Türkiye’de çok şamatacı, etkili bir Lozan Lobisi vardır. “Lozan Türkiye'nin tapusudur, bağımsızlığımız, sınırlarımız tanındı” vs diyorlar. Ne büyük yalan. Lozan'da CHP-Kemal Paşa iktidarı tanınmış oldu. İstedikleri her şeyi verirseniz, onların telkinlerini “ulusal bir ödev” olarak kabul ederseniz niye sizi tanımasınlar.
Aslında Lozan'ın başlangıcı Mudanya Mütarekesidir. İşgalciler Mudanya'da Türkiye'nin hükümeti olarak Ankara Hükümetini kabul etmişti. İstanbul(Osmanlı) Hükümetini güya İngilizler desteklemişler ve Ankara Hükümetine karşı mücadele etmişlerdi. Oysa işin gerçeği taam aksinedir. İngilizler ellerinde rehine gibi tuttukları İstanbul hükümetini, Ankara Hükümetine karşı etkisiz hale getirmişlerdi. Rehine olan İstanbul/Osmanlı Hükümetinin tasfiyesi ile birlikte Osmanlı Devletini de Kemal Paşa yıkmış oldu.
Kemal Paşa, "itiraz edenlerin kafası kesilecektir" diyerek saltanatı kaldırtmıştı. Yani Osmanlı Devleti yıkıldı. Lozan başlamadan işgalciler, Osmanlı Devletini yok ettirmişti.600 yılın intikamını almışlardı. Saltanatın kaldırılması demek, Osmanlı Devletinin yıkılması demekti. 1922-1935 arasında 1 Kasım günü Türkiye’de “milli egemenlik” günü diye bayram olarak kutlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı günü, Türk halkı “milli egemenlik” günü diye kutlamıştır.
Eğer Osmanlı Devleti devam etmiş olsaydı, işgalciler muhtemelen Lozan’da istedikleri her şeyi alamayacaklardı. İşgalciler kendilerine karşı savaşmış olan Alman-Avusturya-Macar ve Bulgar hanedanlıklarını da 1919’da yıkmış bu ülkelerde cumhuriyet ilan ettirmişlerdi. Osmanlı Devleti’ni hanedanlığını da yıkmaları kesindi. Ama padişah ve çevresi 1919’da bu basit gerçeği görememişti.
Lozan lobisinin en büyük iddiası, Lozan'ın Sevr'e göre büyük başarı olduğu hikayesidir. Oysa Kemal Paşa bile Sevr için “proje” demişti. Anlaşma dememişti. O proje ise Kemal Paşa'nın, Suriye'de Osmanlı Ordusuna yaşattığı büyük bozgundan sonra ortaya çıkmıştı. Osmanlı Hükümeti, Sevr’i kabul etmediğinden resmi gazetede yayınlanmamıştı. Yürürlüğe girmemişti. İtilaf Devletleri bile Sevr projesinden altı ay sonra vazgeçip Mart 1921’de Londra Konferansı düzenlemişlerdi. Sevr projesi, sadece Lozan felaketini örtmek ve övmek için siyasi bir propaganda malzemesi yapıldı.
Lozan ile Türkiye'de İngiliz vesayeti (aslında mandası) resmileşti. Boğazlar bölgesi onların idaresine bırakıldı. Batı Trakya, Adalar Yunanistan'a, Kıbrıs, Mısır, Hicaz, Ürdün, Irak İngiltere'ye, Suriye-Lübnan Fransa'ya bırakıldı. Çanakkale boğazının her iki yakasında işgalciler için devasa genişlikte mezarlıklar ayrıldı. Misak-ı Milli her taraftan delindi. Lozan ile kapitülasyonlar devam etti. Türkiye, hukukunu baştan sona Batıdan alacağı hukuk ile değiştirmeyi, bu değişikliği denetlemek içinde İngiliz-Fransız müfettişlerinin Adalet bakanlığını denetlemesini kabul etti. Ekonomik alandaki kapitülasyonların ise 1923’te değil altı/yedi yıllık bir geçiş döneminden sonra kaldırılması öngörülmüştü.
Ama Türkiye Lozan ile CHP-Kemal Paşa iktidarını kazanmış oldu. Batılıların istediği bir iktidar oldu. Çünkü Batılılar her kona uda kendilerini taklit edecek bir iktidar ile Türkiye'nin sınırlarını istedikleri gibi çizdiler, Türkiye'nin idari yapısını kendi kafalarına göre değiştirdiler. Bu cümleden olarak halifelik kaldırıldı. Böylece Lozan'ın Zaferi İngilizlerin, Yunanlıların, felaketi ise Türklerin oldu. CHP İngiliz mandasının Türkiye'de takipçisi oldu.
Lozan ile Boğazların idaresi itilaf devletlerine bırakıldı. Türkiye boğazların her iki yakasında asker bulundurmamayı kabul etti. Buna rağmen 6 Ekim 1923’de İstanbul kurtarılmış gibi hayali kurtuluş günleri icat edilmişti.
Milli Mücadele, kalpaklıların şapkalılara karşı kazandığı bir savaştı. Şapkalıların İzmir’de denize dökülüp boğuldukları iddia ediliyor ise de şapkalı Yunan işgalcileri her tarafı yakıp yıkarak gemileri ile kaçıp gitmişlerdi. Ancak savaştan sonra şapka, Ankara’ya dönerek kalpağa karşı galip geldi ve onu yasakladı.
Yetmedi bulduğu her meydana eski Yunan tanrılarının heykellerini dikti. İşgalci düşmanın heykellerini dikme başarısı CHP'ye aittir. Anadolu’da yüzbinlerce Türk’ü katletmiş Batı Anadolu’da neredeyse bütün yerleşim yerlerini yakıp kül yığını haline getirmiş olan Yunanistan Başbakanı Venizelos 1930’da Ankara’da “dost bir lider” olarak karşılanıp, yoluna kırmızı halılar serilmişti.
Lozan felaketi, Boğazlarda, Kıbrıs'ta Antakya'da kısmen değişti. Ancak Lozan'ın iğreti içeriği değiştikçe felaketi o ölçüde azalmış olacaktır. Lozan lobisi ise yüz yıldan beri tekrarladıkları masalların mahcubiyeti altında ezilmiş olacaktır. Lozan'ı savunanlar Türkiye'deki İngiliz vesayetini, Yunan tanrılarını savunuyor demektir.
Lozan, Türk’ün kanı ve canı pahasına kazandığı bir zaferin Türk’ün elinden alınması, Yunan mağlubiyetinin en alt seviyeye indirilmesi demektir. O kadar ki Yunanistan’ın ekonomisi iyi değil diye Kemal ve İsmet paşalar, Yunanistan’dan savaş tazminatı bile almamıştır. Bütün bunlara rağmen Lozan lobisi yüz yıldan beri masal anlatmaya devam etmektedir.