SON DAKİKA
Hava Durumu

Kurultayın ardından Yeni CHP’nin Yeni Altı Ok’u

Yazının Giriş Tarihi: 03.08.2020 20:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.08.2020 20:20

24 Temmuz tarihli yazımızda CHP kurultayından çıkacak muhtemel PM/ MYK yapısını tahlil etmeye çalışmış, bu yapının tek amacının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, siyasi görüşü, pratiği ne olursa olsun her çeşit muhalifin CHP ile yol yürüyebileceği bir ortam hazırlaması olduğunu sizlerle paylaşmıştık.

Tek adaylı kongre, hemen herkesin öngördüğü, eklektik, yeni CHP’ye yakışır bir PM yapısıyla tamamlandı.

Kemal Kılıçdaroğlu ve yeni CHP için hazırlanmış delegenin ne laiklik ne de Kemalizm umurundaydı, yeni delege için varsa yoksa, Recep Tayyip Erdoğan’ı o makamdan indirmek ve bunun için herkesle yol yürüyecek genel başkanı ve ekibini bir an evvel partinin başına getirmekti.

Dolayısıyla, Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmasıyla ilgili talihsiz bir konuşma yaparak, “laiklik” vurgusuyla delegeyi etkilemeye çalışan başkan aday adaylarından İlhan Cihaner’i neredeyse kimse dinlemedi.

Cihaner’in “delege bana oy vermemek için baskıya uğradı, tehdit edildi, şantaj yapıldı, belediye başkanları delegeyi, aş ile iş ile tehdit etti” tepkisi bile “Adalet” pankartıyla yürüyen partinin delegeleri için hiçbir anlam ifade etmedi.

Kongreye damga vuran konuşma ise kurultay onur üyesi Nuriye Berberoğlu’ndan geldi. Konuşması defalarca kesilmek istenen Berberoğlu; CHP’nin uluslararası operasyona maruz kaldığını, Deniz Baykal’a ait olan kasetin Kemal bey’e kimler tarafından ulaştırıldığını, seçimler öncesi Kalamış’ta bir yatta yapılan “gizli” toplantıda, Abdullah Gül’ün yakın arkadaşı Tivnikli ailesiyle neler konuşulduğunu sordu. Bunlar çok önemli sorular olmasına rağmen, delegeler ve sorunun muhatapları tarafından kulak arkası yapılarak, konuşmacının mikrofonunun sesi kapatılmak suretiyle kapatıldı.

Bence Kurultay’ı özetleyen en güzel cümle yine İlhan Cihaner’in şu cümlesiydi

“Bu Kurultay iktidar kurultayı değil, parti içi iktidar kurultayıdır”. “Bu daha önceden kurgulanmış bir tiyatrodur”.

Daha güzel tarif edilemezdi bu tiyatro, kurultay öncesi ve sırasında yaşanan her şey, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında Abdullah Gül veya türevlerini ortak Cumhurbaşkanı adayı yapmak, hemen her siyasi görüşten muhalifi memnun edecek bir sonuç bildirgesi ve PM seçmek içindi.

13 maddelik bir bildiriyi açıklayan Kılıçdaroğlu;                                        

 Ekonomi başlığında “ekonomiyi demokrasi ittifakıyla düzelteceğiz” diyerek, Ali Babacan’ın Deva Partisine ve memuru CHP sözcüsü olan IMF’ye, Dış politika başlığındaki ifadeleriyle Ahmet Davutoğlu’nun stratejik derinliğine, yıllar öncesinden kalmış, Kürt Sorunu tanımlaması, “Demirtaş içerde kalmamalı” ve “bizde kayyum olmayacak” söylemiyle PKK’nın siyasi kanadına, Süleyman Şah türbesi söylemiyle İP’lilere, tutuklu gazeteciler başlığıyla FETÖ’ye partiyi kiralamayı vaat etti.

Aslında bu 13 madde ile Kılıçdaroğlu, yeni CHP’nin yeni Altı Ok’unu hem delegeyle hem kamuoyuyla paylaştı.  “Dostlarımızla beraber iktidar olacağız” sloganındaki “dostlar” satır aralarından bu şekilde ortaya çıktı.

Kurultayı bu özetle anlatmak sanırım yeterli. Muhtemelen yeni CHP’de, açıklanan yeni Altı Ok ile, yarılmalar görmek şaşırtıcı olmayacak, Muharrem İnce’nin yeni bir parti hazırlığında olduğu, Öztürk Yılmaz’ında yeni partisinin adının ve kurucularının bile hazır olduğu tartışılmaya başlandı bile.

Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz yenilgisini, hayal kırıklığını bir türlü üzerinden atamamış olmalı ki, kurultayda üzerine basarak ettiği bir cümle, bu ezikliği anlamamıza yardımcı oldu.

“20 Temmuz Sivil Darbesi” dedi, yine Kemal Bey.

Yani bu sözü söyleten ruh halini anlamak için psikoloji eğitimi almaya ihtiyaç yok. Kemal Bey’e bu sözü söyleten bilinç altı, darbecilerle pazarlık edip, kravat boynunda görev beklediği, belediye başkanının evinde şekillendi.

 15 Temmuz’da Halktan ve güvenlik güçlerinden tokat yiyen FETÖ’cü hainler ve NATO’cu alçaklar, Kemal Bey’in ruhsal durumunda onarılması zor etkiler bıraktılar.

Her darbede şapkayı alıp kaçanlara, evlerinde kaderine razı olanlara alışan Kemal Bey, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sesini ve görüntüsünü televizyon ekranından görüp, “Milletimi şehirlerimizin meydanlarına davet ediyorum” çağrısını dinleyip, her türlü riske rağmen indiği havaalanında on binlerce vatandaşıyla kucaklaşan görüntüsünü gördüğünden beri Kemal Bey değil.

“20 Temmuz darbesi” diye Kemal Bey’in anlatmak istediği şey; 15 Temmuz NATO destekli FETÖ darbe girişiminden sonra, FETÖ’cü vatan hainlerini, Devlet’ten temizlemek için ilan edilen Olağan Üstü Hal ilanıdır.

15 Temmuz; bu ülkenin bağımsızlığına, bu halka karşı yapılan bir darbe iken, 20 Temmuz OHAL kararı, FETÖ ve destekçisi yabancı güçlere, Devlet tarafından indirilen yumruktur. Dolayısıyla bu karara “darbe” adını vererek rahatsızlık bildiren herkes, istisnasız, tartışmasız FETÖCÜ ve NATOCU dur.

Maalesef bu sakat söyleme yerel basınımızdan da destek geldi. Malum internet sitesinde CHP kurultayını değerlendiren sözde solumsu yazar, yazısında özellikle “20 Temmuz darbesi” söylemine sahip çıkarak, altını çizerek, darbe girişimine dair Kemal Bey’in bilinç altını aratmayan arızalı bir ruh hali sergiledi.

2014 Yılında FETÖ’cülerle Fas ziyareti yapan, dönüşte FETÖ’nün övüldüğü onlarla yazı kaleme alan, onların maklubesine sol yumruk havada yumulan CHP’li solumsu sözde yazar ve Zaman gazetesinin kapatılmasını protesto eylemlerinden tanığımız patronu için 20 Temmuz’u “darbe” olarak ifade edip köşeye taşımak, elbette görev olabilir.

Bizim için ise; FETÖ’nün ve NATO’nun vatan haini beslemelerinin, bu toprağın çocuklarından yedikleri tokadın ardından, devletten temizlenmeleri adına devletin verdiği büyük mücadelenin önemli bir adımı, Bağımsız ve Büyük Türkiye yolunda atılmış, tarih kitaplarına altın harflerle yazılacak çok önemli adımlardan biridir.

2023 seçimleri, 15 Temmuz destanını yazan bu toprağın çocuklarıyla, 20 Temmuz’a darbe diyen NATO’cuların çocukları arasında yaşanacaktır. Bunun en büyük delili CHP’nin son kurultayıdır.

Selam ve Saygıyla.  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.