SON DAKİKA
Hava Durumu

Diktatör Jivkov kafası devam

Bulgaristan’da komünizm yıkılmasına rağmen, Diktatör Todor Jivkov’dan kalma “Türkçe isim yasağı” devam ediyor. Sofya Şehir Mahkemesi, Tü

Haber Giriş Tarihi: 08.07.2016 23:05
Haber Güncellenme Tarihi: 09.07.2016 00:05
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Diktatör Jivkov kafası devam
Bulgaristan’da komünizm yıkılmasına rağmen, Diktatör Todor Jivkov’dan kalma “Türkçe isim yasağı” devam ediyor. Sofya Şehir Mahkemesi, Türkçe bir kelime olduğundan DOST partisinin resmi kaydını reddederken, üyelerinin çoğunluğunun Türk olması nedeniyle de, “etnik azınlıklar parti kuramaz” diyerek adeta aba altından sopa gösterdi.
 

 

Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında, Türkiye taraftarı açıklamalar yaptığı için Genel Başkanı olduğu HÖH partisinden ihraç edilen Lütvi Mestan’a siyasi mücadele yolunca mahkemeden de darbe geldi. Çoğu üyesi Türk olan ve Bulgaristan’da tüm azınlıkların haklı mücadelesi için yola çıkan DOST partisinin isim tescili duruşmasında mahkeme, “Türkçe kelime” olduğu için DOST kelimesinin kullanılmasını reddetti.

TÜRKLERİN PARTİ KURMASI YASAK

Bulgaristan’da üyelerinin çoğunu Türklerin oluşturduğu Sorumluluk Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar (DOST) Partisi'nin resmi kayıt başvurusu Türkçe ismi nedeniyle kabul edilmedi. İlk kurultayını 14 Nisan’da gerçekleştiren ve resmi kayıt süreci için Sofya Şehir Mahkemesi'ne başvuran DOST Partisi'nin kaydı, ismi Türkçe olduğu gerekçesiyle reddedildi. Mahkemenin reddetme gerekçesinde ayrıca, DOST Partisinin kurucularının çoğunluğunun Türk olduğu belirtilerek, Siyasi Partiler Yasası gereğince etnik ve dini temele dayalı parti kurma yasağı hatırlatıldı.

MAHKEMENİN KAYNAĞI BULGAR SÖZLÜĞÜ

Kararda, Sorumluluk Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar isminin Bulgarca kısaltmasından DOST kelimesinin oluştuğu, parti kurucularının da tam bunu amaçladıkları kaydediliyor. DOST Genel Başkanı Lütvi Mestan, AA muhabirine yaptığı açıklamada kararı bir üst mahkemeye taşıyacaklarını belirtti. Bulgar üye sayısının azımsanmayacak oranda olduğunu kaydeden Mestan, şunları söyledi: "DOST’un Türkçe bir kelime olduğunu söylüyorlar. Evet, DOST Türkçe bir kelime ama Bulgarca sözlükte yer alıyor. Hanımefendi (hakim) diyor ki, DOST’un Türk kelimesi olduğunu Bulgarca sözlükte gördüm. Görüyorsan demek ki bu kelime Bulgaristan’ın dil sisteminde mevcut. Demokrasi de Bulgarca bir kelime değil. Yeni kurduğumuz DOST Partimiz liberal demokratik bir oluşumdur. 15 bin üyemizden yüzde 20’si Bulgar ve Hristiyan kökenlidir. Ancak bir partinin etnik mi olduğu üyelerinin sayısına ve kimliğine bağlı değil, o partinin amaçlarına bağlıdır. Partimiz amaçlarını okuduğunuzda göreceksiniz ki amacımız Bulgaristan’da demokrasinin gerçekleşmesi ve ülkenin Avrupa ve NATO yolunda yürümesi. Tüm vatandaşlara eşit davranılsın. Bulgaristan kimilerine ana kimilerine de üvey ana olmasın. Hiç kimse Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslümanları ve diğer azınlıkları ikinci kalite vatandaş olarak görmesin. Biz Türkleri savunuyorsak Türkiye’nin partisi olmuyoruz, azınlıkları savunan parti oluyoruz. Azınlıkları savunmak ile azınlık partisi olmak farklı bir şey. Hakim bunu anlayamamış.” Bir üst mahkemenin kararı kabul etmeyeceğine inandıklarını ifade eden Mestan, eğer Bulgaristan’da ayrımcılık yoksa ve Anayasa ile kanunlar herkes için eşit geçerliyse bir üst mahkemede DOST Partisi'nin kaydının reddetme gerekçesinin kabul edilmemesi gerektiğini vurguladı.

HÖH BUNCA YILDIR NE YAPIYOR?

Bulgaristan’da Türkçe konuşma, Türk ve Müslüman isimleri kullanma konusunda dini ve milli kimlikleri yasaklarla baskı altında tutulan soydaşlar, diktatör Jivkov rejiminden kaçarak 1989 döneminde büyük göçle Türkiye’ye dönüş yapmıştı. Zaman içinde “çifte vatandaşlık”tan yararlananlar olduğu gibi, Bulgaristan’da kalıp orada kimliğini korumaya çalışanlar da azımsanmayacak kadar çok. Rusya ile yaşanan uçak krizine kadar HÖH’ün de Bulgaristan’da Türklerin hakları için mücadele ettiği düşünülüyor, en azından bir alternatifi olmadığından rağbet ediliyordu. DOST’un kurulmasıyla birlikte Lütfi Mestan’ın gündeme getirdiği sorunlar ve talepler, aslında öyle olmadığını ortaya koydu. 26 yıl evvel kurulan ve Bulgar Parlamentosunda temsiliyet gücünü de elde eden HÖH, eğer Türklerin hakları için çaba harcasaydı bu isim yasağının yaşanmayacağı düşünülüyor. Türkçe kelime olduğu için DOST’un mahkemece veto edilmesine HÖH’ün sessiz kalması da sürdürdüğü mücadelenin, “hak ve özgürlük” için değil, kendi konumunu korumak için olduğunu gösteriyor.

“HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ BİR KARAR”

Bulgar mahkemesinin kararını değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Kader Özlem, varılan sonucun hukuki değil, siyasi bir hamle olduğunu söyledi. Özlem, şu açıklamalarda bulundu: “Birincisi, bu olay Bulgaristan’da Türklere karşı önyargının göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu karar hukuki değil, siyasi ve ideolojik bir karardır.  İkincisi, Bulgaristan Türk toplumunun ve genel olarak Bulgaristan halkının görüşlerini ifade etmekten uzak, anti demokratik bir görünümdedir. Üçüncüsü, söz konusu kararla Bulgaristan siyasetinde Türklerin dışlandığı bir konjonktür oluşmuştur.  Ayrıca demokrasi ve  demokrasinin ayrılmaz bir parçası olan hoşgörünün tam olarak yansıtılmadığı bir kararla karşı karşıya bulunulmaktadır.  Dördüncüsü bu karar Bulgaristan’da Avro-Atlantik eksenle Rusya arasındaki güç mücadelesini de yansıtmaktadır. Bilindiği üzere Bulgaristan’da özellikle milliyetçi partiler, merkez sağ siyasiler, BSP ve  Aralık ayında yaşanan gelişmelerle “Rusya’nın Truva Atı” olduğu anlaşılan HÖH’ün Türkiye karşıtı refleksleri ortadadır. DOST'un anavatan Türkiye ve Türk azınlık konusundaki hassasiyeti ile Avro-Atlantik eksene yakınlığı bu aktörlerce hoş karşılanmamaktadır. Dolayısıyla  bu karar Rusya’nın çıkarlarına hizmet eden mahiyettedir. Son dönemde Sofya yönetiminin Rusya açılımı da bu bağlamda önemlidir.Ortaya çıkan genel sonuç itibariyle, Bulgaristan çok etnili bir yapıdan oluştuğunu ve Türklerin siyasi oluşum olarak kendini ifade etme özgürlüğünün bulunduğunu kabul etmelidir. Söz konusu mahkeme kararı bu realitenin reddi niteliğindedir. Temennimiz kararın bir üst mahkemeden temyiz edilerek geri dönmesi ve partinin DOST adıyla tescillenmesidir. Zira, DOST partisi Bulgaristan’ın Batılı değerleri içselleştirmesinde ve demokratik gelişimi tamamlamasında çok önemli bir misyon yerine getirecektir.”

 

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.