SON DAKİKA
Hava Durumu

Demire işlenen düşler

Metallerden heykel yapma fikri nasıl oluştu? 1950 yılında ilk okul 1’e  gidiyordum ben. Babam da at arabacısıydı Kayhan’da ara sıra ona öğlenl

Haber Giriş Tarihi: 12.02.2017 00:30
Haber Güncellenme Tarihi: 12.02.2017 02:30
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Demire işlenen düşler
Metallerden heykel yapma fikri nasıl oluştu?

1950 yılında ilk okul 1’e  gidiyordum ben. Babam da at arabacısıydı Kayhan’da ara sıra ona öğlenleri yanına giderdim  ben. Orda bıçakçı kama yapanlar şişli baston yapanlar var idi. Kayhan’da 5- 10 tane dükkan vardı o zaman oralarda oraları geziyordum. Onlar hoşuma gidiyordu benim. En sonunda ben dedim babama: ‘’Baba okumayacağım ben sanatkar olmak istiyorum. “1950 yılında orda bir bıçakçının yanına çırak olarak girdim. İki buçuk lira haftalık verdi bana ben de sevindim dedim babama: “İki buçuk lira haftalık kazandım.’’ Bir kaç hafta sonra babam ona vermiş ona versin diye sonra onu öğrendim. O zamanlar eti senin kemiği benim derlerdi. Şimdi çırak yetişmiyor,  herkes paraya bakıyor ; kaç para vereceksin baştan konuşuluyor  ,eskiden eti senin kemiği benim denilirdi. Al sana çırak öğret deniliyordu, sanatkar olsun deniliyordu öyleydi yani.

Öğreniminizi bıraktığınıza hiç pişman oldunuz mu ?

Hayır. Pişman olmadım ben. Çünkü benim 25- 30 tane ödülüm var. Okusaydım ne olurdum bir yerde memur olurdum ,ondan sonra emekli olurdum. Buydu yani ama bu benim özelliğim kimisi gülüyor espri yapıyorsunuz diyorlar. Bu benim özelliğim ben ilk okul 1’e kadar okudum hepsi bu.



Bıçakçılık mesleğine ne zaman ve nasıl girdiniz?

Ben mesleğe 1950 yılında girdim zaman kama hançer yapılıyordu.1953 yılında kama, hançer, şişli baston, kılıç yapmak yasaklandı meclis kararıyla. 6136 sayılı ateşli silahlar kanunu ile  kama hançer kılıç yapmak yasaklandı. O zamanlar bıçakçılık bocalama geçirdi. Tekrar kama yapanlar ekmek bıçağına sebze, meyve , kasap bıçağına döndü. Tekrar bir bocalama geçirdiler ve yapılan bıçaklar kontrol altına alındı. Devlet bir damga vermişti valiliğe gidiyorsun yaptığın bıçakları orda polisler kontrol ediyorlar. Sivriyse ucunu kütleştir getir diyorlar. Fakat teknolojiye yenik düştük. Biz şimdi Çin’den gelen bıçaklar 3-5 liraya satılıyor.  Biz imkanı yok onun ambalajını bile yapamayız. Öyle bir bocalama geçirdi. Meşhur Bursa bıçağımız yavaş yavaş yitirilmeye uğraşılıyor.

TUNUS CUMHURBAŞKANINA ÖZEL TASARIM

Yaptığınız eserlere yurtdışından da ilgi oldu mu?

1968 yılında sayın Vali Ertuğrul Ünlüer ,o zamanın valisi beni çağırdı. Bende 29 yaşındaydım aşağı yukarı o zamanlar Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba’nın Bursa’ya geleceğini söyledi. Ona takdim edilmek üzere Bursa bıçağına meşhur bir şey yapalım dedi. Bende bir tasarım yaptım. Bir kılıç pala vari onun üzerine Bursa’nın simgeleri Yeşil Türbe’yi, Süleyman Çelebi’yi, camileri, teleferiği işleyerek ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazarak Osmanlı motifleriyle işledik. Öyle bir eser yaptık  o zamanlar Çelik Palas’ta ona takdim ederken protokol sen de gel dedi. Senide merak eder dedi, gittik; sonra merak etmiş , Tunus Cumhurbaşkanı benim 3-4 kere elimi sıktı. Bursa’nın o jesti hoşuna gitti. Sonra 1969’da Charles de Gaulle Türkiye’yi ziyarete gelecek; fakat programda Bursa’ya da geleceği de yazılıyor. Vali bey çağırdı Ertuğrul Ünlüer dedi: ‘’ Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle gelecek, ona da bir şey hazırlayalım’’ ona da güzel bir şey hazırladık ;fakat öğrendik ki bursa programdan çıkarılmış sonra bir kutu yaptırıp Elize Sarayı’na gönderdik. Ben içine kartımı da koydum. Sonra bana teşekkür mektubu geldi. Para gibi mektup ışığa tuttuğun zaman içinde şövalye var. Sonra tekrar bir mektup daha geldi, beni Fransa’ya davet etti; fakat ben hazırlık yaparken 1972 yıllında kalp krizinden öldüğünü duydum. Gidemedim. Ama sanatın beşiği olan  İtalya ve Fransa’yı görmek istiyorum. Hem Charles de Gaulle’ün  mezarını ziyaret etmek istiyorum hemde kültür açısından Bursamızı tanıtmak istiyorum.

Yazılı ve görsel basında sizin sanatınız ile ilgili  haberler var , bu konuda neler düşünüyorsunuz?

2002 yılında Daily News benim hayatımı yayımlamış. Orda internetten çıkardım ben kocaman 1 sayfa İngilizce tercüme edipte. Bursa adına bunlar gurur verici şeyler... Şu anda ben 75 yaşındayım. Hala sanatın kıyısından köşesinden tutmaya uğraşıyorum. Çünkü sanatı seviyorum ben kahveye çıkmıyorum ,içki içmiyorum; kumar oynamıyorum, kendimi sanatla daha mutlu hissediyorum. O gün bir şey yapmıyorsam suçlu hissediyorum kendimi… Yani o gün bir şey üretmediysem eve mutsuz dönüyorum; ama bir şey yaptıysam o gün mutluyum yani bu sanat ibadet gibi, elhamdülillah gibi insanın içine işlemiş yani .Bu hala devam ediyor bende.

Bursa’da bıçakçılığın günümüzdeki durumu nasıl?

Yapan ustalarda pek kalmadı. Birde bu yasak girince ortaya, esas sanatkarlar dönüşüm yaptılar; fakat teknolojiye yenik düştüler.  Şimdi günümüzde de Sayın Belediye Başkanımız Recep Altepe, eski bıçakçılardan babası da onun bıçakçılardandı tekrar yarışma yapmak suretiyle bu sene yine yapılacak olan bıçak tasarım yarışmasına ödülle kalkındırmaya uğraşıyor.

Gençlerden ilgi var mı ?

Biraz bizim mesleğimiz tehlikeli iş, iki fırçayla olacak iş değil; yok eline vurur, yok parmağını vurur, biraz tehlikeli iş ben ancak 65 senede biraz kendime hakim olmaya başladım. Elime vururken ederken zor yani.

Çırağınız var mı?

Yok . Ben çocuklarıma öğrettim. Beş tane çocuğum var benim. 13 tane de torunum var .Sayın Cumhurbaşkanımız geçenlerde ödül töreninde Şener Şen’le muhabbetinde ödül verirken, ona ‘’Hep kopya çektik ;ama onu da beceremedik ‘’dedi .Sanatta biz de biraz yavan kaldık diyor. İnşallah bundan sonra sanata karşı duyarlı olurlar. Bizim gibi insanlar bir daha yetişmez,  yani herkes paraya pula bakar, uğraşmaz.

DÜŞLERİN DEMİRLE BULUŞMASI

Eserlerinizi oluştururken nelerden ilham alırsınız?

Ben kitap bile okumuyorum. Bir şeyden yararlanacağım , esinleneceğim diye… Ben kendi kafamdakini metale uyguluyorum. Metali de çok seviyorum. Onu döverek ısıtarak, yamultarak ona estetik biçimler vermek benim hoşuma gidiyor ve yaptığım şeyde tek olmuş oluyor, hiçbir yerden kopya falan değil yani .Cumhurbaşkanımıza yaptığımız 16 devleti anlatan yıldızlar falan… Bir buçuk iki sene öce Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bursa’ya geldiği zaman, Recep Altepe istemişti yapmıştım ona takdim etmiş. Bunlar da gelecek kuşaklara aktarılması için benim arşivimde duruyor.

Sanat sizin için ifade ediyor?

Amaç sanat için sanat. Sanat doğar, asla ölmez .O benim deyimim, her şey ölür ama sanat yaşar ,sanat doğar asla ölmez. Bir yerden kazmanın ucuna takılır bir yerden çıkar yani.  Ben toplum için sanat yapıyorum. Topluma ulaşmayan sanat olmaz .Bir köşede yaşayacak sanat. Bir vitrin süsleyecek ,büfede duracak yani benim amacımda oydu. Bıçağı büfelere sokmak bıçağı kullanımının dışında kullanmak.

Bundan 50-60 sene önce bir mutfak kültürü vardı. Sebze bıçağı ayrı , ekmek bıçağı ayrı, komposto bıçağı ayrı ,peynir bıçağı, ayrı pasta bıçağı ayrı hepsinin bıçağı ayrıydı. Şimdi bir tane bıçak görüyoruz gurme programlarında,  kocaman bıçak elinde kurban bıçağı gibi hepsini onunla kesiyor. Bütün hepsi ayrıydı. Zaten bıçakçılığın meşhur olmasındaki sebep eski ustalarımızın ihtimam göstermesiydi. Bıçağın çeliğine, suyuna, işçiliğine önem verdiği için bugüne kadar gelmiş zaten… Şimdi günümüzde Avrupalılar preste basıyorlar makinada suluyorlar makinada taşlıyorlar.

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.