SON DAKİKA
Hava Durumu

Meslek Odaları ya kapatılsın ya serbest bırakılsın!

Yazının Giriş Tarihi: 27.04.2020 22:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.04.2020 22:20

Son büyük terbiyesizliği Ankara Barosu’nun yaptığı İslam ve peygamberine, kitabına yönelik o saldırıyı utanmadan sıkılmadan baronun ismi ile yaptılar. 
Oysa Ankara Barosu yönetimi, oraya meslekleriyle ilgili görev yapmak üzere seçildiler.
 Bu ülkenin değerlerine, bu milletin inançlarına hakaret etmek, saldırmak için değil. Her avukatın Baro’ya üye olma zorunluluğu var. 
Ankara Barosu yönetimiyle aynı düşünmeyen avukatlar için de bu açıklama yapılıyor. 
Baro adına yapılıyor. Yürekleri yok kendi adlarına yapmaya. 
Gelelim şu meşhur Ali Erbaş üzerinden yapılmak istenen tezgâhlanmaya çalışılan oyuna.


 Ali Erbaş Hoca eşcinsellikle ilgili Kur’an-ı Kerim’in hükmünü dile getirmiş. Kendisi bir yorum yapmamış ki kişisel olarak yorum da yapabilir. 
Ankara Barosu, kimseye sormadan üyelerinin görüşlerini bile almaya gerek duymadan İslam’a ve Kur’an’a açıkça bir saldırı olan metni yayımladı. 
Ne diyor o metinde: “Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. 
Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır. 
Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda 'cadı' diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır.
 Anılan şahsı ve ona hak veren zihniyeti büyük bir şaşkınlık ve ibretle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”
Cehalet içerisinde ve ideolojik saplantılarından uzaklaşamayan bu gruplar, İslam düşmanlığı ile bürüdükleri ruhlarında ancak bu kepaze dili kullanıyorlar. 
Bunu sadece Baro’da görmüyoruz. Tüm meslek odalarında görüyoruz. 


Bugün politize olmuş odaların meslektaşlarına yani asil görev alanlarına dönme şansı maalesef yok. Ç
ünkü uzun yıllardır burayı bir siyasete atlama mekanizması olarak gördü ve dizayn ettiler. 
Hükümete, belediyelere siyasete buradan müdahale etmenin ellerindeki üye gücüyle daha kolay olduğuna inandılar. 
Son yıllara kadar da etkili oldular. Ancak artık o etkileri geride kaldı. Bir çoğunun ipliği pazara çıktı. 
Rezillikleri toplum tarafından görüldü ve anlaşıldı. Artık ne dediklerinin ne yaptıklarının bir itibari bir kıymeti var maalesef. 
O nedenle meslek odaları Baro, Tabipler Birliği ve aklınıza gelen tüm sorunlu üyeliğin olduğu meslek kuruluşlarının yeniden baştan aşağıya gözden geçirilmesi, gerekirse kapatılması en doğru yol olacaktır. 
2020 yılına gelmişiz ve insanlar zorunlu olarak odalara üye oluyorlar mesleklerini icra etmek için. 
Sonra o oda yöneticileri topladıkları aidatlarla siyaset yapıyor, üyeler adına siyasi açıklamalar yapıyor. 
Odalarda üye olma zorunluluğu kaldırılabilir. Ya da alternatif odaların kurulmasının önü açılabilir. Ancak mevcut hali ile devam ettirilemez. 
Bugünkü durumda politize olmuş, kendi işini yapmaktan aciz ama siyaseten insanları hırpalamaya kalkan, köhnemiş, eski çağdışı bir yapı içiresinde olan odaların derhal ve süratle ele alınması gerekir. 
Kendi üyelerine saygısı olmayan, seçim dönemi oy, aidat zamanı para istemek dışında fikir almayan, yok sayan bu zihniyete daha fazla tahammül edilemez. 
Baro yönetimi hukuk önünde İslam’a, bu ülkenin kültürüne milletin inançlarına saldırmanın hesabını verecek. 
Ancak olması gereken bu pis kirli ve utanç verici zihniyetten topyekun kurtulmaktır. 


Ayhan Salman’ın ders veren fıkrası!

Ulucami’den Ramazan programı yayınlanmasıyla ilgili CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’nın cehalet kokan açıklamaları oldukça fazla tepki aldı.
 Hoş bir grup şuursuz bu açıklamaları köpürtmeye kalktı ama sonuç olarak inançlar üzerinden ahkam kesenin o inanç ritüelleriyle haşır neşir olması gerekir. 
Neyse AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman tartışmalara enfes bir nokta koydu. Karaca’ya ağır göndermenin olduğu bir fıkra yayımlayan Ayhan Salman, adeta ders verdi. İşte o fıkra: 
BİR RAMAZAN FIKRASI????:
Bekri Mustafa, Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçmektedir.

Musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortada yoktur.
Cemaat beklemekten sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı hoca zannedip namazı kıldırmasını ister.
“Yok, ben hoca değilim” dese de, zorla öne geçirirler.

Bekri Mustafa namazı kıldırıp tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaat, ne söylediğini merak eder.

Mevtaya ne söyledin diye merak edenleri Bekri Mustafa twitterdan elinde bardağıyla gülerek cevaplar:
“Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, CHP’nin ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa girmediği camilerin hukukunu savunur ilahiyatçıları, müftüleri beğenmez oldu dersin. Onlar durumu anlar dedim.” demiş.”
Umarız sık sık çevresindekilerin gazıyla hata yapıp komik duruma düşen CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca bundan gereken dersi alır. 


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.