SON DAKİKA
Hava Durumu

MENEMEN İSTİSMARI DEVAM EDİYOR

Yazının Giriş Tarihi: 24.12.2016 21:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.12.2016 21:14
Her yıl 23 Aralık günü törenler düzenlenen nutuklar çekilen Menemen olayı 1930 yılı 23 Aralık’ında İzmir/Menemen’de gerçekleşen bir olaydır. Dört Mehmet (Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet, Emrullahoğlu Mehmet), iki Hasan (Alioğlu Hasan, Nalıncı Hasan), ve bir Ramazan’dan (Çakıroğlu Ramazan) oluşan yedi kişilik bir Mehdi Ordusu kurarlar. Son üçünün yaşları da 17-20 aralığındadır. Yanlarında Kıtmir dedikleri köpekleri, iki adet silahları (bir Fransız Filantası bir de bağ bıçağı) ile 6 Aralık 1930’da Manisa’dan menemen’e doğru yola çıkarlar. Yolda tam tekmil bu Mehdi Ordusu bir kayıp verir, Çakıroğlu Ramazan ordudan firar eder. Böylece ordunun kazan mevcudu altıya düşer. Yolda on beş gün Bozalan Köyünde kalarak esrarlı zikir meclisi kuran bu ordu 23 Aralık 1930 sabahında ise menemen’e ulaşmış olur. Merkez (Müftü) Camisine gider.

Sabah namazında cami çıkışında Giritli derviş Mehmet Mehdi olduğunu ilan ederken Nalıncı Hasan ise camiden çıkmakta olan cemaati Mehdi Efendi ordusuna katılmaya davet eder. Zaten sınırda 70 bin kişilik bir ordunun da emir beklediğini iddia eder. Camiden çıkardığı üzerine Kelime-i Şehadet yazılı olan “Sancağ-ı şerif’i” de bir bayrak gibi kullanmaya başlar. Mehdiye katılmayanlarında kılıçtan geçirileceğini ilan eder.

Olay yerine gelen dört kişilik jandarma grubuna derviş Mehmet kendisinin “Mehdi olduğunu, kurşun ve topun da kendisine işlemeyeceğini” iddia eder. Kalabalık dağılmayınca Jandarmalar da olay yerini terk eder. 24 yaşındaki Asteğmen Kubilay kalabalığı dağıtmakla görevlendirilince yanına aldığı 26 acemi askerle olay yerine gelir. Kubilay silahsız olduğu gibi askerlerinin de mermisi yoktur. Derviş Mehmet’ten dağılmalarını isteyen Kubilay olumsuz cevap alınca ona attığı tokatın sonunda Mehmet tarafından vurulur. Yaralı halde ki Kuilay’ın başı derviş Mehmet ile Şamdan Mehmet tarafından bağ bıçağı ile kesilir. Olay yerine intikal eden askerlerin ateşi sonunda dört Mehmet ölü ele geçirilirken kaçan iki Hasan ise üç gün sonra yakalanarak Menemen’e getirilirler.

27 Aralık 1930’da Dolmabahçe Sarayı’nda Hükümet erkanı M. Kemal Paşa’yı ziyaret ederek olay hakkında görüşürler. Kemal Paşa “Kubilay’ın temiz kanı ile cumhuriyete hayatiyet verdiğini, bunun cumhuriyete yönelik bir saldırı olduğunu” açıklar. 1 Ocak 1931’de toplanan TBMM ise Menemen, Manisa ve Balıkesir’de Sıkıyönetim (Örfi İdare) ilan ederek Sıkıyönetim Komutanlığına Fahrettin Paşa (Altay), Menemen’de kuruluşu duyurulan Divan-ı Harbi başkanlığına da Tümgeneral Mustafa (Muğlalı) tayin edilir. Yedi Ocak’tan itibaren Menemen’e giriş çıkışlar yasaklanır. Geceleri sokağa çıkma yasağı ilan edilir. Yasağa uymayanlar vurulur. Sünnet, düğün, nişan vb her çeşit toplantı yasaklanır. Haberleşmeye sansür getirilir, mektupların kısa ve açık zarfla postaya verilmesi istenir.

Muğlalı Paşa’nın hazırladığı iddianame büyük ölçüde Kemal Paşa’nın konuşmasının tekrarı gibi olur: “Olay cumhuriyete karşı bir suikast girişimidir” hükmü ile biter. İrticai/gerici sayılan bu ayaklanmanın bir Nakşibendi tarikatı ayaklanması olduğu iddia edilir. Menemen, Manisa, Balıkesir, İstanbul, Ankara, Orhangazi, Karaman, Kozan ve hatta Hopa’dan tutuklananlar olur. Bunlar arasında İstanbul’da yaşayan 84 yaşındaki Erbilli Şeyh Esad Efendi ile 64 yaşındaki oğlu Mehmet Ali Efendi de vardır. Tutuklananlardan birisi de Musevi tüccar Hayimoğlu Jozef’tir çünkü onun derviş Mehmet ve arkadaşlarını alkışladığını iddia edenler olmuştur.

15 Ocak 1931’de başlayan duruşmalarda toplam 105 kişi yargılandı. 25 Ocak 1931’de mahkeme kararını açıkladı. 37 kişiye idam 41 kişiye ise çeşitli hapis cezaları verildi. Mehdi Ordusuna ip, tütün, yiyecek vb malzemeler satmak ve alkışlamak da idam cezası suçu sayıldı. İdamlıklardan üçünün yaşı 21’den küçük üçünün ise 65’ten büyük olduğundan idam cezaları 24 yıl hapse çevrildi. 84 yaşında ki Şeyh Esat Erbilli ise üremi rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı askeri hastanede ölmüştü. Toplam 28 kişi idam edildi. İdamlar Menemen’in değişik semtlerinde (Hükümet Meydanı, İstasyon Meydanı, Kubilay Okulu, Tuz Pazarı, Bedesten ve Sinema önünde) 4 Şubat 1931’de, sabaha karşı infaz edildi. İdam edilenlerin cesetleri üzerlerinde ki mahkeme kararları ile bir gün meydanlarda asılı tutuldu. Kemal Paşa ise 31 Ocak / 4 Şubat 1931 tarihlerinde İzmir/Aydın gezisine çıkmıştı ve bölgede bulunmaktaydı.

Altı tane uyuşturucu bağımlısı meczup tarafından katledilen Asteğmen Kubilay’dan bazı çevreler “gericiliğe karşı savaşan bir kahraman” icat etmeyi başarmıştır. Hatta bu olaydan iki ay önce kapatılan Serbest Cumhuriyet Fırkasının kapatılması gerekçesi bile Kubilay’ın katledilmesi ile açıklandığı gibi “Laikliğin şehidi” bile sayılmıştır. Laikliğin 1937’de anayasaya yazılmasını “Türkiye’ye laikliğin gelmesi, yerleşmesi” diye yıl dönümü kutlamaları yapan çevreler böylece laikliğin Türkiye’ye gelişinden 7 yıl önce “Kubilay’ı laiklik için şehit vermiş” olmanın olağan üstü başarısı ve hazzını yaşamaktadırlar. İslami akımları da uyuşturucu bağımlısı gibi gördüklerinden Menemen’de Kubilay’ı katleden dört ayyaş uyuşturucu bağımlılarını da gerici akımın öncüleri görmektedirler. Yalandan kim ölmüş ki bu yalanların sahipleri de ölümden korksun? Bu çevreler, uyuşturucu bağımlıları örneğinde görüldüğü gibi, düşman oldukları kesimler için bile öncü tayin etme haklarını kendilerinde görebiliyorlar.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.