SON DAKİKA
Hava Durumu

Pantolona kurban giden başörtüsü…

Müslümanların elde ettiği ekonomik ve sosyal statüleri, aslında kanıksamış oldukları zihin altı pagan tutkularının dışavurumunu acı bir şekilde

Haber Giriş Tarihi: 28.02.2019 21:15
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2019 23:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Pantolona kurban giden başörtüsü…
Müslümanların elde ettiği ekonomik ve sosyal statüleri, aslında kanıksamış oldukları zihin altı pagan tutkularının dışavurumunu acı bir şekilde tecrübe ediyoruz, bu günlerde. Yirmi seneyi aşkın bir zaman geçti, 28 Şubat darbesinin üzerinden. Okullarına alınmayan genç kızlarımızın hıçkırıkları hala kulaklarımızda yankılanıyor. İkna odalarında başörtüleri çıkartılan kızlarımızın gözyaşları; onların yanaklarından süzülürken, biz yüreğimizin içine akıtıyorduk. Bu acı, yüreklerimizin mutena bir yerinde hala tazeliğini korumaktadır.

28 Şubat’ı, duygusallıktan kısmen uzak, daha soğukkanlı bir şekilde değerlendirince, hayıflanmamak mümkün değil. Bu süreçte rol alan ve o günkü deyimle ‘beşli çete’ diye adlandırılan işçi ve işveren sendikaları, iş adamları derneklerine ilave olarak, medya ve askeri vesayetin neler yaptıklarını zaten tarih yazdı, yazmaya devam edecek. Batı beslemesi; seküler laikçilerin, öteden beri yaptıklarının biraz daha dozu artırılmış, militarlaştırılmış  ve militanlaştırılmış eylemleri olduğunu biliyoruz. Benim derdim bu değil. Benim derdim; o gün, onca bedel ödeyen insanların çektiklerine karşılık, aynı kaygıları taşıdığını, aynı hassasiyetleri paylaştıklarını düşündüğümüz çevrelerin, yani bizim mahallenin sonradan görme sakinlerinin, bu gün neler yaptıkları ve nerede durduklarıdır. Darbe günlerinde yapılan mücadeleler sonunda kazandıklarımız, elde edilen sosyal ve ekonomik statülere nasıl kurban verildiğini acıyla tecrübe ediyoruz. Uğrunda büyük fedakârlıklar yaptığımız ideallerimizin nelere kurban edildiğini görmek daha da yaralayıcı. Bu yüzden o gün mücadele veren ve bedel ödeyen siyasetçilerimizin akıttıkları terler gözümüzün önünden ve genç kızlarımızın çığlıkları kulaklarımızdan gitmiyor.

Burada biraz da acıtıcı soru geliyor insanın aklına: O günkü siyasetçiler mi acemiydi, yoksa şartlar mı öyleydi? O gün mücadele eden gençler ve genç kızlar mı ufuksuzdu yoksa bugünküler mi? O gün inandıklarımız mı doğruydu bugünküler mi? O günden bugüne inançlarımız mı değişti yoksa.

Verilen mücadele bu kadar mı ucuz olmalıydı! Sözün gelimi; o gün genç kızlar; eğitimini bırakma pahasına, başörtüsünü çıkarmadı ve inancından taviz vermediler. Bu mücadeleleri, sadece onlara özgürlük getirmedi, bu günlerde yaşanan rehavetin de bedelini ödediler. Niçin? Birileri ideolojik olarak değerlendirseler de bu, inancın, siyasetin, sosyal hayatın, eğitim hayatının özgürleştirilmesi ve vesayeti bitirme mücadelesi idi.

O günlerde, akşam haberlerini izlerken boğulacak gibi oluyorduk. Hele o günkü Cumhurbaşkanı ve başbakanların yaptığı açıklamalar, anlaşılacak gibi değildi. Ne var ki zulüm ile abâd olunmayacağını bir kez daha yakinen test etmiş olduk. Olduk da o günden bu güne çok şeyler değişti. O gün, koruma adına okullarından olan genç kızlarımızın başörtüsü, bu gün pantolonlara streçlere kurban edildiğini görmek çok daha fazla acı vermektedir. O gün siyaset sahnesinde mücadele edenlerin siyasi gayeleri, bu gün makam mevkilere ve kapitalist çıkarlara kurban edildiğini görmek daha da yaralayıcı.

28 Şubat sürecinde, geleceklerine mal olması pahasına, inançlarını, değerlerini koruyan genç kızlarımızın bugünkü kardeşleri, ne giyindikleri belli ne de giyinmedikleri. Neye nasıl inandıkları konusunda kafaları epeyce karışık. Mahremiyeti kuşanmış olan o günkü kızlarımızın bugünkü kardeşleri, çekilen onca acılar ve ödenen bedellere rağmen o sınırları çoktan yıktılar bile.

28 Şubat sürecinde mücadele veren kızlarımız sadece bir başörtüsü mücadelesi değil, bir onur, haysiyet, mahremiyet, inanç ve medeniyet mücadelesi idi. Ne var ki, bu mücadele şimdilerde ucube bir pantolona ve lüks mekanlarda  içilen nargilelere kurban verildi. Tesettür ve mahremiyette öyle.  Bunun manevi vebalinin altından kim nasıl kalkacak, onu da flört eden kızlarımız düşünmesi gerekir, ama pek de ümitli değilim.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.