Ünlü düşünür, yazar araştırmacı gazeteci ve Atatürk tüccarı bir yazı yazmış. Yazının başlığı “Biden’ın başkanlığı bizi nasıl etkiler?” Bu zatın yazdıklarını okumak çok kolaydır. Bir paragraf bir cümle olup, bir cümle de genelde beş kelime ihtiva ettiğinden şöyle bir baksanız yazı bitiverir. Kitapları da öyledir. Nihayetinde bütün öğrendiğiniz Atatürk’ün yorulduğunda dinlendiği olur. O yüzden hemencecik okuduk tabii. Okuyunca da epey bir şaşırdık. Mandacıları eleştiriyor, Devrin CHP hükumetine ve Reis-i Cumhuruna yani İsmet İnönü’ye açıkça “Mandacı” diyordu.

Bilirsiniz bozuk saat bile günde iki defa doğru zamanı gösterir. Bizimki de yazının bir yerinde doğruyu ifade etmişti. Bu bölüm Missouri'nin İstanbul’a gelişini anlattığı bölümdü. Oradan bir bölümü iktibas edelim;

“Toplumun en az yarısı, ABD'ye yanaşmaktan yanaydı.

Sırtımızı Amerikalılara yaslayalım, Ruslara karşı kendimizi güvenceye alalım diye düşünüyorlardı.

Amerikan mandacılığı, hortlamıştı.”

Bu ahkamı kestikten sonra da Missouri’nin gelişiyle İstanbul’da olanları anlatıyor ve şöyle devam ediyor;

“Dolmabahçe sarayı'nın hemen yanındaki Bezmialem Valide Sultan Camisi'nin minareleri arasına “Welcome” mahyası asıldı.

Kız Kulesi'ne “Welcome Missouri” afişi asıldı.

Hereke'de özel halı dokundu, üzerinde İstanbul haritası vardı, Missouri'nin komutanı oramiral Henry Hewitt'e hediye edildi.

Kerhaneye bembeyaz badana yapıldı.

Duvarlarına “hoşgeldiniz denizciler” yazıldı.

Aman ha, Amerikalı bahriyelilere cinsel hastalık bulaşmasın diye, doktorlar gönderildi, kerhane komple muayeneden geçirildi.

Kerhanede çalışan kadınların göbeklerine “welcome” yazıldı.

Dolarlarını Türk parasına çevirsinler diye, Dolmabahçe'de döviz bürosu açıldı.

Taksim meydanı'na dev boyutlu Missouri fotoğrafı yerleştirildi.

Tekel, Missouri markasıyla sigara üretti.

PTT, Missouri anısına pul çıkardı.

Amerikan bayraklı uçurtmalar uçuruldu.

İstanbul belediyesi, Beşiktaş'tan Karaköy'e kadar tüm binaları pırıl pırıl boyadı, asfaltı yeniledi.

Sadece Amerikalı bahriyelilere hizmet vermesi için, Dolmabahçe'yle Taksim arasında çalışan, 12 adet belediye otobüsü tahsis edildi.

Otobüsler ücretsizdi.

Sinemalarda, tiyatrolarda 80'er adet koltuk Amerikalılara ayrıldı, sakın bilet parası alınmasın diye sıkı sıkıya tembih edildi.”

Arada gazetelere de giydirmeyi ihmal etmiyor. Bakın o dönemdeki gazeteler için ne diyor?

“Bugün olduğu gibi, o gün de “sahibinin sesi”ydiler.”

Lütfen dikkat! Missouri’nin İstanbul’a geliş tarihi 5 Nisan 1946. O tarihte Başbakan Şükrü Saracoğlu, partisi tabii ki CHP. Reis-i Cumhur İsmet İnönü, milli şef. Onun icazeti olmadan neredeyse nefes bile alınamayan seneler…

Burada açıkça görüldüğü gibi İsmet İnönü’nün “Amerikan mandacısı olduğunu söylüyor ve bunu tasdik ediyor.

Sonra başlıyor saptırma ve algı yönetimine.

Rus salatasının tarihini anlattıktan sonra noktayı koyuyor ve muhteşem derecede bilimsel olarak vardığı sonucu açıklıyor;

“Türkiye'nin soğuk savaş tarihi, budur.

Bizimle hiç alakası olmayan Kore savaşımız da budur.

Elalemin savaşına koşturduğumuz Suriye savaşımız da budur.

S400 de budur.

F35 de budur.

Rus ambargosundan Amerikan ambargosuna savrulmamız da budur.”

Yılmaz’ın yazısın tamamını okuduktan sonra Biden’in başkanlığının bizi nasıl etkileyeceği konusunda hiçbir bilgi alamıyoruz ama Suriye operasyonlarımızın bizimle alakası olmadığını öğreniyoruz!

Zat oradaki mücadelenin topraklarımızı tehlikelere karşı korumak olduğunu bile idrak edebilmiş değil.

Çuvaldızı batırdık ona. Şimdi iğneyi de bizim Ak Paırti destekçisi bazı mütedeyyinlere batıralım. Bu mahallede de garip şekilde hâlâ Donald Trump’ı destekleyenler var.

Sanki bu adam Türk ve Müslüman dostuymuş gibi.

Sanki bu adam konsolosluğu Kudüs’e taşımamış gibi.

Sanki bu adam bize hakaret etmemiş gibi.

Sanki bu adam Müslüman memleketlere seyahat yasağı getirmemiş gibi.

Aymazlık siyasi görüşe bakmıyor galiba…