birileri bu ülke karışsın iç savaş çıksın diye adeta kaidesini yırtıyor. Ne yazık ki içteki ve dıştaki düşmanlar bir dakika bile durmuyor ve oyun kuruyor. 
İzmir’de HDP’li kadının ölümüyle sonuçlanan saldırının ardından Güneydoğu’da AK Parti ilçe binasına yapılan saldırı, yine başka bir AK Parti İlçe Başkanının kardeşine yapılan silahlı saldırı… 
Belki başkaları. Durmuyorlar. Millet birbirine düşsün diye akla hayale gelmeyen oyunlar oynuyorlar. 
İzmir’de yaşanan hadiseyi Ülkücüleri üzerine yıkma girişimi sonuç vermedi. Dahası kamuoyunda öyle bir hava estirildi ki, aman Allah’ım. 
Zalim bir devlet zalim bir millet var sanırsın bu ülkede. Oysa, teröristi bile sağ yakalamayı önceleyen bir devlet, tüm yaşananlara rağmen birliğini ve beraberliğini kaybetmeyen bir millet var bu ülkede. 
Bu ülkenin bir şehrinde bir ofise bir büroya girip insan öldüren bir kişi, katildir, alçaktır. Lanetliyoruz. Teröre destek verende alçaktır ve teröristtir onu da lanetliyoruz. 
Deniz Poyraz isimli kadının babası, kızının ölümünün ardından arsızca utanmazca PKK terör örgütü propagandası yapıyor. 
Bunu lanetleyen var mı? Devlete ağır hakaret edenlere ses çıkaran var mı? Kimse kimseyi öldürmemeli. Buna devlet asla fırsat vermemeli. En ağır cezalarla caydırmalı. Hemfikiriz. 
Peki, böyle bir provokasyonun ardından evlat acısını bir kenara bırakıp 'PKK'nın hakkını ödeyemeyiz' diyerek teröristlere övgüler dizen Poyraz'ın babası Abdülilah Poyraz’a ve bu zihniyete ne diyeceğiz? 
Durmuyor üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kürtleri öldürmek istediği şeklinde skandal ifadeler kullanıyor.  Öldürenle bu karakter arasında ne fark var izah edebilen var mı? 
Bin yıllık kardeşliği bir kenara bırakıp, bu ülkenin vatandaşlarını bir birine düşürmeye kalkanlara devlet en sert şekilde cevap vermek durumunda değil mi? 
Deniz Poyraz’ın ardından ağıt yakanların aynı şekilde basanının devletimizi ve milletimizi hedef alan sözlerine tepki vermesi gerekmez mi? 
AK Parti ilçe binasına yapılan saldırıya aynı sesi yükseltmek durumunda değil mi bu meseleyi sahiplenenlerin. 
HDP üzerinden sadece HDP’nin değil belli muhalefet partilerinin provokasyon siyasetine soyunmalarının anlamını izah edebilir miyiz? 
Evet Deniz Poyraz’a yapılan saldırı kabul edilemez. Evet lanetlenmeli. Evet, kimse bu ülkede başka birinin tırnağına dokunamamalı. 
Ve de kimse provokasyon yapamamalı, kimse bu tür olaylar üzerinden devleti milleti hedef almamalı, alamamalı. Hep öldüreni hem de öldürenlere methiye düzenleri kınamak lanetlemek durumundayız. 
Yoksa istismar siyaseti yaparak ve bir sonraki seçimler için bu ülkenin Kürt vatandaşlarını istismara yönelen bir yöntem, herkes için bir felaket sonucuna gider. Türk devleti güçlüdür. Türk milleti de güçlüdür. Onun bir parçası olan Kürt vatandaşlar da öyle. 
Buradan bir iç kargaşa bir iç savaş ya da istismar durumu çıkarmaya kalkanların son tahlilde bir kez daha hayallerinin suya düşeceğine eminiz.