SON DAKİKA
Hava Durumu

4.6 büyüklüğünde deprem

Marmara Denizi Silivri açıklarında 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 5,36 kilometre derinlikte oluştu. Afet ve Acil Du

Haber Giriş Tarihi: 24.09.2019 11:18
Haber Güncellenme Tarihi: 24.09.2019 12:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
4.6 büyüklüğünde deprem
Marmara Denizi Silivri açıklarında 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 5,36 kilometre derinlikte oluştu.

Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye saati ile 11.00'de merkez üssü Marmara Denizi Silivri açıkları olan 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbul ve çevre illerde hissedilen yerin 5,36 kilometre derininde oluşan depremin en yakın yerleşim birimi olan Silivri'ye bağlı Muratköy'e uzaklığının 20 kilometre 52 metre olduğu belirlendi. Türk Kızılay da Twitter'da yaptığı paylaşımda "İstanbul Silivri'de meydana gelen ve ilk belirlemelere göre 4,6 büyüklüğündeki deprem sonrası gelişmeler Kızılay ekiplerimiz tarafından yakından takip edilmektedir." denildi. Depremin merkez üssüne yakın bazı bölgelerde, öğrenciler tedbir amacıyla okulların bahçesine çıkarılırken İstanbul Valiliğinden, deprem nedeniyle kentteki hiçbir okulda eğitim öğretimi kesintiye uğratacak yönde olumsuzluk bulunmadığı kaydedildi.

İstanbul Valiliği: Hasar ihbarı yok

İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada, "Deprem sonrasında ilimizdeki AFAD, AKOM, 112, 155, 156 ihbar hatlarına şu ana kadar herhangi bir hasar ihbarı yapılmamıştır." ifadelerine yer verildi.

AFAD: 15 artçı deprem meydana geldi

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu da AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4,6 büyüklüğündeki depremin Kuzey Anadolu Fayı üzerinde orta çukurlukta, Silivri'ye yaklaşık 20 kilometre kadar uzaklıktaki fay üzerinde yaşandığını kaydetti. Bu fay hattında 17 Ağustos 1999'daki gibi depremler yaşandığını, 1963 yılında da bu faya yakın yerde 6,3 büyüklüğün deprem meydana geldiğini, yine Tekirdağ tarafında da 7,4 ila 6,2 büyüklüklerinde depremler görüldüğünü vurgulayan Nurlu, "Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen depremin 15 artçısı var. En büyüğü 3,4 en küçüğü 1,2 büyüklüğünde. Depremden öncede 3 büyüklüğünde bir deprem var ancak öncü olup olmadığına ilişkin bir şey söyleyemeyiz." diye konuştu. Denizde yaşanan 4,6 büyüklüğündeki depremin bu fay hattında biriken enerjinin de boşaltılmasına yardımcı olduğunu belirten Nurlu, "Türkiye deprem ülkesi. Türkiye'de yılda 23-24 bin deprem yaşanıyor. Birey olarak depreme hazırlıklı olmak zorundayız. AFAD Başkanlığının il müdürlükleri var. Vatandaşlarımız buralardan gerekli eğitim ve farkındalık konusunda gerekli destekleri alabilir. Ailemizle birlikte bir araya gelip deprem planlarımızı gözden geçirmek zorundayız." ifadelerini kullandı. Nurlu, bölgedeki ölçüm istasyonlarından elde edilen bilgiye göre, depremin etkilediği yerlerde herhangi bir hasarın söz konusu olmadığını kaydetti.

"Deprem kritik bir yerde"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır ise Silivri açıklarında meydana gelen depremin beklenen deprem kuşağında gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti: "Deprem, Marmara depreminde olması beklenen fay zonu içerisinde ve çevresinde olmuş durumda. Silivri açıklarında meydana gelen bu deprem kritik bir yerde gerçekleşti. Son zamanlarda burada bir deprem olmuyordu, yani deprem olmayan bir zon içerisinde olduğu için de biraz tehlikeli. Yapacak bir şey yok, beklemek gerekiyor." Prof. Dr. Çakır, şunları kaydetti: "Biz o bölgedeki fayın daima kilitli olduğunu düşünüyoruz. Hem sismoloji verilerinde hem de deniz tabanı gözlemlerimizde fay zonu burada kilitli, dolayısıyla herkesin görüş birliği içerisinde olduğu bir depremde kırılmasını beklediğimiz segmenttir. Bu bir öncü olabilir, bilemeyiz ama beklenen kırıntısına girdiğimiz fay içerisinde olduğu için fay üzerindeki gerilmeyi arttırmış olabilir. Mekanizmasını bilmiyorum, bakmak lazım ama dediğim gibi kritik bir yerde gerçekleşti, bu nedenle öncü bir deprem olabilir fakat diğer yandan da kesinlikle öncü bir deprem diyemem, kimse diyemez. Şu an meydana gelen depremin bir öncü olduğunu söylemek dünyanın hiçbir yerinde mümkün değil maalesef. Diğer yandan bu deprem, İstanbul merkezine uzak bir yerde gerçekleşti diye biliniyor ama ben daha yakında olduğunu düşünüyorum. Kötü zemin üzerine yapılmış, fabrika ve binalar maalesef büyük risk altında olduğu için yapılacak tek şey bu binaları sağlamlaştırmak ve kentsel dönüşümü hızlandırmaktır."

Bazı okullar tedbir amacıyla boşaltıldı

Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, depremde can kaybı ya da hasar olmadığını belirterek, "Okullardaki öğrenciler tedbir amaçlı bahçeye çıkarıldı. Okulların boşaltılması, tahliyesi söz konusu değil." dedi. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin ardından, bölgede 4 gözlem noktası olan Silivri Doğa Hareketlerini Araştırma Derneğinden bilgi aldığını belirterek, "Yılın 365 günü buraların yer hareketleri izleniyor ve olağan dışı hareketler tespit ediliyor. Onlarla da görüşme yaptım ve onların da söylediklerine göre bu normal, rutin bir deprem, herhangi öncü bir deprem özelliği taşımadığı noktasında değerlendirmeler var." ifadelerini kullandı. İlçede can kaybı ya da hasar olmadığını dile getiren Yılmaz, bazı okullarda öğrencilerin bahçeye çıkarılmasıyla ilgili de şunları kaydetti: "Okullar tahliye edilmedi. Deprem yüzeye yakın gerçekleştiği için daha şiddetli hissedildi, dolayısıyla panik yaşandı. Biz deprem olduğunda başka bir mahalledeydik ancak deprem merkeze yakın olduğu için, şiddetli hissedilince okullardaki öğrenciler tedbir amaçlı bahçeye çıkarıldı. Okulların boşaltılması, tahliyesi söz konusu değil." Belediye olarak depreme hazırlık yaptıklarını belirten Yılmaz, sözlerini, "Kötü bina stoğunu, depreme dayanıksız binaları bir an önce tespit edip yeni binaları inşa etme gibi bir görevimiz var" diye tamamladı.

Vatandaşlar yaşadığı korku dolu anları anlattı

İstanbul ve çevre illerde hissedilen yerin 5,36 kilometre derininde oluşan depremden sonra sokağa çıkan vatandaşlar, yaşadığı korku dolu anları anlattı. Silivri'de yaşanan deprem sonrasında sokaklara çıkan vatandaşlar, AA muhabirinin soruları üzerine, okulların boşaltıldığını duydukları için çocuklarını almaya geldiklerini söyledi. Ertuğrul Gazi Ortaokulu'na gelen veliler, okulların boşaltıldığı yönünde bilgi aldıklarını belirterek, "Depremden sonra okuldan çocukların dağıtılacağı söylendiği için şimdi okulun önünde çocuklarımızı almak için bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Korkuyla yaşadıklarını ebeveynlerine aktaran çocuklar, çatıdan taşların düştüğünü ve çok korktuklarını belirterek, yaşadıkları anları paylaştı.

"Bu büyüklükteki bir depremin canlılar ve doğa üzerinde çok büyük etkisi yoktur"

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Kandilli Rasathanesi'nin Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezinde Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki depreme ilişkin düzenlenen basın toplantısında, depremin sahil boyunca olan yerleşim yerlerinde vatandaşlar tarafından kuvvetlice hissedildiğini aktardı. "Bu büyüklükteki bir depremin canlılar ve doğa üzerinde çok büyük bir etkisi yoktur. Yani herhangi bir hasar ve can kaybına neden olması beklenmemektedir." diyen Kalafat, sığ depremlerin şiddetlice hissedildiğini ve tahrip güçlerinin biraz daha fazla olduğunu ifade etti, Dr. Doğan Kalafat, depreme teknik olarak bakıldığında önemli bir deprem olduğunu, Marmara Denizi'nde zaman zaman farklı kaynakta depremler olabildiğini söyledi. Kalafat, "Bu bölgede her yıl yaklaşık bine yakın deprem oluyor. Dolayısıyla bu da nadir de olsa yılda birkaç tane olabilecek depremlerden biri ama bu deprem bizi rehavete sokmamalıdır. Bize bu coğrafyada muhakkak her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı, dayanıklı, dirençli bir toplum olmamızı öngörüyor." diye konuştu.

"Marmara Denizi'nde iki önemli sistem bir şekilde çarpışıyor"

Basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalafat, "Büyük İstanbul depremi olursa Marmara Denizi'nin batısında mı beklemek gerekiyor?" şeklindeki soruya, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara bölgesinin batısına doğru geldiği zaman iki kola ayrıldığını, birinin İzmit Körfezi'den geçerek Saroz'a bağlandığını, diğerinin ise İznik Gölü'nün güneyinden geçip güneye doğru uzandığını vurguladı. Kalafat, "Marmara Denizinde iki önemli sistem bir şekilde çarpışıyor. Dolayısıyla hangisinin daha güçlü olacağı konusunda bir sonuç vermemiz gerekirse, burada ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu Fayı'nın daha tehlikeli olduğu ve daha büyük deprem üreteceğidir." ifadelerini kullandı. Dr. Kalafat, "Marmara'da beklediğimiz depremler 6 ile 7 civarındaki depremlerdir. Bunlar depremin olacağı parçanın özelliğine bağlı olarak değişebilir. Biz bu depremin hangi kolda olacağını bilemiyoruz ama iki kolda da olabilir, hangisinin önce olacağı konusunda bir şey söylememiz söz konusu değil. İkisi de önemli derecede tahribata ve kısmen de olsa yaralanmalara, can kaybına neden olabilir." şeklinde konuştu. Bir gazetecinin depremin kırılma noktasına ilişkin soruya da Kalafat, bugünkü depremin biraz daha sığ bir derinlikte gerçekleştiğini, bunların kendilerine ana fayla, olası büyük depremlerle ilişkili de bilgi verebildiğini, aynı zamanda da fayın mekanizmasının, depremin olduğu episantrın lokasyonunun da önemli bilgiler olduğunu dile getirdi.

"O büyük deprem olacak"

Bir soru üzerine ufak depremlerin coğrafyamızda hazırlık safhasında olduğunun bir işareti olduğunu söyleyen Kalafat, "Küçük depremler hiçbir zaman büyük depremin enerjisini almazlar. Büyük deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğunu ve hazırlık safhasında olduğunu bize işaret ediyor. Kuzey Anadolu Fayı, 1999 depremleri öncesinde de aynı şekilde aynı özellikleri taşıyordu. Kuzey Anadolu Fayı büyük deprem üretmeden önce önemli deprem aktivitesine sahipti. Ama bunlar hiçbir zaman büyük depremin enerjisinin hiçbir şekilde sıfırlamaz. O büyük deprem olacak." diye konuştu. Olası Marmara depreminin 7 civarında olacağını belirten Kalafat, "Ama bu hiçbir zaman 17 Ağustos depremi büyüklüğünde olmayacak veya Erzincan gibi 1939 depremi gibi 7,9'lar gibi olmayacak." dedi. Kalafat, doğa olaylarının hiçbir zaman yüzde 100 konuşulamayacağını kaydederek, buna rağmen doğa olaylarını iyi takip edip mevcut bilgilerin iyi değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Depremin tahrip gücüyle ilgili konuşan Kalafat, şunları söyledi: "Depremin büyüklüğü artıkça depremin tahrip gücü de artmaktadır. İkincisi, maalesef Marmara Denizi'ndeki kaynaklar şehirlerimize çok yakın. Depremin merkezi ne kadar yakınsa o kadar etki alanı fazla olacaktır. Üçüncüsü, depremin derinliği. Sığ odaklı depremler ülkemizi çok olumsuz olaylarını yani Japonya depremleriyle mukayese edemezsiniz. Japonya'daki depremler 600 kilometre derinliğe kadar iner. Onların yüzeydeki ve tahrip alanları daha azdır. Ama bizimkiler çok sığ olduğu için tahrip gücü çok fazladır. Diğer olumsuzluk da zemin koşulları. Zemin koşullarına uygun yapı tasarımları yapılması gerekir." şeklinde konuştu.

"Her ailenin bir afet planı olmalı"

Kalafat, doğal afet öncesi alınan tedbirlere göre depremin ortaya çıkaracağı risklerin en aza indirilmesinin bağlantılı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bölgede irili ufaklı depremler farklı kaynaklardan da olsa çalışırlar. Bunlar bu bölgenin doğal süreci içerisinde değerlendirilmeli. Ama bu hiçbir zaman 'Deprem olmayacak, rahat edelim' anlamına gelmiyor. Bu, bize burada yaşayacaksak bu coğrafyanın tamamında aktif fayların olduğu ve bunların deprem potansiyellerinin yüksek olduğunu bize ifade ediyor. Yapmamız gereken deprem anında, öncesi ve sonrası neler yapmamız gerektiğini bilinçli bir şekilde birey olarak, aile olarak, mahalle olarak toplum olarak ortaya koyabilmemiz. Mesela aile afet planı dediğimiz deprem öncesi her ailenin bir afet planı olmalı. Çünkü elektrikler belli bir yükten sonra kesilecektir. Bu büyük depremden sonra artçı depremler de olacaktır. Aile olarak tahliye planlarımız olmalı ve depremde eğer çok katlı binalarda yaşıyorsak aşağıya inme şansınız olmayacak. Üst katlar çok sallanacak. Bu üst katlarda herhangi yapısal olmayan tehlikeli unsurları sabitlememiz ve onların vereceği zararları en aza indirmemiz gerekmektedir."

"Ailelerin afet ve tahliye planı olması lazım"

Doğan Kalafat, basın toplantısının ardından AA muhabirinin sorularını da yanıtladı. Kalafat, orta büyüklükteki bu depremlerin herhangi bir hasara veya can kaybına neden olabilecek niteliği bulunmadığını ifade ederek, "Bu depremlerden çıkardığımız şudur; Marmara'da gelecekte önemli bir deprem bekliyoruz. Bu deprem yakın bir gelecekte olacaktır. Yakın gelecek derken de bunu 10'lu yıllar olarak telaffuz etmek lazım. Depremin tehlikesi bu bölgede bellidir ama alacağımız önlemlerle depremin riskini en aza indirebilmek mümkündür. Burada yapmamız gereken, eğer bu coğrafyada yaşıyorsak muhakkak deprem bilinci yüksek, afet bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmemiz ve depreme dayanıklı binalarda oturmamız gerekir." diye konuştu. Kalafat, bunun içinde önce birey, aile ve mahalle daha sonra yerel yönetimler ile kamu birimleri olmak üzere topyekun olarak depremin öncesi, deprem anı ve sonrasındaki hazırlıkların yapılması gerektiğini dile getirerek, büyük bir deprem sonrasında elektriklerin kesileceğini anımsattı. Aileleri afet ve tahliye planı olması gerektiğini vurgulayan Kalafat, "Büyük deprem sonrasında bilmemiz gereken başka husus da artçı depremler olacaktır. Tahliye ederken de güvenli tahliye olması gerekir. Doğalgaz vanalarını kapatıp artçı depremlerin geçmesini güvenli bir şekilde beklememiz gerekir. Bu deprem 'Ben hazırlık yapıyorum. Bu coğrafyada yaşıyorsanız muhakkak tedbirli ve hazırlıklı, bilinçli bir toplum olun' mesajını vermektedir." şeklinde konuştu.(AA)
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.