SON DAKİKA
Hava Durumu

Mezhepleri için katliam yapanlar bize öğretmen olamaz

Yazının Giriş Tarihi: 17.12.2016 22:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.12.2016 22:31
Savaştan önce Suriye’nin ikinci büyük şehriydi. Ticari bakımdan ise Şam’dan daha önemli bir yere sahipti. Muhaliflerin Halep’i ele geçirmesi halinde Baas idaresinin yıkılacağı görüşü yaygındı. Savaşın daha birinci yılında Halep’in önemli bir bölümü muhaliflerin eline geçti. Halepliler Baas zulmüne seyirci kalmadı, muhaliflere destek oldu.

Ancak muhalifler Halep’in tamamını ele geçiremedi. Hiçbir zaman hava gücüne sahip olmadıkları gibi hava saldırılarına karşı kendilerini savunacak uçaksavar türünden silahları da yoktu. Üstelik Halep Azez yolunda Telrıfat’ın PKK tarafından işgal edilmesi muhaliflerin elinde ki doğu Halep’in kuzey yolu bağlantısının kesilmesine tümüyle kuşatılmasına neden oldu.

Rusya’nın Baas idaresi ile birlikte aralıksız bir şekilde gece gündüz Doğu Halep’i havadan bombalaması ile birlikte karadan da Baas birlikleri, şebbihası yanında İran’ın kendi askeri birliklerinin yanında Irak ve Lübnan’dan Hizbüllah, Afganistan’dan Fatimiyyun, Irak’tan Nüceba ve bagır tugayları adıyla “Şii milis çetelerini” Suriye’ye taşıması ve onlarla Halep’e saldırması oradaki direnişi büyük ölçüde kırdı. Direnişçilerin elinde ki doğu Halep giderek bu çetelerin eline geçti. Yüz binlerce insan rehin alındı. Sokaklarda yakılan, kurşuna dizilen çaresiz savunmasız Haleplilerin sayısını bile kimse öğrenemedi. Oldukça dar bir alana sıkıştırılan Halepliler ve onları sonuna kadar savunan direnişçiler nihayet Türkiye’nin ısrarlı çabaları sonunda ancak Rusya’nın rızası ile 15 Aralık’ta boşaltılma kararı alındı.

Şii çetelerinin başında bulunan İranlı General Cevat ise tahliye bekleyen çaresiz sivillerin üzerine ateş açtırarak onlardan yüzlercesini rehin aldırıp istediği kadarını dilediği işkencelerle öldürttü. General Cevat, Bosna Hersek’te savunmasız Boşnakları katletmesi ile tanınan Ratko Miladiç’i unutturacak toplu katliamlar yaptırdı.

Suriye’deki Furkan savaşı ile Bosna Hersek Savaşı arasında şaşırtıcı benzerlikler bulunmaktadır. Boşnakların sadece ırkları ve dinleri için azgın, donanımlı, hazırlıklı ve Rusya destekli Sırplar tarafından katledilmelerinin hikâyesinin unutulmayacak örneği Sirebrenika’dır. Çünkü BM’in güvenli ilan ettiği şehirlerden birisiydi. Oraya ölümden kaçarak toplanan on binden fazla Müslüman Boşnak erkeği Sırplar tarafından topluca katledilmişti.

Suriye’de ise bütün ülke Sirebrenika’nın kaderini yaşadı. Dünyanın IŞİD hikâyeleri ile oyalandığı zamanda bütün Suriye sathı Sirebrenika’dakinden daha korkunç vahşetlere sahne oldu. Bosna’da ki Miladiç’in yerini ise daha çok İranlı generaller son olarak da General Cevat almıştır. Suriye’de ki katliamın benzerleri tarihte arandığında belki ilk akla gelen Mısır’da Firavun örneğidir. Ancak Firavun bile İsrailoğullarının yalnızca erkek olanlarını ölüdürtüp kadın olanlarını bırakmıştı. İranlı generallar ise Suriyeliler arasında kadın erkek ayırımı yapmadan tümünü öldürmek için altı yıldan beri büyük bir çaba içindedirler. İranlı generaller yönetiminde ki Şii çetelerin kendilerine, Haçlıları, Moğolları ve Siyonistleri örnek aldıkları öğretmen bildikleri kuşku götürmez. Günümüz Suriye’sinde İranlı generallerin yaptıklarını Siyonistler en çok da Ariel Şaron Filistinlilere karşı yapmıştır.

Suriye’de ki büyük katliam giderek yaygınlaşacak bir mezhepler arası savaşın orada ki örneği midir? Fars hükümetinin bu katliamlarının mezhebi içeriği inkâr edilemez. Ancak bu noktada Boşnakların merhum lideri Aliya İzzetbegoviç’i anmak icap eder. Çünkü Boşnaklara karşı toplu katliamların tecavüzlerin yapıldığı dönemde infial halinde ki bazı Boşnakların “bizde aynısını Sırplara yapmalıyız” ısrarına karşılık Aliya “Sırplar bizim düşmanımızdır öğrenimiz değildir.”

Aliya’nın bu cevabı Suriye vb yerlerde ateş hattında ki her Müslümanın kulağına küpe olacak cinsten altın bir öğüttür. Farsların mezhep fitnesiyle bir yayılma alanı oluşturdukları bir Pers işgalini yaydıkları açıktır. Bunun için kullandıkları en önemli araç ise Şiiliktir. Çünkü bu etkili araç ile üstelik ABD’nin doğrudan ve dolaylı katkıları ile Suriye’yi Lübnan’ı Irak’ı işgal ettiler Yemen’de ise işgallerini tamamlamak üzereler. Fars işgalcilerinin ele geçirdikleri ülkelerde şehirlerde ise kendilerine öğretmen olarak seçtikleri örnekleri ise Ariel Şaron benzeri Siyonist işgalcilerdir. Şimdi Pers yayılmacılığına karşı, onurları, ülkeleri, imanları için savaşanların kendilerine İranlı generalleri öğretmen bilmeleri bütün Şiilere düşmanlık etmeleri, onlara saldırmaları hiçbir İslami ilkeyle bağdaşmaz.

Günümüzde Fars yayılmacılığına karşı direnmek artık bir insanlık görevi halini de almıştır. Irak, Suriye örneğinde görüldüğü gibi Fars işgaline uğrayan hiçbir yerde barış ve güven kalmayacaktır. Bütün bunlara rağmen hala “Suriye muhalefeti icat edildi, Suriye İran yörüngesinden çıkarılmak istenildi” gibi Suriye muhalefetini gayri meşru ve batılıların bir maşası gibi görme takıntılarının ise bir gerçeği açıklamak yerine bir isteği kin ve düşmanlıkla malül bir bakışı gösterdiği açıktır.

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.