SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiye'nin bölgesel iş birliği İsrail'i durdurabilir!

İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlangıcının üzerinden geçen bir yılı değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Arslan, İsrail’in, Gazze’den sonra, komşusu Lübnan’a da saldırarak buradaki İran destekli Hizbullah’ı zayıflatmayı amaçladığını, İsrail’in bu şekilde rahat hareket etmesinin temel nedeninin de ABD’den aldığı siyasi ve askeri destek olduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 13.10.2024 21:10
Haber Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 21:13
Kaynak: Bülten
Türkiye'nin bölgesel iş birliği İsrail'i durdurabilir!

İsrail-Filistin meselesine yönelik barış görüşmelerinin, ABD’de yapılacak Başkanlık seçimlerinden birkaç ay sonra gündeme gelebileceğini de kaydeden Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Uluslararası toplumun sessiz kalması, sorunun adeta Filistinlilere yurt bulmaya doğru evrildiğini göstermektedir. Türkiye’nin; Mısır’ın yanı sıra Suriye, İran ve Irak’la bölgesel iş birliğini güçlendirmeye yönelik geliştireceği politikalar, İsrail’i, acımasız ve hukuk tanımaz tutumunu yeniden gözden geçirmeye yöneltebilir.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Arslan, İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlangıcının üzerinden geçen bir yılı değerlendirdi.

FİLİSTİNLİLERİN DAĞILIMI VE MÜLTECİLİK DURUMU

Dünya genelinde 14 milyonu aşkın Filistinli yaşadığını kaydeden Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Bu rakam, kimlik kartı olanlar ile mülteci olarak kayıtlı Filistinlileri kapsıyor. Bu nüfusun yüzde 44.8’i Arap ülkelerinde, yüzde 15,4’ü Gazze Şeridi’nde, yüzde 22.5’i Doğu Kudüs dâhil Batı Şeria’da, yüzde 12’si İsrail’de, yüzde 5.3’ü ise diğer ülkelerde. Filistinlilerin önemli bir kısmının mülteci olarak yaşamasının nedeni, Filistin topraklarında İsrail devletinin kurulmasıdır. İsrail devletinin kuruluşu sürecinde ve sonrasında, Filistinliler, gelecekte Filistin devletine ait olacağına inandıkları Gazze ve Batı Şeria’nın yanı sıra komşu ülkelere göç ettiler. Böylece Filistinliler, 1949’dan itibaren, farklı coğrafyalarda mülteci olarak yaşamak zorunda kaldılar. BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) kayıtlarına göre dünya genelinde 5.9 milyon Filistinli bu kuruluşun yardımlarına erişebiliyor.” dedi.

FİLİSTİNLİLER İLE İSRAİL ARASINDAKİ TEMEL SORUNLAR NELER?

7 Ekim’i değerlendirmeden önce Filistinliler ile İsrail arasındaki temel sorunları hatırlamakta yarar olduğunu ifade eden Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Bu sorunlar, İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesi; İsrail’in 1967 öncesi sınırları esas alan iki devletli çözümü kabul etmemesi; Yahudilerin, Müslümanlar için kutsal kabul edilen Mescid-i Aksa’da Müslümanları inciten tutumları ve Mescid-i Aksa’nın yıkılmasını hedeflemeleri; Batı Şeria’da, Yahudiler için İsrail yönetimi tarafından açılan ve sürekli sayıları artırılan yerleşim yerleri; Gazze’deki Filistinlilerin, 2006’dan itibaren, İsrail tarafından uygulanan abluka altında yaşamak zorunda bırakılmaları, olarak sıralanabilir.” diye konuştu.

İSRAİL’İN GAZZE’YE İNSANİ YARDIM MALZEMELERİNİN ULAŞIMINI ENGELLEMESİ…

İsrail’in Gazze’ye insani yardım malzemelerinin ulaşımını engellemesi nedeniyle Filistinlilerin bir yıldır barınma, günlük yaşamlarını idame ettirme, ilaç ve diğer tıbbi yardım malzemesine ulaşmada olağanüstü güçlük çektiğini de anlatan Doç. Dr. İbrahim Arslan, “İsrail, uluslararası hukuku göz ardı ederek intikam duygusuyla yürüttüğü savaşın amacını ‘İsrailli esirlerin serbest kalması, Hamas’ın ortadan kaldırılması ve Gazze’nin yeniden İsrail’e tehdit oluşturmamasının sağlanması’ olarak açıklamasına rağmen, gelinen noktada bu hedeflere tam olarak ulaşıldığını söylemek güçtür.” dedi.

MEVCUT ABD YÖNETİMİ, KASIM AYINDA YAPILACAK BAŞKANLIK SEÇİMİNE KADAR SESSİZ KALACAK

ABD’de Yahudi lobisinin gücünü dikkate alan mevcut ABD yönetiminin, kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimine kadar İsrail’in Hizbullah’a karşı yürüteceği saldırılara sessiz kalacağını da dile getiren Doç. Dr. İbrahim Arslan, şöyle devam etti: “Netanyahu, ABD yönetiminin içinde bulunduğu bu durumdan yararlanmak istemekte ve Lübnan’da kontrol altında tutabileceği bir bölgeyi ele geçirme fırsatının olgunlaştığını düşünmektedir. Bölgedeki önemli bir su kaynağı olan Litani Nehri, İsrail için hedef olabilir. Böylece Golan Tepelerinden sonra bölgedeki bir başka önemli su kaynağı daha İsrail’in eline geçmiş olacaktır. Böyle bir gelişme Hamas ve Hizbullah’ı, dolayısıyla İran’ı zayıflatacaktır. Bundan dolayı, İran’ın bu girişime karşı olanca gücüyle karşı koymaya çalışacağını ifade etmek mümkündür.

BARIŞ GÖRÜŞMELERİ ABD SEÇİMLERİNDEN SONRA GÜNDEME GELEBİLİR

İsrail-Filistin meselesine yönelik barış görüşmelerinin, ABD’de yapılacak Başkanlık seçimlerinden birkaç ay sonra gündeme gelebileceğini de söyleyen Doç. Dr. İbrahim Arslan, “Bu dönemde İsrail Ordusunun başarısı ya da başarısızlığı, barış görüşmelerinin tarihini belirlemede etkili olacaktır. I. Dünya Savaşı sonrasından itibaren Arap-İsrail, İsrail-Filistin sorunu olarak tanımlanan bu sorun, günümüzde, Hamas-İsrail meselesi olarak görülmeye başlanmıştır. Uluslararası toplumun sessiz kalması, sorunun adeta Filistinlilere yurt bulmaya doğru evrildiğini göstermektedir. Türkiye’nin; Mısır’ın yanı sıra Suriye, İran ve Irak’la bölgesel iş birliğini güçlendirmeye yönelik geliştireceği politikalar, İsrail’i, acımasız ve hukuk tanımaz tutumunu yeniden gözden geçirmeye yöneltebilir.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

Kaynak: Bülten

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.