SON DAKİKA
Hava Durumu

“Mücahit” Erbakan

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2021 20:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2021 20:10

“Bazen bize soruyorlar “Bütün okulları birincilikle bitirmişsiniz. Deha seviyesinde bir beyne sahipsiniz bilim dünyasında büyük buluşlara imza atmışsınız bir bilim adamı olarak kalıp, ilmi buluşlara imza atsaydınız insanlığa böylece hizmet etseydiniz daha iyi olmaz mıydı?” diyorlar.


Bizim cevabımız şudur: “Bir üniversitede profesör olabilirsiniz, Nobel ödülleri de alabilirsiniz, ama ülkenizin insanı bugün olduğu gibi açsa, sefalet ve zorluklar içerindeyse, dünyada 300 bin çocuk yoksulluk içinde açlıktan ölüyorsa, sizin Nobel ödülleriniz ne işe yarar?”


Bundan dolayı, bize böyle hayırlı bir hizmet yolu nasip ettiği için Cenabı Hakk’a hep şükretmişizdir. Asıl faydalı olan 70 milyon milletimize ve bütün insanlığa hizmet edebilmektir.


Bütün insanlığın saadet ve mutluluğu için çalışmaktır. Bu dünya imtihanını, “Canıyla malıyla cihat etmiş bir Müslüman” olarak tamamlamaktır. Çünkü hayat, iman ve cihattır.”


Yukarıdaki alıntının yazarı 29 Ekim 1926 yılında Sinop’ta doğar, babası Mehmet Sabri bey ağır ceza reisi olduğu için çeşitli şehirleri gezmiş ilkokula Kayseri’de başlayıp Trabzon’da tamamlamış. 1937 yılında İstanbul Erkek Lisesi sonrasında okul birincisi kontenjanından girmeyi reddettiği İstanbul Teknik Üniversitesine sınavla girer, sınav sonucunda ikinci sınıftan başladığı okula makine fakültesi motorlar Kürsüsünde asistan olarak göreve devam eder. İlk mücadelesi okulda başlar, öğrencilerin namaz kılabileceği bir mescit açılması için uğraşır ve elbette başarılı olur.


Başarısı okul bitiminde de onunla birliktedir, üniversiteyi de birincilikle bitirir. Hatta üniversite tarihinde onun elde ettiği başarı notunun hala geçilemediği bilinmektedir. 


1951 yılında okul tarafından Almanya’ya gönderilir burada Alman Ordusunun kullandığı Leopard tanklarının motoruyla ilgili geliştirdiği çözümlerle Alman hükümetinin dikkatini çeker ve daha sonra Milli Görüş Davasının en önemli hedeflerinden olan Milli Ağır Sanayi Hamlesi fikri bu günlerde olgunlaşmaya başlar.
Leopard tankları, Milli Görüş ve Milli Ağır Sanayi yazınca kimden bahsettiğimiz sanırım herkes tarafından anlaşıldı.


Evet, bugün ölümünün 10.yılında andığımız “Mücahit”
 Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dan bahsediyoruz.
Gümüş Motor fabrikasını kurup Türkiye’nin ilk yerli motorunu ürettiğinde sadece 30 yaşındaydı elbette her milli girişimde olduğu gibi bu hamlede de önüne yerli yabancı bir dizi engel çıkmıştı.
Engellerle karşılaşmaya başladığı o günlerde pes etmek aklından dahi geçmiyordu Avrupa standartlarının da altında 5.5 yakıt tüketimine sahip motorun lisans alması engelleniyor fakat yönünü Ortadoğu pazarına yönlendiren şirket onlarca ülkeye motor ihraç ediyordu. 
Eğer bu engellemeler olmasaydı yerli uçak, yerli araba gibi birçok konuda elli yıl öncesinde çok mesafe almış olabilirdik.
O yıllarda Erbakan’ın da katıldığı Otomobil Kongresinde kürsüye çıkan bir konuşmacı “Biz şeftaliden başka bir şey üretemeyiz” diye konuşunca kürsüye bu kez Erbakan çıkıyor “İşte motor üretildi” diye konuşunca kongrede uzun bir sessizlik oluşuyordu. Yıllar sonra şeftali üretmeye razı olanlar hala var olsa da şu an yerli otomobilin üretileceği fabrikanın temelleri de hızla yükseliyordu.


“Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz” diyen konuşmacı Bernar Nahum’du, en büyük başarısı bu konuşması değildi elbette, dışarıdan parçaları getirip burada montaj yapmayı ekonomi modeli olarak benimseyen o dönemin Türkiye’sinde kaderin cilvesi olabilir ama “Otomotiv öncüsü” olarak takdim edilen şahsiyet Erbakan değil Nahum oluyordu. Şeftali zihniyet Koç holding ortaklarından ve otomobilden sorumlu bir kişi olarak ölene kadar montaja devam ediyordu.
Necmettin Erbakan çok çalışıyor, çok okuyor, teşkilat kurarak disiplinli bir şekilde mücadele ediyor, yorulup düşenlere “hak ve adaletin egemen olacağı Yeni Bir Dünya kurmak için bütün gücümüzle çalışmadıkça iman etmiş olmayız diyordu.”


İslam ülkeleri birliği, Necmettin Erbakan’ın büyük önem verdiği projelerden biriydi. Bu projede ilk adım olarak lider Türkiye’nin öncülüğünde gelişen sekiz ülke Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya'nın katılımıyla 22 Ekim 1996 tarihinde kuruldu ve çalışmalarını halen devam ediyor. D-8; kalkınmada iş birliğini sağlamaya, üye ülkeler arasındaki ticareti ve iş birliğini artırmaya yönelik uluslararası bir örgüttür.
  Yeni Bir Dünya ideali şu üç aşamada gerçekleşecektir: İslâm Birliği’nin çekirdeği ve ilk adımı olarak kabul edilen D-8, bu sürecin ilk aşamasını oluşturmaktadır. İkinci aşama, bütün Müslüman ülkelerin katılımıyla oluşacak olan İslâm Birliği’dir (D-60). Üçüncü aşama ise Müslüman ülkelerle birlikte hareket edecek olan 100 mazlum ülkeyle oluşturulacak birlik (D-160) olarak belirlenmişti.


“Mücahit” Erbakan’ın hayatı anti Siyonist, anti kapitalist, anti emperyalist, İslam’ı ve Müslümanları üstün tutan ve İnsanlığın saadeti için yorulmak nedir bilmeden, mevki makam para kaygı ve beklentisi olmadan sadece Allah rızası için adanmış bir ömür olarak tariflenebilir.
Kıbrıs Barış harekatında ki kararlılığı ve sorumluluğu, Bosna savaşında savaşın seyrini değiştiren müdahalesi, Körfez krizinde yürüttüğü diplomasi, hükümet olduğu dönemlerde yaptığı her siyasi görüşten insanın onayladığı ve hafızalara kazınan icraatları (Havuz Sistemi gibi), Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi adlarıyla pes etmek nedir bilmeden kararlı duruşu, 28 Şubat post modern darbesinde takındığı tavır ve daha birçok şey sayabiliriz.
Bir ömre sığması imkansız gözüken bu başarıların ve her başarıdan sonra gelen yerli veya yabancı müdahalenin sanırım en büyük sebebi Necmettin Erbakan’ın insanlığın içinde bulunduğu bu düzene isyanı, bu haklı isyanı örgütlemesi ve disiplinli bir şekli teşkilatlanarak çok çalışmasının yanında Adil Düzen, Milli Görüş adlarıyla insanlığa anlatmaya çalıştığı, insanlığın kurtuluşunun yolu, yöntemi ve programıdır. Erbakan insanlığa yeni bir düzen öneriyordu; İslami, ilmi, İnsani bir düzen 
“Hakk’ın ve adaletin tesis edilmesi için çalışmaya Cihat denir”
“Ben bu mücadeleyi ikbal, makam, şöhret veya seçimlerde oy versinler diye yapmadım. Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım”  diyordu Davam kitabının son satırlarında.
İnsanlığa bir medeniyeti hatırlattı Erbakan ve bu medeniyeti anlayıp bu yolu tatbik ederse kurtuluş olacağını kısacık iktidarında bile ispatlayıp zalimlere korku saldı.
Sanayi hamlesi, Milli ve Yerli duruş, İslam Birliği, büyük Türkiye hayali yaşadığımız bu yıllarda öğrencileri tarafından hayata geçiriliyor. Ölümünün onuncu yılında bu dahi insanı, bu büyük mücahidi, Türkiye sevdalısı ve ülke tarihine damgasını vurmuş bu çalışkan insanı minnetle ve rahmetle anıyorum.
Bu yazının dip notu: Kırk yıl gecikmeli bir teşekkürde, hiç tanımadığı, oy almadığı, sofrasında ekmeği olmayan üç çocuklu o aileye yıllarca ekmeğin yanında yemek yemesine vesile olduğu için gelsin. Allah ondan razı olsun.
Selam ve Saygıyla.

 
    


    


   
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.