SON DAKİKA
Hava Durumu

Kürtler hammal mı?

Yazının Giriş Tarihi: 02.06.2018 21:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.06.2018 21:30
“…Böylesi profildeki partilerin HDP’yi Türkiye’ye taşıyabilmesi ve halkla sıkı bir bağ dokuyabilmesi söz konusu olamazdı. Olamadı da zaten! Buna rağmen HDP girdiği her seçimde, bütün üyelerini orta büyüklükteki bir otelde toplayabileceğiniz partilerin temsilcilerini Meclise taşıdı. Böylece bu partiler, gerçekte sahip olmadıkları bir gücü HDP üzerinden devşirerek Türkiye siyasetinde güç sahibi oldu...” (Vahap Coşkun, HDP ve Kamburu. Serbestiyet)

Vahap Coşkun aynı yazıda HDP’nin yaptığını şu şekilde tasvir ediyor:
“Belki en iyisi, Beşikçi’ye kulak vermek. O, Mücahit Bilici’nin kavramsallaştırmasından esinle, bu durumu “hammallık” olarak niteliyor ki, haklı. Yapılan “Türk solunu TBMM’ye taşıma hammallığıdır.”

 Benim de bu köşede üç yıl kadar önce yazdığım ‘Kürt Memo Kimin/ Neyin Nöbetini Tutuyor’ (http://sehirmedya.com/yazarlar/kurt-memo-kimin-neyin-nobetini-tutuyor/)

 yazımda salt HDP’nin bileşenleri ile kurduğu ilişki bazında değil, tüm küresel güçlerle kurduğu ilişkiler bazında kimin, hangi projelerin, hamallığını yaptığına değinmiştim.

 

Geçenlerde Uğur Karaca’nın sunduğu ‘Empati zamanı proğramına (https://www.youtube.com/watch?v=4bbUNwkEydw) Altan Tan konuk olmuştu. Altan Tan diğer HDP siyasetçilerinin aksine kısmen de olsa PKK’yı da eleştiren bir yönü var. Ancak PKK’yı eleştirdiği her yerde ‘Devlet’i de eleştirmekten geri durmayarak söylediklerine ‘Hem nalına, hem mıhına’ süsü veriyor.


Ne söylüyor Altan Tan: (tefsiri ile)
“…Biz Ortadoğu’daki süreci yeterince doğru okuyamadık. Devletin neler yapabileceğini, neler yapamayacağını doğru göremedik…”
Tefsiri: Biz Devleti (Erdoğan’ı) bu kadar güçlü bilmiyorduk. Devlet sanki ‘Yürek yemiş’ gibi cesur, dayanıklı ve güçlü çıktı. Arkamızdaki güçlere bakarak güç sarhoşu olduk. Amerika’yı görünce devletin tırsacağını sandık. Yanıldık.
“…Amerika’nın, Rusya’nın, İran’ın Baas rejiminin, Gülen cemaatinin enfeksiyonlarını, süreci bozacak hamlelerini yeterince görmedik, göremedik…”
Tefsiri: Şeytanların vesveselerine direnemeyecek kadar zayıftık, zaaf içindeydik. Büyük ve küçük şeytanların oyuncağı haline geldik.
“…PKK kendine gerekçe üreterek… (gerekçeleri geveliyor) tekrar şiddet ortamını devreye soktu...”

Tefsiri: PKK küresel şeytanlarla yaptığı andlaşma gereği Erdoğan’ı başkan yaptırmama, devirme projesine silaha sarılarak başladı.
“…Kürt siyasetçilere şunu söylediler: --Kim söyledi: Yabancı diplomatlar, Konuştuğumuz, görüştüğümüz çevreler söylediler. Bazıları bunları alenen yazdı Amerikan, İngiliz gazetelerinde makaleler çıktı---
1. Ortadoğu’daki bütün sınırlar değişecektir.
2. Ak Parti iktidarı —özellikle de Sayın Recep Tayyip Erdoğan--- siyaseten gidecek. Hesabınızı, kitabınızı buna göre yapın. Ortadoğu’yu dizayn eden güçlerle birlikte kim çalışırsa onun da bir hissesi olur. Türkiye’ye rağmen bir yeni Ortadoğu kurulacak…”
Tefsiri: tanrısal güç atfettiğimiz şeytanların tetikçisi olup düşene bir tekme de biz vurmaya hazırlanmıştık. Böylece büyük şeytanların lütfuna mazhar olmayı hedefledik. Türkiye’nin ---özelde Erdoğan’ın ve Müslüman ahalinin büyük şeytanların projelerine direnebildiklerini öngöremedik. Onların da bizim gibi tırsak olduklarını hesapladık.

 

Röportajın bir yerinde Uğur KARACA soruyor:
“Kürtçe seçmeli ders öğretmenlerinin yetiştirilmesine PKK karşı çıkmasına rağmen halk istedi ve oldu dediniz. Aynı halk oy vererek seçtiği milletvekillerinin ve partisinin arkasında dursaydı, Parti de ‘burda aktör benim siz ikinci adamsınız… deseydi…”
Altan Tan: “Halk arkasında durdu. Burada en suçsuz olan halktır. Bu halk oy verdi. Para verdi destek verdi. Bütün pozitif şeyleri halk destekledi. Devlet ve iktidar doğru düzgün bir yol takip etmedi. PKK burada doğru düzgün bir yol takip etmedi. HDP iki tarafa da ‘Dur bunlar yanlış yeterince demedi, diyemedi.
Tefsir: PKK, PKK’lığını yaptı. Ama biz siyasetimizi yapamadık. Halktan aldığımız oya ihanet ettik. Halktan aldığımız oyla Fettönün, Aydın Doğan’ın kanalizasyonlarında hükümete veryansın ettik. Ama PKK’dan tırstık. Biz kalıbımızın adamı olamadık. Bize güvenen halkımızı yarı yolda bıraktık. Biz halkımızı hammal olarak gördük ve kullandık. Halkımızı Elin ABD’lisine, Rus’una, Fettö’süne, Çapulcusuna, Kemosuna, İbnesine, Anarşistine, Zibidisine, Esedine, Daeşine, solcusuna… satmaya kalktık. Devlet te devletliğini yaptı. Affetmedi. Yapmasaydı iyiydi.

 

Sonunda da Kürtlerin ‘Hammal’ olmadığını öğrendik.
Şimdi dersimizi ezber ediyoruz.
İnşaallah.

 

 

 

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.