SON DAKİKA
Hava Durumu

Livaneli’nin yeni CHP’si

Yazının Giriş Tarihi: 23.07.2021 20:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.07.2021 20:50

CHP çok ilginç bir parti, ilginçlikler kuruluşundan itibaren başlıyor.
İsmiyle başlıyor diyebiliriz; şimdi şöyle düşünün partinin isminde Cumhuriyet ve Halk kelimeleri birlikte var.

Cumhuriyet: Halkın egemenliği
Halk: Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri

Size de anlamsız geldi değil mi bu anlamsız birlikte kullanım.
“Halkın egemenliği halk Partisi”
İşte bu anlamsızlığın şöyle bir hikayesi var;
Halk Fırkası 9 Eylül 1923 tarihinde kurulur, bir yıl geçmeden Halk Fırkası üyesi kimi milletvekillerinin fırkadan istifa edip yeni bir fırka kuracağı haberi yayılır, gerekçeleri çok ilginçtir; Cumhurbaşkanının aynı zamanda fırka başkanı olmasına itiraz ediyorlardır ve bunun “tek adam” rejimine yol açacağını iddia etmektedirler.
Nihayet 10 Kasım 1924 tarihli gazeteler şu başlıkla çıkar “Halk fırkası ikiye bölündü”.

Ayrılanlar çok önemli isimlerdi, kurtuluş mücadelesinde Mustafa Kemal’le beraber hareket eden isimlerdi. Rauf , Kazım , Ali Fuat ve Refet … 25 milletvekili de bu ekibe katılmıştı.
Bu yeni ekibin kuracağı fırkanın isminin “Cumhuriyet Fırkası” olacağı haberleri çıkınca Halk Fırkası 10 Kasım 1924 tarihinde toplanarak Halk Fırkası adına Cumhuriyet eklenerek, Cumhuriyet Halk Fırkası olması kararı alırlar.
Diğerleri ise 17 Kasım’da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adını alırlar.
Yani bir kıskançlıktan bir parti adı oluşur.

Sonrası da çok ilginç, Cumhuriyet adını alan parti, halkın kendi kendini yönetmesine 1950 seçimlerine kadar izin vermiyor
Bırakın halkın kendi kendini yönetmesini, CHP üyeleri CHP genel başkanını dahi seçemiyor
1927 yılında tüzüğe yazılan bir madde ile Atatürk değişmez genel başkan ilan edilmişti, 1938’de Atatürk vefat ettiğinde, CHP başkansız kalıyor ve olağanüstü tüzük kongresini toplayarak tüzüğün o maddesini “İsmet İnönü değişmez genel başkandır” şeklinde değiştiriyor.
Kurultayın onayına sunulan tüzük değişikliğine göre partinin Değişmez Başkanlığı sadece üç şekilde boşalabilecekti.
Vefat, İstifa, Hastalık
Seçimle gelen genel başkanlık yasaklanmıştı, daha sonra bu üç maddeye “kaset” eklenecekti.


Halk kelimesi ise hep tabelada kaldı. CHP daha çok asker ve sivil bürokrasinin partisi olageldi. 
CHP, dünyada esen rüzgarlara verdiği refleks ile halkla 1970’li yıllarda tanıştı.
Tarihsel anlamda önemli değişikliklerin yaşandığı yıllarda bile CHP Bonopartist bir rejimi tercih etti.
 Mustafa Kemal   17 Şubat 1923 İzmir iktisat kongresinde yaptığı konuşmada şunları söylüyordu “bizim halkımız, çıkarları birbirinden ayrı sınıflar halinde değil, tersine varlıkları ve çalışma sonuçları birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir”
Bu ifade bile CHP’nin sol ideolojiyle yakından uzaktan alakası olmadığını anlatmaya yeter.

CHP’nin sol gibi algılanma sebebi İslam karşısında aldığı tavır ve yukarıdan aşağıya tepeden inme yeni bir toplum oluşturma çabasındandır. 
Bu sebepledir ki bugün hala ülkemizde solcu olmak için İslam’dan uzak durmak/karşı olmak, batılı düşüncelere ve kılık kıyafetlere tabi olmak, alkol (mümkünde rakı) almak en önemli şart olarak kabul edilmektedir.
İşçi sınıfının iktidarı için mücadele etmek, anti emperyalist, anti kapitalist olmak gibi solun evrensel şartları en başından beri CHP ve üyeleri için gerekli değildir. 

CHP’ye gönül vermiş dostlarımız “hayır olamaz, CHP sol partidir” şeklinde tepki duyabilir elbette ama bu yazdıklarımın bir benzerini fakat çok başka bir amaç için geçen hafta Zülfü Livaneli bir röportajda anlattı
Gazete Duvar’a röportaj veren Livaneli; 
“CHP hiçbir zaman Sol parti olmadı”, “30’lar CHP’si sol değildi (isim vermeden Atatürk solcu değildi), İsmet ve Erdal İnönü solcu değildi, Ecevit’in getirilmesi operasyondu, Ecevit ve Baykal solcu değildi, “Cemaati” devlete ilk yerleştiren Ecevit’tir,” Türkiye’de Sosyal demokrasi çizgisinin aktörü devlettir”, “80 öncesi solu silaha yönlendirdiler… gibi önemli başlıklar vererek, on beş A4 sayfası dolusu konuştu.

Söylediklerinin bir kısmına katılıyorum ama röportajın diğer kısımlarına katılmak mümkün değil.
Özellikle Livaneli’nin seçiliş sebebi; popüler, tanınmış bir isim oluşu olabilir. Türküleriyle kazandığı kitleleri politize etmek isteği olabilir. (Yalçın Küçük Livaneli için “çağın en büyük cambazıdır, teneke seslidir” demişti Aydınlar Üzerine Tezler kitabında, yıllardır katılıyorum Yalçın Küçüğe)

Livaneli bu röportajı;
Demirtaş’ın “üçüncü seçenek” diye tarif ettiği , Pervin Buldan’ın “demokrasi ittifakı” dediği ABD’li siyaset mühendislerinin kurguladığı ve kendisinin imzacı, çağrıcı olduğu Demokrasi Konferansı’nın reklamını yapmak için verdi.
Demokrasi Konferansını geçen yazılarda anlatmıştık, hatırlatmak gerekirse çeşitli derneklerin, STK ların, sendikaların, CHP ve HDP’nin kurumsal olarak içinde olduğu FETÖ’cü ve PKK’lıların destekleyip sonuç metninde karşılığını aldıkları bir konferans ve bu konferans ile 2023 seçimlerinde CHP+HDP ittifakı bu kez açıktan seçime girmesi bekleniyor.

Livaneli bu oluşumun tamda göbeğinde, yani çağrıcılarından
Nasıl olur diyenlere cevabı Livaneli versin biz yazalım;
2021’e gireceğimiz günlerde Zülfü Livaneli Twitter’da belden yukarısı çıplak bir fotoğraf paylaşmış gelen tepkiler üzerine birkaç açıklama yapmıştı.
Yaptığı açıklamayı olduğu gibi yazıyorum “4 gün evde kalmaktan sıkılan herkes, 4 yıldır hücrede tutulan suçsuz aydınları düşünsün."
"Sadece aydınlar değil tabi. Özgürlük talebimiz, çile çeken bütün masumlar için"
Livaneli “aydın” dediğine göre bunlar terörist Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmalı, Livaneli’nin hem zekası hem tasması teröriste aydın dedirtiyor. 
“Sadece aydınlar değil çile çeken tüm masumlar” kim? 
Yani 2020’den 4 yıl geriye gidelim yıl 2016, 15 Temmuz 2016 darbe girişimden dolayı tutuklanan FETÖ’cü vatan haini teröristlere dertlenmiş Livaneli.

Livaneli, FETÖ’cü teröristlerin Ergenekon sürecini de sonuna kadar desteklemişti Gazete Vatan’daki yazıları arşivde duruyor.
Livaneli röportajın kalan kısmında kuruluşundan itibaren yerden yere vurduğu CHP’yi, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığı süreci itibariyle övme süreci var.

Yeni CHP’de, Livaneli’yi ve onun patronlarını memnun eden ne var? 
Özellikle 2019 yerel seçimlerine ilişkin ettiği laf itiraf niteliğinde 
“2019’da Kılıçdaroğlu’nun ve HDP’nin sağduyulu siyaseti Türkiye’ye tarihi bir adım attırdı.”
Yani CHP+HDP+İP ittifakını açıkça anlatarak gizli ittifakı açık ediyordu.
Livaneli röportajda çok önemli bir itirafta daha bulunuyor “Erdoğan’ın milletvekili olmadan başbakan olmaması konusunu Ahmet Necdet Sezer’le ben görüştüm” diyordu.
Kişisel olarak 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan’a karşı kaybetmiş olmasının açtığı kapanmaz yara, ideolojik anlamda ise “Gerici” bir kişinin milletvekili olarak meclise girmesi ve başbakan olması Livaneli için hayati derece önemli olaylar.
Çünkü Livaneli’ye göre esas büyük mesele; gericilik ile aydınlanmacılık arasındaki mücadeledir. (röportajda bunu söylüyor) 
Yine röportajda İP başkanı Akşener’e duyduğu muhabbet, dağıttığı inciler gözden kaçmıyor. Atatürk, baba oğul İnönüler, Ecevit, Baykal bile Akşener kadar övgü almıyor röportajda.

Bu röportajın ardından katıldığı bir TV yayınında Kendisine FETÖ ile ilgili soru yöneltilince,
Biraz kızgın bir ifade ile,
“Bu Fetullah meselesi…
FETÖ filan gibi…
Kimse benim ağzıma,
Böyle bir tabir takamaz” dedi.
Sonra da “Fetullah Hareketi…” diye devam ediyor
Yıllarca sanatçı, aydın gibi hak etmediği ünvanlarla cebini doldurup, solculuk oynayan bu insan, onlarca roman yazan bu insan neden bir kez olsun PKK terör örgütü demez? Neden Fetullahçı Terör örgütü demez? Neden teröre karşı bir türkü bestelemez, neden teröre karşı bir hikaye, bir roman yazmaz? 
Neden diye sorduğuma bakmayın cevap belli değil mi?
İsteğimiz sadece teröre karşı çıkması, daha terör mağdurlarına, şehitlere bir şey istemedik çünkü bunu yapmayacağı çok açık belli.
Livaneli’nin Erdoğan’ı devirmek için kurulmasını istediği CHP+HDP ve diğerleri ittifakı için istediği CHP işte bu röportajda bu şekilde anlatılmış
Zaten bu ittifak Atatürk CHP’si ile olmayacağı için 2010 tarihinden beri yeni CHP gün gün yükleniyor, Ulusalcı, Kemalist CHP’liler her gün partiden uzaklaştırılıyor.
Partinin adındaki Cumhuriyet ve Halk kelimeleri eski CHP’de tabelada ve anlamsız kalmışsa, yeni CHP’de de Emperyalizm, Bağımsızlık, Atatürk gibi kelimeler tabelada ve anlamsız kalıyor. 
  
Selam ve saygıyla.

  
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.