SON DAKİKA
Hava Durumu

Kürdistan Bayrağı

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2017 22:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2017 22:30
Barzani’nin son Ankara ziyareti ile birlikte bir “Kürdistan Bayrağı” tartışması fırtına gibi esmeye başladı. İktidar Partisi, muhalefet partileri fena halde atışmaya başladılar. Bir tarafa göre ortada “rezalet” sayılacak durum varken diğer tarafa göre olağan dışı bir durum yoktu. Durumun nasıl olduğu zaten tartışılmaktadır ama bir fırtınaya neden olduğu kuşku götürmez.

İktidar sözcülerine bakılırsa Irak Anayasası’na göre Irak’ın kuzeyi “Kürdistan Bölgesel Yönetimi” adıyla ayrı bir federe yönetimine sahiptir; ayrı bir bayrağı, hükümeti, meclisi vardır. Bu yüzden Kürt Bölgesel yönetimi temsilcileri karşılanıp uğurlanırken, Irak’ın bayrağı ile birlikte, Kürt Bölgesel Yönetiminin bayrağı da göndere çekilir. Bu uygulamada yadırganacak bir durum yoktur. Çünkü Kürt Bölgesel Yönetimi ve onun başkanı Barzani, Türkiye’nin dostudur, müttefikidir.

Ancak Barzani tarafının ne kadar dostça davrandığı kuşkuludur. Çünkü Irak’ın kuzeyi, Kürt ve Türkmen bölgesi diye iki ayrı bölgeden oluşurken, 2003 ABD işgalinin ardından Barzani yönetimi Türkmen bölgesini bir savaş ganimeti görmeye buna göre nüfus kaydırmalarına devam etmektedir. Üstelik Barzani yönetiminin tv’lerinde sabah akşam hava durumu vb programlarında Türkiye’nin önemli bir kesimi “Kürdistan” sınırları içinde gösterilmektedir. Barzani yönetiminin dostluk anlayışı ne tv’lerinde ne de Türkmen bölgesinde bir türlü kendini belli etmiyor. Biri birlerinin topraklarında gözü olan komşuların arasında nasıl dostluk olacağı sorusuna cevap vermek kolay değildir. Ya da Türkiye’nin TRT’sinde Bölgesel Kürt Yönetim alanı Türkiye sınırları içinde gösterilse, Barzani yönetimi bunu dostluk sayar mı? Muhtemelen saymayacaktır. Ama kendisinin dostça saymadığı bir işi, komşusuna karşı yapma hakkını nereden almaktadır?

Türkiye koşar adım 16 Nisan referandumuna gidiyor. Referanduma evet denilmesini isteyenler, Türkiye’nin beka sorunu için evet çağrısı yaptıkları gibi hayır denilmesini isteyenler de beka için hayır çağrısı yapıyorlar. Beka vurgusu her ne kadar izafi ise de tarafların bu referandumu çok önemsedikleri görülüyor. Ak Parti referandum için MHP ile birlikte bir cephe oluşturmuşken, şimdi bu cephede çatlağa, kuşkulara yol açacak Barzani ziyaretinin isabetli olmadığı açıktır. Bu ziyareti ayarlayan iradenin zamanla konusunda isabet etmediğini söylemek icap eder. Barzani bu ziyaretini mayıs ayında yapabileceği gibi, Türkiye’den ziyarete gidecek bir bakan marifetiyle de Barzani ile lazım gelen gündem karara bağlanabilirdi.

Türk’ün bayrağı gibi Kürd’ün de bayrağı olabileceğini herkes bilmeli kabul etmelidir. Bizim bayrağımız olabilir ama Kürd’ün bayrağı olmaz, olmamalıdır görüşü hem sorunludur hem de ahlaki değildir. Ama Kürd’de, Türk’ün ocağına bayrak dikme isteğinden vazgeçmelidir. Dönemsel şartların, rüzgarın esmesine bağlı olarak istediğimiz yerde bayrak gösteririz takıntısının kimseye bir fayda sağlamayacağı teslim edilmelidir. Bu durum kıyamete kadar sürüp gidecek bir düşmanlığın zeminin oluşturmaktadır. Oysa bu düşmanlık Türk’e bir şey kazandırmayacağı gibi Kürd’e de bir şey kazandırmaz.

Yüzlerce bayrağa tepki göstermeyenler, Kürdün bayrağına tepki göstererek ırkçılık yapıyorlar nakaratı anlamsız soruna karşı gözlerini kapatmadır. Kürdün bayrağı olamaz diye bir kural asla yoktur ve olamaz. Ama herkes komşusunun hakkını hukukunu da en az kendi hakkı hukuku kadar dikkate almalıdır. Alması en başta kendi çıkarınadır. Coğrafyanın bir kader olduğu asla unutulmamalıdır. Coğrafyanın kader olmasının bir sonucu olarak komşuların da bir kader olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir.

Lise terk İslamcı yazarların, “merak edilecek bir durum yoktur” diye ortalığa teselli verme çabaları da ne ölçüde etkili olur tahmin etmek zordur. Bu teselli dağıtanların müktesebatının Irak ve Türkiye şartlarını ne ölçüde ihata ettikleri de kimsenin malumu değildir. Ancak “Kadim Kürdistan” nakaratları bu müktesebatın bırakın sığlığını, telafi edilemez sefil bir cehalet içinde olduğunu göstermektedir. Barzani’nin günümüz şartlarında Türkiye’nin yanında bir müttefik gibi durma gayretine karşılık yakın geçmişte, Türkiye’ye karşı dostluk ve düşmanlık çizgileri arasında hayli med cezir yaşadığı bilinmektedir.

Dostlukların da düşmanlıkların da şartlara bağlı olarak yer değiştirmesi imkansız değildir. Buna karşılık Barzani’nin de İran ABD ve PKK üçgeninde kuşatıldığı, iktidardan al aşağı edilme ihtimalinin mümkün olduğu da bir sır değildir. Türkiye’nin doğudan güneyden kuşatılma çabalarının bir benzerine Barzani de muhataptır. Bu yüzden dostlukların kalıcı olması tarafların hassasiyetlerine dikkat edilmesi ile mümkün olacaktır. Barzani’nin IŞİD karşısında ki çaresizliğinde yanında olan Türkiye olduğu gibi, İran ve Irak’la yaşadığı sorunlarda da Türkiye’den daha yakın bir seçeneği yoktur. Türkiye’nin Barzani’yi sadece bir aşiret lideri gibi telakki etmesinin iticiliği kadar onun da Türkmen bölgesini yok sayması, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü önemsemez tutumu dostluğun önemli birer engelidir.

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.