Cumhuriyet tarihinin çok başarılı olacakken üzerine siyaset kurulması sonucu bir anda yok olan Köy Enstitüleri, eğer dönemin ideolojik saplantıları olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti’ne çok şey katabilirdi.
Ki hala da katabilir. Yani Köy Enstitüleri’nde verilen derslere müfredatın masaya yatırılması, eğitimde bu modelin geliştirilmiş bir modelinin uygulanmaması için neden yok.
Öyle ki, bu ülkenin kendi kaynakları üzerinden bilime ve sanayiye daha çok ihtiyacı var. Ama tarıma, hayvancılığa da çok ihtiyacı var. Köy Enstitüleri gerçekten yararlı olabilecekken ne yazık ki ideolojik saplantılar nedeniyle geliştirilmek yerine yok edilmiştir. Oysa, şöyle sıralamak gerekirse Köy Enstitüleri’nde verilen dersleri ve hedef alanlarını, arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu.
Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu.
Okulların 5 yıllık eğitim sürecinde eğitim formatında derslere göre dağılım da şöyleydi: Kültür Dersleri 114 hafta, Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58 hafta, Teknik Dersler ve Çalışmalar 58 hafta, Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30 hafta… Beş yıllık eğitim süresince kültür derslerinin içeriğinin toplam saatleri ise, Türkçe 736 saat, Matematik 598 saat, Fizik 276 saat, Tarih 232 saat ve Yurttaşlık bilgisi 92 saat.
Hasılı Cumhuriyet döneminin en tartışmalı konularından biri olan ve tartışılmaya da devam edecek olan Köy Enstitüleri’nden esinlenen yeni bir model uygulaması belki bir gün gündeme gelir. Ancak özellikle eğitim alanında ideolojik saplantıların ne kadar vahim sonuçlar ortaya çıkarıyor buradan belli. Başarılı olma ihtimali olan bir sistemi sırf siyasi saplantıları nedeniyle ideolojik kurumlara çevirmenin sonucu, köy Enstitüleri gibi hüsranla sonuçlanan hikayeleri de beraberinde getiriyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Elif Sucu
Köy Enstitüleri üzerine…
Cumhuriyet tarihinin çok başarılı olacakken üzerine siyaset kurulması sonucu bir anda yok olan Köy Enstitüleri, eğer dönemin ideolojik saplantıları olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti’ne çok şey katabilirdi.
Ki hala da katabilir. Yani Köy Enstitüleri’nde verilen derslere müfredatın masaya yatırılması, eğitimde bu modelin geliştirilmiş bir modelinin uygulanmaması için neden yok.
Öyle ki, bu ülkenin kendi kaynakları üzerinden bilime ve sanayiye daha çok ihtiyacı var. Ama tarıma, hayvancılığa da çok ihtiyacı var. Köy Enstitüleri gerçekten yararlı olabilecekken ne yazık ki ideolojik saplantılar nedeniyle geliştirilmek yerine yok edilmiştir. Oysa, şöyle sıralamak gerekirse Köy Enstitüleri’nde verilen dersleri ve hedef alanlarını, arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu.
Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu.
Okulların 5 yıllık eğitim sürecinde eğitim formatında derslere göre dağılım da şöyleydi: Kültür Dersleri 114 hafta, Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58 hafta, Teknik Dersler ve Çalışmalar 58 hafta, Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30 hafta… Beş yıllık eğitim süresince kültür derslerinin içeriğinin toplam saatleri ise, Türkçe 736 saat, Matematik 598 saat, Fizik 276 saat, Tarih 232 saat ve Yurttaşlık bilgisi 92 saat.
Hasılı Cumhuriyet döneminin en tartışmalı konularından biri olan ve tartışılmaya da devam edecek olan Köy Enstitüleri’nden esinlenen yeni bir model uygulaması belki bir gün gündeme gelir. Ancak özellikle eğitim alanında ideolojik saplantıların ne kadar vahim sonuçlar ortaya çıkarıyor buradan belli. Başarılı olma ihtimali olan bir sistemi sırf siyasi saplantıları nedeniyle ideolojik kurumlara çevirmenin sonucu, köy Enstitüleri gibi hüsranla sonuçlanan hikayeleri de beraberinde getiriyor.