SON DAKİKA
Hava Durumu

Hakikatin Peşinde(3) / Kara kıtanın parlak yıldızları

  Su yoktu, yemek yoktu, tuvalet yoktu, arabada şarj edebildiğimiz telefonumuz çekmiyordu, hastalıklar vardı, vahşi hayvanlar vardı... &n

Haber Giriş Tarihi: 25.12.2015 14:36
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2015 15:36
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Hakikatin Peşinde(3) / Kara kıtanın parlak yıldızları
 
Su yoktu, yemek yoktu, tuvalet yoktu, arabada şarj edebildiğimiz telefonumuz çekmiyordu, hastalıklar vardı, vahşi hayvanlar vardı...
 

 

2 BETÜL (5)Uçakla 6 saatlik yolculuğun ardından başkent Addis Ababa’ya vardım. Yolculuk planımdan bahsetmiş olduğum İtalyan bir kız arkadaşım da bana eşlik etti. Ben de pek çok insan gibi her şehrin, her mekanın kendi ruhu olduğuna inanırım ve belki de insanın içinde bulunduğu hal ile etkileşime girip herkese başka biçimde sunar kendini. Varışımda havaalanı kontrollerinden geçer geçmez şehirle ilk buluşmamda, sessizliğin bana ilk kez bu kadar çok şey anlattığını tecrübe ettim.

Addis Ababa’da geçen günümüz araba kiralamakla, güneye, ilkel kabilelere doğru gideceğimizden yol güzergahımızı belirlemekle, yolda bir noktadan sonra bulamayacağımızdan ötürü, varillerle arabaya benzin depolayıp hortumla nasıl koyacağımızı öğrenmekle ve yiyecek, içecek stoğu yapmakla geçti.

 

2 BETÜL (2)

BEN DE ONLARDAN KORKUYORDUM ASLINDA

Yolun kendisi , şahit olduklarımız öyle farklı noktadan hayatı gösteriyordu ki kendi gerçekliğimden uzaklaşmanın bilinmez haline bürünmüştüm. Pek çok yerde sadece toprak  yol olduğundan ve hayatlara karışarak yolculuk yapma düşüncemizden dolayı 600-700 km yolu günlerce araba kullanarak gittik. Uygun yerlerde çadırımızı kuruyor, yemek olarak da konserverlerimizi yiyorduk. Çadırımızın önüne serdiğimiz örtünün üzerine uzanıp  gökyüzünü izlemenin keyfi bir yerde yoktu,  yıldızları ilk kez bu kadar parlak ve ihtişamlı görüyordum. Bir kalemin ya da bir t-shirt’ün bir insanın yüzünde bu kadar içtenlikle yarattığı mutluluk ifadesine tanık olmak eşsizdi. İlkel kabilelere vardığımızda durum iyice başka bir hal almıştı. Genel manadaki zorluklar tüm yoğunluğu ile bizimleydi. Su yoktu, yemek yoktu, tuvalet yoktu (ya da dünyanın en büyük tuvaleti vardı), arabada şarj edebildiğimiz telefonumuz çekmiyordu, hastalıklar vardı, vahşi hayvanlar vardı... Onlar benim için ben onlar için ilginçtim... Her yerime dokundular, beni incelediler, zaman zaman korktular... Ben de onlardan korkuyordum aslında... Sonra birbirimizden zarar görmeyeceğimizi anladık..

HER GÜN YENİDEN HAYATTA KALMA MÜCADELESİ

Beraber  15 gün geçirdik. Burada sabah kalkınca tek bir düşünce vardı; avlanmak ve yiyecek bulmak. Her yeni gün, yeni bir hayatta kalma mücadelesiyle başlıyordu. Bu mücadele o koşullarda yaşamaya alışık olmayan ben ve kız arkadaşım için de oldukça zorlayıcıydı. Ülkemdeki gündelik hayatımın bulanıklaştırdığı zihnimle tüm iplerimi kopartmıştım. Kendime başka bakıyordum ama acaba ne kadar sürecekti.. Artık daha çok anlamak istiyordum, hayatın farklı cephelerini  görmek, bir şeyler yapabilmek için imkanlar yaratmak, kendime bakmak, kendimi bulmak ve bilmek istiyordum... Ve anladım ki karşılaştığım her olay, sıkıntı, insan, yaşadığım her tecrübe aslında benim kendimi bulma yolumda vesileler.. Kendini bilen rabbini bilir denmişti bana... Kendimi bilmek istiyordum... Günlük oyalanmaların aklımı rehin tutmasına izin vermek istemiyordum. Aynı zamanda ancak başka çağlarda yaşadığım bu insanların beslenememekten, basit hastalıklardan çaresizce ölümüne ya da ölümü bekleyişine artık bir ekranın arkasından tanık olmuyor,  yakınlarında bulunarak bu duruma temas ediyordum. Kendimi yeniden bulmalı  ve birileri için daha fazla şeyler yapabilecek yollara girmeliydim.

Dönüşüm Cumartesi günüydü, Pazar günümü sadece yıkanarak geçirdim,  ve  şükrettim, ağlayarak, saatlerce… Pazartesi günü işe gidip ilk toplantıma katıldığımda içimden bir şey bana ‘’Ne oluyor ya ?? ‘’ diye sordu, bu soruyu kendime ilk kez bu kadar samimeyetle sorduğumu sanıyorum... 1 ay sonra biletimi Filistin için aldım.

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.