SON DAKİKA
Hava Durumu

Hakikatin Peşinde-8: Tek ülke, çok yaşam PAKİSTAN

Taliban’a mücahit yetiştiren medreseler, İslami merkezde yaşamasına rağmen Cuma namazına gitmeyen erkekler, saçlarının yarısını renkli şalla

Haber Giriş Tarihi: 15.01.2016 13:01
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2016 14:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Hakikatin Peşinde-8: Tek ülke, çok yaşam PAKİSTAN
Taliban’a mücahit yetiştiren medreseler, İslami merkezde yaşamasına rağmen Cuma namazına gitmeyen erkekler, saçlarının yarısını renkli şallarla kapatan kadınlar ve tank üzerinde keskin nişancıların koruduğu sokaklarla farklı yaşamların kesişme noktası Pakistan….
2 BETÜL (4) (1)

‘’Aynı gökte uçarIar, Iakin karganın dünyası başka, şahininki başkadır.’’ der İkbal. Modern dünyada ekonomik koşullar bireyler için farklı dünyalar inşa etseler de , asıl olarak kişinin ‘’bakışıyla, algılayışıyla’’ kendisine inşa ettiği dünya çok etkilidir. İnsanların, fiziksel olarak aynı ortamda bulunsalar da, manevi olarak farklı yerlerde farklı kademelerde olduklarına inanırım. Birbirimizi ıskalayışımız çoğu zaman bundandır.

Daha iyi bir eğitim düzeyine, daha iyi bir kariyere sahip olma arzusu; sıradan olduğumuzda saygın ve rahat bir yaşam süremeyeceğimiz yerlerde daha güçlü bir şekilde kendini gösteriyor. Benim gözlemlerimce Pakistan da böyle. Aynı ülkede birbirinden her açıdan çok farklı hayatlar yaşanıyor. Hem ekonomik koşulların aşırı farklılığı hem de hayata bakış yüzünden. Terör , politik istikrarsızlık ve enerji sıkıntısı yüzünden iş olanakları çok kısıtlı. Halk genel olarak fakir. Okula gidemeyen milyonlarca çocuk var. Sıkı bir dini eğitim verdiğini iddia eden ancak Taliban’a mücahit yetiştirdiği kanıtlanan yüzlerce, binlerce medrese bulunuyor. Hayat İslam ekseninde yaşanıyor. Ancak bu sokakta değil, insanların söylemlerinde fark ediliyor. Cuma namazı vaktinde namaza gitmek yerine caddelerde dolanan, sağda solda çömelip oturmuş  çok fazla erkek görmek mümkün.  Bazı lüks sayılabilecek yerler haricinde sokakta kadınların oranı çok düşük. İran’da var olan kadınlar için saç kapatma zorunluluğu, burada  yok.

2 BETÜL (3) (1)

Kadınların kapalılığı da Arabistan’daki kadından çok farklı. Saçın yarı kısmını açıkta bırakan, başa sadece bir şal atılmış şekilde. Çok zengin olan, yurtdışında ,çoğunlukla İngiltere’de eğitim görmüş, Avrupalı gibi yaşayan küçük bir oranda elit bir zümre bulunuyor.  Saygı ve değer görmenin koşulu, sahip olduğunuz ekonomik durum ve statüyle ilgili olduğundan çok katı bir ast üst ilişkisi var. Kornaların hiç susmadığı, düzensizliğin bir düzene dönüştüğü, kuralsız trafikte genellikle eski, sağı solu çarpık araçlar bulunuyor. Şehirlerde pek çok yerde kontrol noktaları var. Taliban tehdidinin sürekli devam ettiği Pakistan’da yol kenarlarında tanklar üzerine konuşlanmış ‘sniper’ diye bilinen silahlı nişan alıcılar mevcut. Zenginlerin evleri yüksek duvarlarla çevrili ve silahlı korumalar ile 7/24 koruma altında. Yabancılar, özellikle beyaz tenli ve sarışınsa çok değer görüyor. Kadınların genelinde beyazlaşma ve beyaz tenli olmakla ilgili bir arzu var. Bununla ilgili olarak da beyazlatıcı kremler Pakistan’da en çok satılan ürünler içinde. Solarium’un yaygın olduğu, sahillerde saatlerce güneş altında bronzlaşma adına zaman harcayan benim gerçekliğimin insanından son derece farklı bir bakış. Hindistan ve Pakistan’daki bu durumu, yüzyıllar boyunca İngiliz sömürüsünün yarattığı sosyopsikolojik hale bağladım.

İNSANLARIN ÖZÜ BİR YERDE AYNI

Kendi gerçekliğimden bambaşka bir yerdeydim yine. Yaşamın görüntüsü bu kadar farklılık gösterirken, bireysel konuşmalar yaptığım tüm insanlarla yakaladığım sıcaklık, insanın özünün aynılığına delalet ederek beni daha bir umutlandırıp, mutlu kıldı. Kendine dayatılandan başkasını tecrübe etme şansı olmamış, hayatına bir anlam vermek için eğitim, iş, ailesel koşullar ve ekonomik yeterliliklerden yoksun, ne yapacağını bilmez büyük bir insan kitlesi gördüm burada. Bu insanların bir başkasına zarar verebilecek hale dönüştürülebilmesinin önüne geçmek için, kendimizi koruma adına yüksek duvarlar inşa edip silahlar edineceğimize, payımıza düşen sorumluluğu alarak herkes adına bir şeyler yapabilme isteği taşımak çok mu hayalci bir bakış olur diye düşündüm.

NEHRİN BAŞINA GİTMELİ BELKİ DE…

Zamanında basit ama anlamlı bir hikaye okumuştum. Azgın suların aktığı nehrin kıyısında duran bir adam boğulmak üzere olan bir kadını kurtarır, sonra başka birinin boğulmakta olduğunu görüp nehre atlar onu da kurtarır, sonra birini ve başka birini daha. Çok yorulmuştur, artık gücü kalmamıştır, o sırada yanına yaklaşan adam ‘’Sen burada ne yapıyorsun, bu insanları kurtarmaya çaba harcayacağına ,nehrin başında bu insanları nehre fırlatan bir adam var, onu durdur’’ der. Bir şeyin sonucuyla uğraşmaktansa,  nedenini ortadan kaldırmak daha akıllıca ve etkin bir yöntem.

İkbal bana fısıldıyordu yeniden ‘’Sen yırtıcı şahinsin, kafes ile sakın arkadaş olma! Davran, aç kanadını ta ufukIara süzüI.’’ Dünyayla daha çok yüzleşmek , daha çok anlamak için biletimi bu sefer Irak’a almıştım.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.